"Yalnız mıyız?" sorusunun cevabı yakın
Astrofizikçi ve bilim yazarı Mario Livio, Hubble uzay teleskopunun fırlatılışının 25. yıldönümü için Nature dergisine yazdığı makalede uzayda yaşamın keşfine ilişkin düşüncelerini paylaştı. Livio'nun yazısının ilgili bölümünü aşağıda aktarıyoruz:
Astronomideki en ilgi çekici soru bence Güneş Sistemi'nin ötesinde gökadamızda hayatın olup olmadığıdır. Özellikle Kepler uzay teleskopu sayesinde gökadanın yıldızlarının kayalık yüzeyde sıvı suyun bulunmasına el veren "yaşanabilir bölge"lerinde bulunan yüz milyonlarca Dünya boyutunda gezegenle dolu olduğunu biliyoruz.
Atılacak adımların sırası belli. 2017'de fırlatıldığında TESS (Transiting Exoplanet Survey Satellite - "Geçen Ötegezegen İnceleme Uydusu") düşük kütleli yıldızların yaşanabilir bölgelerinde Dünya'dan biraz daha ağır bir kaç yakın gezegen bulacaktır. Böyle gezegenlerin yörünge süreleri kısa, yıldızları da soluktur, bu da saptanmalarını biraz daha kolay hale getirir. Sonra 2018'de fırlatılacak James Webb Uzay Teleskopu (JWST) ve 2024 dolayları içinplanlanan WFIRST/AFTA (Wide Field Infrared Survey Telescope–Astrophysics Focused Telescope Assets - "Geniş Alan Kızılaltı İnceleme Teleskopu-Astrofizik Odaklı Teleskop Varlıkları") bu gezegenlerin birkaçının atmosferlerinde su ve diğer molekülleri arayacaklardır.
Gökadada hayatın ne denli çok veya nadir olduğuna dair anlamlı istatistiksel kısıtlar koyabilmek için daha güçlü bir teleskop gerekecektir. Aynasının çapı en az 12 metre ve çözünürlüğü Hubble'ınkinin 25 katı olan bir teleskop bir gezegeni yıldızının yanında görüntülemeyi ve tayf analiziyle atmosferinde oksijen ve diğer yaşam izlerinin varlığını saptamayı başarabilir.WFIRST/AFTA, yıldızından bir milyar kez daha soluk olan bir gezegeni saptayabilmelidir. bir Dünya benzerini Güneş benzeri bir yıldızın yanında görüntüleyebilmek için 10 milyarlık bir parlaklık kontrastı gerekecektir. Böyle bir teleskopun sayısız başka keşif de sunacağı açıktır.
Çok sayıda gezegenin (yaklaşık 50 tane) sınanması gerekecektir. Hesaplar örneğin yaklaşık 36 Dünya benzerinden fazlasında hiç bir yaşam izi saptanmaz ise gökadadaki bölgemizde Güneş Sistemi dışında uzaktan saptanabilir hayat olma ihtimalinin yaklaşık %10'dan düşük çıkacağını göstermektedir.
Böylesi "yüksek çözünürlüklü" bir teleskop hakkında bir raporun Haziran civarında Gökbilim Araştırması için Üniversiteler Birliği'nce yayınlanması bekleniyor. Şimdi atılması gereken çok sayıda adım var. Öncelikle NASA, ESA ve diğer potansiyel uluslararası ortaklar böyle bir projeyi incelemek için bir panel toplamalı. 2030 yılı civarında bir fırlatmayı mümkün kılabilmek için teknoloji geliştirme çalışmaları hızlandırılmalı. Görevler hakkındaki ulusal fonlama kararlarına kılavuzluk eden ABD ve uluslararası onyıllık anketlerinden sıradakilerde hayat aramalarına öncelik verilmeli. ABD astronomi camiası önümüzdeki onyılın araştırma öncelikleri hakkındaki bu tartışmalara 2016'da yeniden başlayacak.
Bu arada, SETI (Search for Extraterrestrial Intelligence - "Dünya Dışı Zeka Arayışı") projesine yatırımın önemli ölçüde artırılmasını da olumlu bulurum. Belki özel kaynaklardan karşılanabilecek yaklaşık 100 milyon dolarlık ek fon, araştırmayı on yıl içinde takriben on milyon yıldızın zeki yaşam belirtisi olan radyo veya optik sinyaller için taranabileceği şekilde hızlandıracaktır. Başarı olasılığı belki düşüktür, ama kazanç müthiş olabilir.
İnsanlık tarihinde ilk kez, "Yalnız mıyız?" sorusunun yanıtı erişebileceğimiz uzaklıktadır. Hayat arayışları önümüzdeki 25 yıl için bilimsel gündemin üstlerinde olmalıdır.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu