Yabancı uzmanlardan Türk şarabına iyi not

Wines of Turkey (WOT) Platformu'nun organizasyonuyla Türkiye'de ağırlanan 7 şarap uzmanının ''kör tadım'' yoluyla yaptığı değerlendirmeler, The Marmara Pera Oteli'nde düzenlenen basın toplantısında paylaşıldı. Toplantıda konuşan WOT Koordinatörü Taner Öğütoğlu, dünyada şarap ihracatının 1999'daki 21 milyon hektolitreden 2007'de 47 milyon hektolitreye çıkarak bir patlama yaptığını belirterek, ihracatın 1995-2005 yılları arasında Avustralya, Şili, Güney Afrika, Arjantin gibi yeni dünya ülkelerinde arttığını, eski dünya olarak bilinen Avrupa'daki şarap üreticisi ülkelerin ise bu artıştan daha az pay aldığını anlattı.
Yeni dünya ülkelerindeki artışın sebebinin bu ülkelerde oluşturulan şarap platformlarının verimli çalışması olduğunu dile getiren Öğütoğlu, eski dünya ülkelerinde ise platformların iyi çalışmadığını söyledi.

Avustralya'nın şarap platformunun yaptığı çalışmaların çok başarılı olduğunu ve 2000 yılında ihracatın yurt içi satışlarını geçtiğini ve 1 milyar litrelere ulaştığını anlatan Öğütoğlu, şunları kaydetti: ''Türk şarapçılığının üzerinde bir inançsızlık, 'bu şartlarda biz bir şey yapamayız' gibi bir düşünce var. Bizim amacımız bir Avustralya olmak değil, ama bunun 10'da, 20'de biri bile olabilirsek Türkiye için çok büyük bir başarı olacaktır. Türkiye'nin 2000-2007 arasındaki ihracat değerleri 5-7 milyon dolarlar mertebesinde oynuyor diyebiliriz. 5-7 milyon dolarlar orta ölçekli bir firmanın yapacağı ihracata denk denebilir.''

Yurt dışından davet ettikleri uzmanlara, düzenledikleri etkinliklerde toplam 49 şarabı ''kör tadım'' yöntemiyle tattırdıklarını, önde gelen restoranlarda yemek-şarap eşleşmeleri yaptıklarını dile getiren Öğütoğlu, bu değerlendirmelerde şarapların hiçbirinin ''zayıf'' bulunmadığını, 9 şarabın ''mükemmel'' kategorisinde, 37 şarabın ''iyi'' kategorisinde 3 şarabın ise ''orta'' kategorisinde değerlendirildiğini bildirdi. Şaraplardan 20 puan üzerinden 17 puan alan ''Kavaklıdere Pendore Boğazkere 2008''in en yüksek notu alan şarap olduğunu, bunun aynı zamanda 34 kırmızı şarap arasında da en çok beğenilen şarap seçildiğini belirten Öğütoğlu, 12 beyaz şarap içinden ''Vinkara Doruk Narince 2009'un en yüksek olan 15,83 notuyla ''iyi'' kategorisinde, 3 roze şarap içinden ''Kayra Terra Kalecik Karası Rose 2009'un da 16,5 puan ile en yüksek notu alarak ''mükemmel'' kategorisinde değerlendirildiğini kaydetti.

Taner Öğütoğlu, şarap uzmanlarının değerlendirmelerine de değinerek, şöyle devam etti: ''Tadımlar neticesinde, uzmanlarımız özet olarak, Türkiye'nin dünyadaki şarap kültürü içindeki tarihsel konumu ve yerel üzümlerinin çeşitliliğinin, Türkiye'nin ihracat pazarında yer alması için potansiyel taşıdığından bahsettiler. Yaptıkları yorumlarda Türkçe'nin ve yerel üzümlerin isimlerinin zorluğundan da şikayetçiydiler. Ama bu arada çok iyi öğrendiklerini söyleyebilirim. Yerel üzümlerle yapılan şarapları genel olarak daha başarılı buldular ve uzmanlarımız yaptıkları ziyareti 'büyük bir keşif' olarak yorumluyorlar.'' Etkinliğin Kültür ve Turizm Bakanlığı Londra Turizm Ofisi'nce desteklendiğini anlatan Öğütoğlu, WOT Platformunun birkaç şarap üreticisi firma tarafından oluşturulduğunu, ancak Türkiye'de çok sayıda üretici firma olduğunu ve bu firmaların da katılımını beklediklerini ifade etti.
 

'Türkiye'de büyük bir gelişme potansiyeli görüyorum'

Şarap uzmanlarından Caroline Gilby de Türkiye'de geçirdiği sürede çok iyi şaraplar tattığını belirtti. İstanbul'da çok büyük bir kültür potansiyeli bulunduğunu gördüğünü ifade eden Gilby, İstanbul'un doğu ve batının bir araya geldiği eski ve yeninin bileşiminin bir arada bulunduğu bir kent olduğunu söyledi. Gilby, ''Türkiye'nin şarap endüstrisinin çok genç bir endüstri olduğunu düşünüyorum. Atılacak çok önemli adımlar var. Büyük bir gelişme potansiyeli görüyorum ben Türkiye'de. Önümüzdeki yıllarda bu potansiyel iyi değerlendirilirse, özellikle ihracat alanında Türkiye'nin önemli rol üstleneceğini, Türk şarap piyasasının ihracatta önemli rolü olacağını düşünüyorum. Şili, Arjantin gibi yeni dünya ülkeleriyle beraber rekabetten kaçınıp beraber çalışılırsa özellikle Türkiye'nin şarap alanında çok büyük potansiyeli olduğunu ve bunu iyi değerlendireceğini düşünüyorum'' şeklinde konuştu.
 

'Şarap turizmi gelişmeli'

Charles Metcalfe ise Türkiye'de harika bir hafta geçirdiğini, çok güzel şaraplar tattığını belirterek, şunları kaydetti: ''Dünyaya gayet güzel şaraplar satıyorsunuz ancak ben bundan daha fazla potansiyeliniz olduğunu ve dünyanın Türk şaraplarını daha fazla tanıması gerektiğini düşünüyorum. Pazarlama anlamında biraz daha gelişme göstermeniz gerekli. Türk şarap endüstrisinde oldukça iyi çalışmalar yapılıyor. Kaliteli şaraplar tattım. Ancak bunu biraz daha dünyaya pazarlamak, ön plana çıkarmak için çalışmaların artırılması gerekir. Arjantin, Şili, Yeni Zelanda gibi ülkelerdeki gibi güzel şaraplar yapıp iyi bir pazarlama ile dünyaya satmanız gerektiğini düşünüyorum. Türkiye şarap turizmine çok elverişli bir ülke, çünkü çok çeşitli bölgeler ve çok çeşitli yemekleriniz var. Şarap turizminin biraz gelişmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda çalışmalar yapılırsa yemekler ve şarap eşleşmeleri gibi pazarlama çalışmaları yapılırsa çok daha iyi olacağını düşünüyorum.'' Metcalfe, İngiliz turistlerin Türkiye'ye son zamanlarda daha çok ilgi gösterdiğini, Türkiye'nin şarap turizmiyle çok daha seçkin turistlere hitap edebileceğini söyledi.

Soruları da yanıtlayan uzmanlardan Oz Clarke da ''Hangi Türk yemekleriyle hangi şarapları beğendikleri'' yönündeki soru üzerine, Türkiye'de özellikle gözlemlediğinin etle veya herhangi bir yemekle kırmızı şarabın daha fazla içildiği olduğunu belirterek, oysa et veya herhangi bir yemekle içilebilecek çok iyi beyaz şarapların da bulunduğunu söyledi.
Öküzgözü şarabını özellikle tavsiye eden Clarke, beyaz şarabın peynirlerle, balıklarla birlikte tüketilebileceğini ifade etti.

'Türk şarap isimleri karmaşık, ancak yine de egzotik'

Tim Atkin ise Türkiye'ye çok fazla bir beklenti olmadan geldiğini dile getirerek, burada gördüklerinin beklentilerinin üzerinde olduğunu, özellikle Öküzgözü şarabını çok beğendiğini söyledi. Daha önceden Atatürk hakkında bilgi sahibi olduğunu anlatan Atkin, ''Onun Türk halkı için yaptığı değişiklikten, reform hareketinden haberim var. Sizin bu reform hareketini şarap için de yapabileceğinizi düşünüyorum. Bu reformları, Atatürk'ün gösterdiği yolda uluslararası piyasaya da uygulayabilirsiniz. Genç yatırımcıların dünya piyasasına açılabileceğini ve şaraplarınızın dünyada tanınmasını sağlayabileceğinizi düşünüyorum'' şeklinde konuştu.

Susan Hulme, Stephen Brook ve David Furer de Türk şarap endüstrisinin yerel tatları çok iyi değerlendirdiğini belirtti. Türkiye'de hayal kırıklığına uğramadıklarını dile getirerek özellikle kırmızı şarapları öven uzmanlar, Türk şarap isimlerinin karmaşık olduğunu ancak bu isimlerin yine de egzotik durduğunu kaydetti.