Yoko Ono'dan bellek oyunu
Venedik Bienali'nde Charles Ray'in yapıtı beyaz çelikten heykel, deniz ile karanın kesiştiği Punto Della Dogana'da elinde tuttuğu kurbağayı tüm dünyaya gösterirken, San Marco ile Giudecca Kanalı arasında uzanan bu doğal ortamda engin bir boşluğa bakıyor.

Kapılarını bugün aralayan bienalde Charles Ray’in ‘A Boy with Frog’ (Kurbağalı Oğlan) heykeli Venedik Bienali’nin sürpriz yapıtlarından biri. Beyaz çelikten heykel, deniz ile karanın kesiştiği Punto Della Dogana’da (eski Gümrük Binası) elinde tuttuğu kurbağayı tüm dünyaya gösterirken, San Marco ile Giudecca Kanalı arasında uzanan bu doğal ortamda engin bir boşluğa bakıyor.
François Pinault, Ray’den bu özel mekân için bir proje geliştirmesini istemişti. Sanatçı aylarca düşünüp durmuş, sonunda ‘Kurbağalı Oğlan’da karar kılmıştı. Farklı boyutlarda modeller hazırladı ve bu modelleri Venedik’e getirdi. Bir San Marco’nun tarafından, bir de kanal tarafından baktı. Venedik’te Punto Della Dogana diye bilinen alandaki gümrük binası yıllardır kapalıydı. Venediklilerin pazar yürüyüşüne çıktığı, sıcaktan kaçtığı bir noktaydı burası. Tüm bu ayrıntıları tek tek not etti Ray. Çünkü elinde kurbağa tutan genç heykelinin hem bu noktadaki boşluğa hâkim olmasını, hem de her bir bireyin özel yaşamına bir biçimde sızmasını istiyordu.
Bu düşünce, sanatçıyı, çocukluktan yetişkinliğe geçişin zorlu ve kırılgan dönemi ergenlikle buluşturdu. Yaratacağı heykel bir ergen olmalıydı. Sanatçı, “Bir anlamda kurbağa ile gencin bakışı arasında gizemli bir oyun sürüyor” diye anlatıyor. Aslında Ray’in beyaz çelikten ergeni, Venedik’e göstermiyor kurbağayı. Bu ergenin merakı, hem Venediklilerin hem de bu kente gelen turistlerin yaşamına girebilmek.
Yoko Ono da bir süredir Venedik’te. Palazzetto Tito’da “Anton’un Belleği” sergisinin hazırlıkları ile uğraştı ve açılışına katıldı. Önümüzdeki günlerde John Altessari ile birlikte sanatsal çalışmaları nedeniyle Altın Aslan Ödülü’nü alacak. “Anton’un Belleği”, Ono’nun anlatımıyla bir oğulun anıları çerçevesinde bir kadının portresini çiziyor. Geçmişe ve yaşananlara boyut kazandıran bir dizi anı ve deneyim ile yalnız yaşanan bir geçmişi sanatsal bir anlatımla ziyaretçiye aktaran bir sürecin özeti. Temelde kadına ve kadının varlığına adanan bu sergide John Lennon’ın eşi Ono, sanat yaşamının köşe taşları sayılan “Kes Beni” ve “Dokun Bana” enstalasyonlarını birikimi yönünde yeniden yorumluyor.
Yoko Ono “Anton’un Belleği”nin açılışında sergiye ismini veren Anton’un kim olduğu sorusunu, “Anton aslında hiç kimse. Tanıdığım erkeklerden hiçbirine ait olmayan bir erkek ismi arıyordum. Bir gün ‘İşte, Anton! Anton adında tanıdığım bir erkek yok’ diye düşündüm. Ama ikinci eşimin isminin Anthony olduğu geldi aklıma! Bu ayrıntıyı bir yana bırakırsak, sergide kişisel ve evrensel iki küre arasında bir iletişimden söz edilebilir. Hepimiz bizi günün birinde dünyaya getiren annelerimizle ilgili anılara sahibiz, sonuçta hepimiz bir evladız” diye yanıtladı.
“Anton’un Belleği” kadınlara saygıyı ifade eden bir sergi mi sorusunu ise şöyle yorumladı Yoko Ono: “Kadın, bu serginin hiç şüphesiz ana öznesi. Anne olmanın güçlüklerinden onun hayattaki dramatik yalnızlığına kadar uzanan bir süreç.”
“Mükemmel olmayan bu dünyayı, aşkın daha yaşanabilir kılıcılığına olan inancınız devam ediyor mu?” sorusuna ise Ono, “Biz hayata tutunmaya çalışabiliriz, ama bunu gerçekleştirebilmeyi sağlayacak güvenilir bir reçetenin olduğunu sanmıyorum. Bu nedenle çok geç olmadan korkularımızı aşarak aşkımızı ifade edebilmeliyiz. Öte yandan ölümün hangi yaşta geleceği belirsiz, John’un çok genç yaşta yaşama veda ettiğini düşünecek olursak...” yanıtını verdi.

En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu'ndan YÖK raporuna suç duyurusu!
-
‘Savunmasına katılmazsam namerdim’
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
Özel'den TBMM Başkanı Kurtulmuş'a 'süreç' çağrısı
-
O şartı sağlayanların aylıkları artacak!
-
Zorlu Holding'ten Cem Köksal'ın yerine 'eski' atama!
-
Bozdağ, AKP’li Osman Gökçek’i yalanladı!
-
Yılmaz Erdoğan'dan Bahçeli'ye 'teşekkür' telefonu
-
Bakan Ersoy’un eşinden ‘destek’ geldi!
-
163 bıçak darbesiyle öldürdü, 'gülerek' savunma yaptı