Yetkisiz Meclis
Yetkileri tek elde toplayan partili Cumhurbaşkanı, çıkaracağı kararnameler ile TBMM’ye hesap vermeden ülkeyi yönetecek.
Türkiye’yi Cumhurbaşkanlığı sistemine götürecek olan anayasa paketi ile yetkileri tırpanlanan TBMM, “yürütmenin başı” olacak Saray’ın icraatlarını “denetleyemeyecek” hale getirildi. Paketle, Meclis’in “Bakanlar ve Bakanlar Kurulu’nu denetleme”, haklarında “gensoru” verme yetkileri kaldırıldı.
Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlar hakkında Meclis soruşturulması açılmasının şartları ise zorlaştırıldı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile Meclis seçimleri de aynı günde yapılacak. Böylece Meclis’in Saray’ın iradesi dışında oluşmasının önüne geçildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, paketin bu maddelerini, “Amaç tek adam rejimi kurmak. TBMM’nin tasfiyesi mantığına göre hazırlanmış.
Etkisiz, yetkisiz Meclis yaratılarak fiilen Meclis tasfiye ediliyor” dedi. Anayasa değişikliği paketinin 2, 3, 4, 5 ve 6. maddeleri ile; halkın iradesinin yansıdığı TBMM’ye Saray ayarı verildi. Anayasa paketinin 2. maddesi ile 550 olan milletvekili sayısı 600’e çıkarıldı. 3. maddeyle de milletvekili seçilme yaşı, 25’ten 18’e indirildi. Yani henüz askerliğini yapmamış, üniversite okumamış 18 yaşındaki gençler, artık vekil olarak Meclis’e girebilecek. Bunun uygulamada ne kadar gerçekleşeceği, soru işaretlerine neden oldu. Paketin 3. maddesiyle de anayasanın 77. maddesinde değişiklik yapıldı. Buna göre “TBMM’nin seçim dönemi” başlıklı madde, “TBMM ve Cumhurbaşkanının seçim dönemi” olarak değiştirildi. Değişiklikle, artık Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin beş yılda bir “aynı günde” yapılması öngörüldü. Yürütmenin başına geçecek ve partili sıfatını kazanacak olan Cumhurbaşkanı adayı, partisinin milletvekili aday listelerini tek başına belirleyecek. Seçimlerde Cumhurbaşkanını seçen halk, Meclis’te de onun partisini çoğunluğa taşıyacak. Böylece Meclis çoğunluğu, yetkileri tel elde toplayan Cumhurbaşkanının iradesine göre oluşacak. Bunun sonucu olarak Meclis’in Cumhurbaşkanı’nın aleyhinde yasa çıkarması, karar almasının önüne geçilecek. 4 yılda bir yapılması gereken seçimler, 5 yılda bir yapılacak. Anayasa paketinin 5. ve 6. maddeleriyle ise Meclis’in yürütmeyi denetleme yetkileri büyük oranda kısıtlandı. Anayasanın 87. maddesinde düzenlenen “TBMM’nin görev ve yetkileri” arasındaki “Bakanlar Kurulu’nu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kurulu’na belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek” bölümleri anayasa metninden çıkarıldı.
Anayasadaki geçen “Bakanlar Kurulu” ibareleri, “Cumhurbaşkanı” ifadesiyle değiştirildi. Bakanlar Kurulu’nun yetkilerinin önemli bölümü, tek başına Cumhurbaşkanı’na verilmiş oldu. TBMM’nin, Cumhurbaşkanını denetleme yetkisi de kaldırılmış oldu. Artık Meclis, Bakanlar Kurulu’na yani Cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisi veremeyecek. Paketle Cumhurbaşkanı, bu yetkiye doğrudan sahip oldu. Meclis, çıkarılan kararnameleri de denetleyemeyecek, buna sınır çizemeyecek. Sadece bu kararnamelere karşı iktidar ve anamuhalefetin Anayasa Mahkemesi’nde dava açma hakkı bulunuyor. Cumhurbaşkanı, kararnamelerle ülkeyi istediği gibi yönetecek.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bilgi edinme ve denetim yolları” başlıklı 98. maddede benzer ayıklamalar yapıldı. Bakanlar hakkında “gensoru” verme yetkisi kaldrıldı. Gensoru olmadığı için, muhalefetin Bakanlar Kurulu’nu veya bir bakanı düşürme imkânı da ortadan kalktı. Soru önergeleri artık bakanların yanı sıra Cumhurbaşkanı yardımcılarına da sorulabilecek. Yazılı soru, en geç 15 gün içinde yanıtlanacak. 98. maddede Meclis’in, soru önergesinin yanı sıra Meclis araştırması, soruşturması gibi sınırlı yetkileri kaldı. Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemeden ibaret olacak.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında Meclis soruşturması açılabilecek. Ancak, mevcut sisteme göre soruşturma açılma şartları zorlaştırıldı. Mevcut sistemde bir bakan için Meclis soruşturulması açılması talebi TBMM üye tamsayısının en az onda birinin (110) vereceği önerge ile oluyor. Anayasa değişikliği ile bakan veya Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılması ise, Meclis salt çoğunluğunun oyuna, yani 301 vekil şartına bağlandı. Yürürlükte olan anayasada, bakanları Yüce Divan’a göndermek için üye tam sayısının salt çoğunluğu, yani 276 oya ihtiyaç var. Pakette ise soruşturma açılması kararı (üye tam sayısının 5’te 3’ü) 360 oyla çıkacak. Anayasa değişikliğinde bir bakanı veya Cumhurbaşkanı yardımcısını Yüce Divan’a gönderme kararı için ancak 400 vekilin oyu gerekli.
'Etkisiz Meclis yaratılıyor’
CHP’de Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Meclis’in yetkilerini yeniden düzenleyen maddeleri değerlendirdi. Seçilme yaşının 18’e indirilmesi konusunda “Gençlerin seçme ve seçilme hakkında prensipte itiraz etmeyiz” diyen Tezcan, buradaki temel problemin, paketin “parlamentoyu işsevsiz hale getirmesi” olduğunu kaydetti. Söz konusu düzenlemelerin Meclis’i Cumhurbaşkanının emrine soktuğunu kaydeden Tezcan, “Etkisiz, yetkisiz bir Meclis yaratılırken, vekil yaşını düşürülmesinin bir anlamı yok. Bu tuzak bir madde” dedi.
‘600 vekil ne iş yapacak’
Vekil sayısının 600’e çıkarılmasını da eleştiren Bülent Tezcan, “Yetkisiz bir Meclis yaratırken, bir de sayıyı niye arttırıyorsunuz” diye sordu. Yeni gelen 50 vekilin sadece 5 yıl için devlete getireceği ek yükün en az 187 milyon TL olduğuna dikkat çeken Tezcan, “Bu para da vatandaşın cebinden çıkacak. Bu belli ki bir milletvekili pazarlığının pakete yansımasıdır. Muhtemelen MHP ile yapılan pazarlıktır” değerlendirmesinde bulundu. 18 yaş ve 660 vekil maddelerini paketin “cilası” olarak nitelendiren Tezcan, diğer maddelerde ise Meclis’i etkisizleştiren, doğrudan yürütmenin emrine sokan düzenleme ile karşı karşıya olduklarının altını çizdi. Tezcan, “Zaten, paketin tümü tek bir hedefe yönelmiş, tek adam rejimi kurmak. Hem yargıyı, hem yasamayı, hem de yürütmeyi tek bir kişinin elinde toplamayı hedefleyen bir paket. dolayısıyla 4 ve 6. maddeler TBMM’nin tasfiyesi mantığına göre hazırlanmış. Fiilen Meclis tasfiye ediliyor” diye konuştu.
‘ABD’de sistem farklı’
Tezcan, gerçek anlamda demokratik başkanlık sisteminde, örneğin ABD’de tam kuvvetler ayrılığı olduğunu kaydetti. Meclis’in tamamen yürütmeden bağımsız olduğunu, başkanın kontrolünde olmayacak şekilde dizayn edildiğini anımsatan Tezcan, “Burada 4. maddede getirilen birlikte seçim ise, işin başında Meclis’i başkanın emrine nasıl sokarız diye planlanmış, bunun için de aynı anda seçim yapması hükmü getirilmiştir” dedi.
Seçim birlikte yapıldığı zaman başkan, hangi partiden ise Meclis’in de o partinin çoğunluğu tarafından şekilleneceğine dikkat çeken CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, şunları kaydetti: “Ülke yönetimi için bu bir diktatörlük rejimi yaratır. Amerika’da başkanlık seçimi ile Senato Temsilciler meclisi seçimleri ayrı tarihlerde yapılıyor. Bunun sebebi, başkanı seçen irade ile Meclis’i seçen iradenin farklı tecelli etmesini istemeleridir. Yani başkanı denetleyecek bir meclis oluşturulmasıdır. İkincisi halk başkanı seçtikten sonra eğer onun uygulamalarından hoşnut değilse bunu sandıkta başkana uyarı olarak göstermesidir sandıkta. Birlikte seçim aynı zamanda partili cumhurbaşkanı modeli ile birleştiğinde tam anlamıyla başkanın parlamentoda hâkim olmasını sağlayacak bir sistem kurgulandığığını gösterir. Çünkü bizde disiplinli parti sistemi vardır. Partinin genel başkanı aynı zamanda vekil listelerini düzenler. Bu demektir ki başkanın, partisi Meclis çoğunluğunu da sağlayacak partidir. Bu daha işin başında denetleyebilme ve ayrı hareket etme hareketinden kabiliyetinden sakat bir Meclis yaratma planıdır.”
Anayasa paketi ile TBMM’nin denetim yollarını düzenleyen gensoru ve güven oylamasının kaldırıldığını belirten Tezcan, teklif sahipleri bunun gerekçesini başkanlık sistemine bağladıklarını, ancak başkanlık sistemlerinde başka denetim yolları olduğunu kaydetti. Örneğin Amerika’da bakanların, önce senatonun komitelerinde sorgulandığını, orada sınıfı geçerse senatonun atamasını onayladığını anlatan Tezcan, şöyle devam etti: “Senatonun onaylamadığı bakanlar görev yapamaz. Bu güven oyunun başkanlık sistemindeki yöntemidir. Bu sistemde bu da getirilmemiş. Bu fiilen Meclis’in denetim görevinin ortadan kaldırılmasıdır. Bakanlar sadece Cumhurbaşkanına karşı sorumlu. Yasamanın yürütmeyi hiçbir şekilde denetleyebilme olanağı yoktur bu sistemde.”
MECLİS’İN YASAMA TEKELİ KALKIYOR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, aynı zamanda sistemin Meclis’in yasama tekelini de ortadan kaldırdığını ifade etti. Halk egemenliğin belirgin özelliğinin yasama tekelinin mecliste olması olduğuna vurgu yapan Tezcan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu sistemde Cumhurbaşkanı kararname çıkararak Meclis’in yasama alanına ortak olacak ve her türlü düzenleme çıkarabilecek. Eğer Meclis bir konuda kanun çıkarmasını istemiyorsa onu bloke etme yetkisi de verilmiştir. Başkan bir kanunu veto ederse meclis salt çoğunlukla yani yasayı, 301 ile çıkaracak. Yani kanun çıkarmak zorlaştırılmış. Başkan istemediği kanunları engelleyecek, kanun hükmünde kararname çıkaracak. Hele de partili başkanlık ve birlikte seçimle meclis çoğunluğu yapacak. Başkanın istemediği yasa çıkmayacak.
Yazı dizisinin birinci bölümü: Anayasa değişikliği ile ne değişiyor?
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu