Yasa Yapma Disiplini...
Mevzuatımızda, bu disipline aykırı olarak yapılan işlemlerin pek çok ürünü olduğu bilinmektedir. Dileğimiz, demokratik ülkelerin parlamentolarında geçerli olan ve titizlikle riayet edilen yasama disiplininin bizim parlamentomuzda da ciddiyetle uygulanmasıdır.
1949’da yürürlüğe girmiş olan TC Emekli Sandığı Kanunu’nun 132. maddesi bir tek cümlelik hükümden oluşmuştur: “Bu kanunun mevzuu ile ilgili hükümler buna ek olarak yapılacak kanunlarda yer alır.” İlk bakışta doğal bir durumu anlatan; yani böyle bir “uyarı” olmasa da uyulacak olan bir yönteme gönderme yapan bir hüküm, yasaya acaba niçin konmuş olabilirdi?
Kısa bir araştırma ve parlamento pratiğinde gözlenen kimi olaylar bu soruyu yanıtlamaya yetiyordu: Yasa koyucu, bu hükümle kendi yetkisini adeta sınırlayarak emeklilik rejimi ve Emekli Sandığı konusu ile ilgili olmayan başka bir konuyu düzenleyen bir tasarının sonuna eklenecek bir veya birkaç cümle ile Emekli Sandığı Yasası’nda değişiklik öngören hükümlerin yasaya sokulmasına engel olmak istiyordu.
Bunun pratik başlıca iki amacı vardı: Birincisi, başka konudaki bir yasaya yeterince üzerinde durulmadan ekleniveren bir veya birkaç hükümle, Emekli Sandığı Kanunu’nun bütünlüğünün bozulmasının önlenmesiydi. İkincisi ise, komisyonlarda veya genel kurulda, milletvekillerinin özellikle başka bir konudaki yasa tasarısı görüşülürken, sandığa ek mali yükler getiren son dakika “önerilerinin” önüne geçilmesiydi.
“Sınırlayıcı Kural”
Aslında, parlamento çalışmalarında varlığı şart olan “yasama işlemleri disiplini” açısından, Emekli Sandığı Yasası’nda yer alan bu “sınırlayıcı kural”ın bütün yasalar bakımından geçerli olması gerekmektedir. Nitekim Osmanlı Meclis-i Mebusanı’ndan TBMM’ye kadar uzanan dönemde yasama pratiği böyle sürmüştür.
Ne var ki, özellikle “demokrasiye geçiş”in ilk basamağında çok partili parlamentonun oluşmasıyla birlikte, TBMM’de böyle bir disipline uyma kaygısının, bazı durumlarda, bir yana bırakılmış olduğu görülmüştür.
Gerek komisyon başkanlarının, gerek Meclis Başkanlık Divanı’nın yoğun çabalarına karşın, temel yasalarda bölük pörçük değişiklikler yapan bu tür uygulamalar önlenememiştir. Münferit “ek yasalar” uygulaması önlenemediği gibi, 1980’lerden itibaren “torba yasalar” ya da “çok yasalı yasalar” yapma “itiyadı”, gitgide normal bir “usul” haline gelince, bunların içine “tıkıştırılan” kimi hükümlerle, yasama işlemleri disiplini bazı hallerde büsbütün bir kenara bırakılmıştır.
“Geceyarısı Yasası”
Son günlerin, asker kişileri bazı suçlar için adliye yargısına tabi kılan “geceyarısı yasası”, içeriği bir yana, riayet edilmediği takdirde mevzuatı içinden çıkılmaz hale getirecek yasama disiplinsizliğinin çarpıcı bir örneği sayılır. Bu vesile ile, burada, bu konuda bildiğim, birkaç eski örneği de ben nakletmek istiyorum. Birinci örnek, 1960’larda üniversite denince, İstanbul ve Ankara’daki birkaç devlet kuruluşunun anlaşıldığı dönemde, rektör seçimi ile ilgilidir.
İstanbul’da seçim için -o zamanki adıyla- Fen Fakültesi Konferans Salonu’nda toplanan profesör ve doçentlerden, günlük haberleri yakından izlemeyen bir kısmı, bir iki gün önce yasada yapılan bir maddelik değişiklikle, rektörlerin sadece bir dönem seçilebildikleri hükmünün yürürlükten kaldırıldığını öğrendiler.
Seçimi yönetmek üzere kürsüye çıkan en yaşlı üye olan profesör, bu hükme dayanarak yeniden aday olan eski rektörü de kapsamak üzere, adayları tarafsızca (!) şöyle tanıttı: “Rektör Beyefendi ve diğerleri”!
Başka bir örnek benim yakından tanık olduğum bir olaydır. 1962’de MSB Kanunlar Dairesi’nde yedek subay olarak görevli iken, bir gün öğle tatilinde dairede benden başka kimse yokken bir albay hışımla içeri girdi ve benden şunu sordu: Kullanılmaları, karma nitelikli bir kamu kuruluşu olan Harita Genel Müdürlüğü’nün özel iznine bağlı olan belli ölçekteki haritaların, Meclis’te görüşülen bir kanuna eklenen bir hükümle yine bir kamu kuruluşunca izinsiz kullanılabileceğine kim, nasıl müsaade etmişti: MSB buna nasıl göz yummuştu?
Ben, rütbem gereği bu konuda hiçbir yetkim olmadığını belirterek kanunların yapılış mekanizması ve bu arada tasarıların Meclis’e intikalinden sonra, komisyonlarda veya Genel Kurul’da, milletvekillerinin önerileri ile bu tür değişikliklerin yapılabileceğini izaha çalıştım. Albay “Bak teğmen” dedi, “bunlar, askeri bakımdan büyük önem taşıyan ve gizli bilgiler içeren belgelerdir; öyle rasgele kişilerin eline geçmesine izin verilemez”!
Son bir örnek de Türkiye’nin “vizyon sahibi” denilen bir başbakan tarafından idare edildiği dönemden: Olay, kendisine hükümeti kurma görevi verildiğinin tebliği sırasında, böyle resmi bir seremoni sırasında hiç görülmemiş şekilde, zamanın boylu boslu devlet başkanını yakasından aşağı çekip iki yanağından öperek ona, zımnen, “yerini ve haddini” bildiren başbakanın emriyle yapılan bir yasama işlemiyle ilgili: Meclis’te tütün tekeli ile ilgili bir yasa tasarısı görüşülüyor.
Yasanın hedefi
Açıkça söylenmemekle birlikte yasanın hedefi, Tekel idaresine ait bu imtiyazı ortadan kaldırmak. Muhalefet buna direnmektedir. Geç vakte kadar devam eden müzakerelerde bazı iktidar milletvekillerinin şaşırtma vermeye yönelik birkaç önerisi ile konunun özü gözden kaçırılıyor ve yasa tasarısı Türk Tekel İdaresi’nin imtiyazı kaldırılıp bu alanın yabancı tütün tekellerine ardına kadar açılmasının kabulü ile sonuçlanıyor. Ve zamanın başbakanı, zafer sarhoşluğu içinde, muhalefeti kastederek, iftiharla, “Geç vakit ne olduğunu anlayamadılar; golü attık, yasa bitti” diye beyanat veriyor.
Mevzuatımızda, bu disipline aykırı olarak yapılan işlemlerin pek çok ürünü olduğu bilinmektedir. Dileğimiz, demokratik ülkelerin parlamentolarında geçerli olan ve titizlikle riayet edilen yasama disiplininin bizim parlamentomuzda da ciddiyetle uygulanmasıdır.
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama