'Yargı mensuplarına hakaret etmedim'
İstanbul 34. Sulh Ceza Yargıcı Ömer Faruk Eminağaoğlu, 10 günde üçüncü kez hakim karşısına çıktı. Eminağaoğlu'nun söylediği iddia edilen "Bu bir hukuk rezaletidir. Protesto ediyoruz" ifadelerinin Özel Yetkili Mahkemelere hakaret kabul edilmesinin ardından 4 yıla kadar hapis istemiyle açılan dava başladı.
Geçtiğimiz hafta Adalet Bakanlığı tarafından "kendisi hakkında yürütülen soruşturmayı açıkladığı" için "gizliliği ihlal" suçundan, ardından da kurucusu olduğu YARGI-SEN'in kapatma davasında Yargıtay'da hakim karşısına çıkan Eminağaoğlu'nun, bugünde özel yetkili mahkemelere hakaret suçlamasıyla yargılanmasına başlandı. Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı, tanık beyanlarını "kuvvetli şüphe" kabul ederek, Eminağaoğlu'nun söylediği iddia edilen "Bu bir hukuk rezaletidir. Protesto ediyoruz" ifadelerini Özel Yetkili Mahkemelere hakaret saydı.
Eminağaoğlu hakkında "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" suçlamasıyla, 4 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya Eminağaoğlu, Avukatları Ahmet Akgül, Mustafa Yılmaz Sağlam, CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, YARSAV Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda hakim, savcı katıldı. Davanın ilk duruşmasında Eminağaoğlu, suçlamaları kesinlikle kabul etmediğini belirterek, "Yargı mensuplarının haklarını savunmak ve güçlendirmek yargıyı örgütlenecek bağımsız hale getirmek için çaba sarf eden insanlarız. Hiçbir zaman mensubu bulunduğumuz yargı camiasında kendi meslektaşlarımıza yönelik küçümseyen ve hakaret içerici bir sözümün olması düşünülemez" değerlendirmesinde bulundu.
'Sözlerim özel yetkili mahkemelere yönelik'
Eminağaoğlu, olay günü Adalet Bakanlığı'ndan izinli olarak Erzurum'a gittiğini ifade ederek, Cihaner'in yargılandığı davanın duruşmasına izleyici olarak katıldığını kaydetti. Eminağaoğlu savunmasına şöyle devam etti: "Mahkemeyi hedef alan ya da mahkemeye yönelik bu kasıtla söz söyleme düşüncem olsa duruşmada bulunduğum süre içerisinde bunu rahatlıkla ifade edebilecek konumdayım. Duruşmaya ara verildiğinde adliye koridorunda duruşma salonu dışında kalabalık izleyici kitlesi bulunması nedeniyle gürültü ve uğultu vardı. Koridorda yaklaşan gazetecilere uluslararası belgelere göre bir mahkemenin mahkeme sayılabilmesi için kişilerin sadece hukuk fakültesi mezunu olmaları veya cübbe giymelerinin veya tabelanın yeterli olamayacağını bir mahkemenin mahkeme olabilmesi için bunların dışında bağımsız tarafsız ve adil olmasının da gerektiğini söyledim."
Sözlerinin bazı basın yayın organlarında çarptırılmadan verildiğini, bazılarında da taraflı ve kasıtlı olarak değiştirildiğini savunan Eminağaoğlu, söylemiş olduğu sözlerin doğrudan yargılamayı yapan mahkeme heyetine değil, özel yetkili mahkemelere yönelik söylediğini ve bu sözlerin uluslararası belgelerle örtüşen düşüncelerden ibaret olduğunu kaydetti.
'Heyetin beni duyması mümkün değil'
"Benim söylemiş olduğum sözün özü mahkemelerin hukuk fakültesi mezunu olmakla cübbeyle ya da tabelayla değil, mahkemeyi mahkeme yapan unsurların tarafsız bağımsız ve adil olması gerektiğine yöneliktir" diyen Eminağaoğlu, sözleri adliye koridorunda söylediğini, suç duyurusunda bulunan mahkeme heyetinin duymasının mümkün olmadığının altını çizdi.
Eminağaoğlu savunmasına şu ifadelerle devam etti: "Heyetin duyacağı şekilde bunu söylemişsem ve heyet bu sözleri duyup hakaret olarak algıladıysa bu hususta neden tutanak tutulmamıştır. Yine hazırlıkta dinlenen tanıklar kamu görevlisi polis memurlarıdır. İçeriğini hiçbir bir şekilde kabul etmediğim bu sözlerimi duymuşlarsa suç oluşturduğu açıkça belli olan bu sözlere ilişkin kamu görevlerini gereği tutanak tutmaları ve mahkemeyi de uyarmaları gerekirdi. Fakat bunların hiçbiri yapılmamıştır."
Eminağaoğlu, tüm tanıkların beyanlarının birbirinin aynı olduğuna dikkat çekerek, bu duruma mahkemenin dikkat etmesini istedi. Eminağaoğlu, 8 tanığın birbirinin aynı ifadeleri tekrarladığını, 9. tanığın da sözleri duymadığını söyleyerek, yinede hakaret edildiği yönünde tanık yapmasının düşündürücü olduğunu belirtti.
Eminağaoğlu, "Ben mahkemeyi de kastetmedim. Uluslararası bütün belgelerde de bu şekilde tarif edilir. Yine Ankara Barosu yayınlarından da bu sözümüze uygun olarak cübbe ve yargıç bağına ilişkin benzer yazılar yer almaktadır. Birçok uluslararası belgelerde olduğu gibi ulusal yayınlarımızda da benzer birçok yazar bu tür düşünceleri ifade etmiştir. Sarf ettiğim sözler hiçbir şekilde suç içerikli sözler değildir" diye konuştu.
Görevsizlik talebi reddedildi
Avukatlar da Eminağaoğlu'nun suç tarihinde görevi başında bir Yargıtay Cumhuriyet Savcısı olduğunu, suçun şahsi olmadığını, görev suçu olduğunu belirterek, görevsizlik ve yetkili kararı verilmesini talep etti. Mahkeme bu talebi reddederek, tanık beyanlarının ve eksik belgelerin tamamlanması için duruşmayı 18 Mayıs tarihine erteledi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu