'Yeni bir düzenleme yapıyoruz'

İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, İttifak gibi şirketlerle ilgili yeni bir düzenleme yaptıklarını, buna göre serbestçe bir değer tespiti yapılacağını ve bağımsız değerleme fiyatları referans alınarak serbest marjla açılacağını bildirdi.

'Yeni bir düzenleme yapıyoruz'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.01.2010 - 10:13

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı Hüseyin Erkan, Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, halka açılmalarda bir referans fiyatı olduğunu ve bağımsız olarak dışarda değerlendirilen bu fiyata bugüne kadar ne İMKB'nin ne de Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) karışmadığını hatırlattı.

Bundan sonra yine de karışmayacaklarını, ancak İttifak gibi şirketlerle ilgili yeni bir düzenleme yaptıklarını belirten Erkan, şöyle devam etti: ''Çünkü serbestçe bir değer tespiti yapılacak. Ancak bu tip şirketlerimizde özellikle yıllardır ellerinde hisse tutan ve bunları nakde çeviremeyen yatırımcıların, bir anda bunları satabilecek ve nakde çevirebilecek imkana kavuşmaları büyük rol oynuyor bu şirketlerin hisse senetleri performanslarında... İlk gün açıldığında bizim kendi marjlarımızla, yüzde 10'ar 10'ar gidiyor. Bunu yapacağımıza yapılan bağımsız değerleme fiyatları referans alıp serbest marjla açacağız. Eğer çok büyük bir düşüş yaşayacaksa bir gün içinde yaşayacak. Bütün olay bitecek. Düşerse düştüğü noktadan, artık ilk gerçekleşen fiyattan itibaren normal marjlar içine girecek.''

Erkan, Borsa yatırım fonlarının herhangi bir yatırım fonu gibi olmadığını ve içinde bulunduğu hisseyle beraber aynı anda işlem gören bir menkul kıymet olduğunu söyledi.
Bu konuda AB direktiflerine işaret eden Erkan, şöyle konuştu: ''Borsa yatırım fonları, içinde bulunduğu menkul kıymetlerle aynı sınıfta vergilendirilmeli. Dolayısıyla biz bunu gerçekleştiremedik. Büyük ihtimalle bu detay düşünülmemiştir diye düşünüyorum. Maliye Bakanlığı'na benim bizzat şahsi girişimlerim oldu. Sanırım en kısa zamanda bunu dikkate alacaklardır. Borsa yatırım fonlarına ilaveten bir de varantlar çıkarılacaktır. Varantlar üzerindeki verginin ne olacağı konusu var. Burada da sanki vergi olacakmış gibi bir algı var. Henüz daha bununla ilgili açıklığa kavuşmuş bir olay yok. Henüz piyasaya gelmediği için bilinmiyor. Bir düzenlemesi yok. Bunun hangi düzeyde vergilendirilmesi hususunda henüz bir açıklama yapılmadı. Bizim Maliye Bakanlığı'na bu konuda bir yazımız var. Onlardan da bilgilendirme bekliyoruz. Hakikaten bir hisse senedi varantı da, bir hisse senedi gibi düşünülmeli. Mesela Borsa endeksine yapılan vadeli işlem kontratı vergiye tabii değil. Varant da bir vadeli işlem kontratı. Bu nedenle vergiye tabii olmamalı. Dolayısıyla bir hisse senedi gibi, normal bir vadeli işlem kontratı gibi düşünülüp vergiye tabii olmaması gerekir.''
 

'Serbest marj uygulaması...'

İMKB Başkanı Erkan, İttifak gibi şirketlere yönelik başlayacakları serbest marj uygulamasına ilişkin, yapılan değerlendirmelerin ortalamasıyla bugüne kadar açılış fiyatı belirlendiğini anımsatarak, ''Seans içinde yüzde 10 marjlarımız var. Bu marjlar içinde bu fiyatlar iniyor, çıkıyor. Alıcı gelmezse hemen piyasanın dibine kadar iniyor, işlem bazen taban fiyattan görüyor. Bir sonraki seansta bir lot veya iki lotla yine yeni bir tabanla işlem görüyor. Bu biraz uzun vadeye yayılabiliyor. Halbuki aynı gün içinde serbest marjla açıldığında istediği kadar düşer, istediği kadar çıkar'' şeklinde konuştu.

Bu uygulamanın sadece İttifak, Birko gibi daha önceden halka açılan şirketlere yönelik olacağına dikkat çeken Erkan, şöyle devam etti: ''Bunlar zaten halka açık şirketler. Sermaye piyasası kaydındalar zaten. Biz bunların basit bir prosedürle Borsa'ya gelmesine imkan tanımıştık. Ama senelerdir ellerinde hisse tutanların bunu bir satış fırsatı olarak görüp, hemen satışa yönelmeleri yönünde kullandıklarını gördük. Tabii ki olabilir, buna da saygı göstermek lazım. Ama bunu yaparken de uzun bir sürece yayılmadan, aynı gün içinde serbest marjla açalım, düşecekse düşsün, çıkacaksa da çıksın. İlk oluştuğu yerde ciddi işlemin olduğu yerden itibaren de normal marjlare dönsün diye... Uzun vadeye yayılmayacak ve yatırımcı üzerinde psikolojik olarak kötü bir etki bırakmayacak. İniş çıkışları aynı gün içinde yaşamak, zannediyorum piyasa açısından daha sağlıklı olacak. Gördüğümüz seyir bunu gösteriyor. Bilko'da bunu yaşamadık, ama İttifak'ta bunu yaşadık. Çok daha fazla yatırımcı var. Buna benzer çok ortaklı birçok şirketimiz var. Bugüne kadar alış ya da satış yönünde fazla bir likit bulamamış yatırımcılar... Borsa'ya geldiklerinde hemen satışa geçip paraya çevirme gibi niyetleri ortaya çıkıyor. Aslında böyle düşünmemeleri lazım. Yıllardır zaten yatırım yaptıkları şirket. Bu şirketler fizıbıl ve faaliyetlerini sürdürülebilir, karlı, iyi çalışan şirketler olarak görüldüğü için değerlemeler iyi fiyatlara yapılabiliyor. Ama bu fiyatlar tabii ki referans değerlerdir. Dolayısıyla bunu gören yatırımcı aslında uzun vadeli düşünmeli. Hemen ilk fırsatta da satışı düşünmemeli. Ama satacaksa da Borsa'da halka açık olmak buna getirilen bir avantaj.''

Hüseyin Erkan, bunun kararını yeni aldıklarını ve önümüzdeki dönemde uygulamaya başlayacaklarını, buna ilişkin kuralın gelecek yeni şirkete uygulanacağını bildirdi. Uzun vadeye yayılan aralıksız düşüşlerin ya da çıkışların artık tek gün içinde, bir seans içinde yaşanıp, arz ve talebin buluştuğu bir fiyatı oluşturmalarını bekleyeceklerini anlatan Erkan, ''Bu fiyat oluştuktan itibaren de normal marjlara dönecek. Bu piyasa içinde kısa zamanda yaşanmalı, yaşandığı zaman da zannediyorum daha olumlu gelişmeler olur şirketin fiyat performansı açısından....'' dedi. İMKB Başkanı Erkan, bu arada, 2010 için 20'nin üzerinde şirketin Borsa'ya açılma planları yaptığını bildiklerini ifade etti.

 

'Gözetim olayı ilk önce piyasadan başlar'

Erkan, bir gazetecinin ''SPK'nın kanun taslağında Borsanın özelleştirilmesine ilişkin bir madde var. Bu konuda herhangi bir gelişme var mı?'' sorusu üzerine, henüz bu konuda kendilerine Sermaye Piyasası Kurulundan bir detay gelmediğini belirtti. Genel prensip olarak kendilerinin de İMKB'nin anonim şirketleşmesi konusunda olumlu düşündüklerini belirten erkan, şeklinin nasıl olacağı yönünde herhangi bir bilgilerinin olmadığını söyledi.

Erkan, bir gazetecinin ''Fitch ve Moody's dönemlerinde söz konusu olan olağanüstü fiyat hareketlerini siz mi tespit edip bulguları SPK'ya gönderdiniz?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı: ''Gözetim olayı önce piyasadan başlar. Piyasada İMKB gözetim departmanları vardır bizim. Dolayısıyla piyasa işlemlerine ilişkin olağanüstü bir durum olduğunda biz bunu raporlarız. Biz SPK ile aynı anda paylaşırız. Hatta aynı anda aynı ekrandan görüyoruz olayları. Ondan dolayı da SPK gerektiğinde müdahaleyi hemen anında yapabilir. Bizim üzerimize düşen müdahale daha kısıtlıdır. Benim açıkladığım şu, bu tür olağanüstü fiyat hareketlerini gördüğümüz anda biz bunları dikkate alıyoruz ve raporluyoruz. Ama gözetim raporlarını sonuçlandırmak bizim görevimiz değil, SPK'nın görevi. Burada bir işbirliği içerisindeyiz. Biz başlatıyoruz. Onlar sonuçlandırıyorlar.''
 

IMF ile olası anlaşma...

İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, IMF ile olası anlaşmanın piyasalara ve Borsaya etkilerine ilişkin bir soru üzerine de, IMF'nin Borsa'ya etkisinin zaten yaşandığını, bundan sonra çok özel bir etkisinin olacağını düşünmediğini ifade etti. Bugüne kadar bu artışın ve Borsanın performansının IMF anlaşması olmadan gerçekleştirildiğini belirten Erkan, ''IMF anlaşması ancak bunu perçinleştirir. Çok büyük bir fark getireceğini zannetmiyorum'' dedi. Bütün olayın Türkiye ekonomisinin performansına bağlı olduğunu vurgulayan Erkan, bu performans 2010 yılında iyi olursa Borsanın performansının da o derece iyi olacağını, zaten belli bir artışın piyasada yaşandığını söyledi.

Kar realizasyonu ve dalgalanmaların piyasada olabileceğine işaret eden Erkan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Ben gidişatın daha olumlu yönde olacağını, (yükselen bir trend içindeyiz) bu trendin bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum. Her ekonomik büyüme döneminde, şirket performansları ve karlılıkları artmıştır. Bu da fiyatlara olumlu olarak yansımıştır. IMF anlaşmasının etkisi, özellikle Türkiye'nin borçlanması açısından maliyetleri biraz daha düşürücü yönde olacaktır. Ama Türkiye, bu anlaşma olmadan da bugüne kadar kurumlarıyla çok rahatlıkla kredi bulabildi, sendikasyonlarını çok rahat yapabildi. Dolayısıyla IMF anlaşmasının, daha önceki stand-by anlaşmaları gibi sıkı bütçe politikasına bağlı değil, biraz daha büyümeyi özendirici, destekleyici bir anlaşma olmasını bekliyoruz. Bu olursa Türkiye, gelişen ekonomiler içinde bu açıdan ön plana çıkabilir diye düşünüyorum.''

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon