Yıkıntıların arasına gizlenmiş büyük sırlar...

Fransız edebiyatının ustalarından André Gide, büyük bir ailenin parçalanmasını, ahlaki bir yıkılışı, bir malikânenin çöküşünde simgeleştirirken, estetiğin sunduğu görünümle gerçeklik arasındaki uçuruma işaret ederek, bu alçakgönüllü öyküye büyük bir derinlik kazandırıyor. Isabelle, Can Yayınları etiketiyle raflarda...

Yıkıntıların arasına gizlenmiş büyük sırlar...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.09.2011 - 12:41

Fransız edebiyatının ustalarından André Gide, büyük bir ailenin parçalanmasını, ahlaki bir yıkılışı, bir malikânenin çöküşünde simgeleştirirken, estetiğin sunduğu görünümle gerçeklik arasındaki uçuruma işaret ederek, bu alçakgönüllü öyküye büyük bir derinlik kazandırıyor. 

19. yüzyılın sonlarına doğru, Gérard Lacase, Francis Jammes ile André Gide’i yakında yıkıntılarından başka bir şey kalmayacak olan Quartfourche Şatosu’nu ziyarete götürür. Gerard, araştırmalar yapmak üzere davet edildiği bu malikanede, küçük bir çocukla tanışır. Çocuk; kalın bir sır perdesiyle örtülü geçmişe açılan kapının anahtarıdır. Gerard, çocuğun sadece resmini gördüğü annesine, önleyemediği bir tutkuyla bağlanır. Ne var ki, Isabelle gerçekte tam bir "şeytan kadın"dır… 

Edebiyat tarihinin unutulmaz isimlerinden biri olan André Gide, 1947 yılında Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. İsabelle hayatın sorgulanışına sürprizlerle tanıklık etmek isteyen herkes için muhteşem bir yol gösterici! 

André Gide

André Gide, 1869 yılında Paris’te doğdu. Yazı hayatına 1891’de yayımladığı Les Cahiers d’André Walter (“André Walter’in Defterleri”) ve Le Traité du Narcisse (“Narkissos Üzerine İnceleme”) ile başladı. Bunları Dünya Nimetleri ve Yeni Nimetler (1897) izledi. En önemli eserlerinden biri olan Ayrı Yol’u 1902’de yayımladı. Gide’in yazar olarak ustalığı, üslubundaki açıklık ve duruluk, bir yandan kitaplarında ortaya koyduğu kaygılarıyla, öte yandan düşüncelerinin karmaşıklığıyla tam bir çelişki halindedir. Son derece duygulu ve insancıl bir roman olan Pastoral Senfoni’yi Gide’in en iyi eseri sayılan Kalpazanlar (1925) izledi. Bu tarihten sonraki eserlerine toplum sorunlarını öne aldı. Her türlü önyargıdan uzaklaşıp yerleşik inanç ve düşüncelere körü körüne bağlanmaktan kaçınmayı önerdi. 1947’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı. 1951’de öldü.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler