Yanlış bilgi öldürür
Bilinen ölüme en fazla yol açan virüs salgını yaklaşık 100 yıl önce ortaya çıkan İspanyol gribi salgınıdır. Bu salgında 50 milyona yakın insanın hayatını kaybetmiş olabileceğine ilişkin tahminler yapılmaktadır.
Prof. Pala: Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yetkililerinin “Yalnızca bir hastalık salgınıyla savaşmıyoruz, aynı zamanda bir aşırı (yüzeysel/yanlış) bilgilendirme salgını ile de mücadele ediyoruz” açıklaması 21. yüzyıl salgınlarına yeni bir boyut eklendiğini göstermesi bakımından önem taşımaktadır.
1960’ların başında ilk kez insanda gösterilmiş olmasına karşın, 2002’de şiddetli akut solunum sendromu hastalığının (Severe Acute Respiratory Syndrome, SARS) ortaya çıkmasına kadar (altta yatan başka hastalıkları olanlar hariç) koronavirüslerin insanların ölümüne neden olduğu düşünülmüyordu. SARS ile birlikte ilk kez karşılaşılan ölümler, ardından 2012’deki Ortadoğu Solunum Sendromu (Middle East Respiratory Syndrome, MERS) ve 2019’da başlayıp halen sürmekte olan salgına yol açan yeni koronavirüs hastalığı (Coronavirus Disease, COVID-19) koronavirüslerin enfeksiyon hastalıkları arasındaki önemini artırdı.
Virüslerin tarihte bütün dünyayı etkisine alan salgınlar yaptığı bilinmektedir. Bilinen ölüme en fazla yol açan virüs salgını yaklaşık yüz yıl önce ortaya çıkan İspanyol gribi salgınıdır. Bu salgında 50 milyona yakın insanın hayatını kaybetmiş olabileceğine ilişkin tahminler yapılmaktadır. Koronavirüsler ilki 2002’de olmak üzere bugüne kadar üç kez (SARS, MERS ve COVID-19) salgına yol açmıştır.
COVID-19 salgınının başlangıcından bugüne kadar yapılan araştırmalar (kesin olmamakla birlikte) hastalığa yol açan virüsün (SARS-CoV-2) vahşi yaşamdan kaynaklandığını göstermektedir. Yaşlılar ve kronik hastalığı olan erişkinler (kalp hastalığı, akciğer hastalıkları ve şeker hastalığı) risk grubunu oluşturmaktadır.
Hastaneye başvuran olguların yaklaşık yüzde 80’inde hastalık hafif ve orta derecede bulgularla, yüzde 15’inde şiddetli bulgularla, yüzde 5’inde ise kritik derecede ciddi bulgularla seyretmektedir. Şu ana kadar tıbbi tedaviye katılan hastalar arasında olgu ölüm oranı yaklaşık yüzde 2’dir, ancak hastalanan herkesin hastaneye başvurmamış olabileceğinden gerçek oranı tahmin etmek kolay değildir. COVID-19 ile ilgili henüz birçok konu belirsizliğini korumaktadır.
YANLIŞ BİLGİ PANİK NEDENİ
COVID-19 enfeksiyonu toplumun yeterince bilgilendirilememesi ve kimi zaman yanlış bilgilendirilmesi yüzünden küresel ölçekte bir paniğe yol açmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yetkililerinin “Yalnızca bir hastalık salgınıyla savaşmıyoruz, aynı zamanda bir aşırı (yüzeysel/yanlış) bilgilendirme salgını ile de mücadele ediyoruz” açıklaması 21. yüzyıl salgınlarına yeni bir boyut eklendiğini göstermesi bakımından önem taşımaktadır. Günümüzde yanlış bilgilerin (hatta komplo teorilerinin) geleneksel medya ve sosyal medya aracılığıyla toplumun geniş kesimlerine ulaştırılabilmesinin kolaylığı, halk sağlığı açısından yeni ve önemli bir tehdit olarak karşımızda durmaktadır.
Bu belirsizlik döneminde en çok gereksinim duyulan güvenilir bilgilerin, şeffaf olarak tanımlanmış olguların, müdahale edilmemiş iletişim olanaklarının ve çıkar çatışmasından uzak hakemli bilimsel dergilerde yayımlanmış araştırmaların güvenilir kurumlar aracılığıyla hızla yayılmasıdır. Doğrulanmış bilgi, panik hastalığına karşı bilinen en etkili önleme yöntemidir.
* Bursa Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
N95 MASKE ÖZEL KOŞULLARDA KULLANILMALI
Maske ne zaman kullanılmalı?
Sağlıklı kişilerin maske kullanmasına gerek yoktur.
Herhangi bir viral solunum yolu enfeksiyonu geçirmekte olan kişinin öksürme veya hapşırma sırasında burun ve ağzını tek kullanımlık kağıt mendil ile örtmesi, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içini kullanması gereklidir. Hasta kişilerin mümkünse kalabalık yerlere girmemesi, eğer girmek zorunda kalınıyorsa tıbbi maske kullanması önerilmektedir. Maske çıkarıldığında hemen çöpe atılmalı ve eller yıkanmalı veya antiseptikle temizlenmelidir.
Hasta olmayan kişilerin maske kullanmasına normalde gerek yoktur. Sadece yeni koronavirüs hastalığını geçirenlerle temas edenlerin (sağlık çalışanları, hasta ile aynı evde yaşayanlar) maske takması gerekmektedir. Bu durumlarda kullanılacak maskelerin cerrahi/basit/tıbbi maske olması yeterlidir.
N95 veya FFP2 türü maskeler sağlık çalışanları tarafından sadece özel koşullarda (hastanın solunum cihazına bağlanması gerektiğinde..vb) kullanılmalıdır.
HASTA BAKIMINDA ELDİVEN
Eldiven giymeli mi?
Hayır. Eldiven, sadece sağlık çalışanları tarafından hastanın bakımı ve muayenesi sırasında kullanılır. Sağlık çalışanları dışındaki kişiler eldiven kullanmamalıdır. Bunun en önemli nedeni, eldivenlerin uygun şekilde kullanılmadığı durumda hastalığın daha çok yayılmasına neden olmasıdır.
Eldivenlerin uygun kullanımı, sağlık çalışanlarına verilen eğitimlerle sağlanmaktadır. Sağlık çalışanları dışındaki kişilerin eldiven kullanması uygun değildir.
Eller, hastalığın bulaşmasında çok önemlidir ve bulaşı azaltmanın yolu ellerin su ve sabun ile yıkanmasıdır. Sabun ve suyun olmadığı durumlarda alkol bazlı el antiseptiği veya kolonya kullanılmalıdır.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti