Yüz karası tablo
Ergenekon davasında hapis cezası yağan kararları muhalefet sert bir dille eleştirdi.
CHP’li yöneticiler ve milletvekilleri, 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin aldığı kararı tanımadıklarını belirttiler. Sözkonusu kararların, aydınların, gazetecilerin milletvekillerinin rehine alınma kararı olduğu vurgulandı.
Karara yönelit değerlendirme yapan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, 5 yıldır süregelen Ergenekon davasını CHP olarak 62 milletvekiliyle izlediklerini belirterek, “Karar CHP açısından sürpriz olmadı. 5 yıl önce verilen karar bugün Türk kamuoyuna hediye edildi. Bu kararla demokrasi, insan hakları gibi kavramlar ayaklar altına alındı”dedi. 12 Eylül döneminin işkencecilerinin, savcılık iddianameleri ile yan yana gelmesi mümkün olmayan bir çok kişi yan yana alındığını ifade eden Hamzaçebi, Ergenekon adında uydurulan örgütün liderlerinin hala belli olmadığını kaydetti. Hamzaçebi şunları kaydetti:
“Bir örgüt yaratılıyor, örgütün lideri yok. Bu kişilerin, aydınların, gazetecilerin milletvekillerinin rehine alınması kararıdır. Bu bir mahkumiyet kararı değildir. Bugün bu kararı zafer olarak görenler bilsin ki bu karar milleten dönecektir; bugün bu kararla hapis cezasına çartptırılanlar var. Milletin desteği ile bu kararlar çöp sepetine atılacaktır.İnsanların beraat etmesi gereken yerde müebbet hapis cezası veriyorsanız uygun mu? Başbakan’ın göreve getirdiği ve itimat ettiğini dillendirdiği kişi terör örgütü lideri olarak mahkum ediliyor. Başbakan’ın kefilim dediği Genelkurmay Başkanı’nı müebbet hapse mahkum etmiştir. Bu TSK’yı verilmek istenen bir gözdağıdır ve kabul etmek mümkün değildir. Bu arkadaşlarımız mahkum değildir, rehinedir”
“Cezalar pazarlık ürünü”
Ergenekon’da bu kadar çok ceza kararının çıkmasının PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için pazarlık ürünü olarak tutulduğunu belirten Muharrem İnce, kararı şöyle değerlendirdi: “Acıya kurşun işlemez, bu böyle bilinsin. Savcısının Başbakan olduğu, tanığının Şemdin Sakık, jandarmasıın Hüseyin Avni Mutlu olduğu mahkemeden başka birşey beklenmezdi zaten. Onlar tututuklu değil, rehinedir. Onlar Öcalan’ın özgürlüğünün pazarlık konusudur. Öcalan’ın serbest bırakılması için ağırlaştırılmış müebbet cezaları verilmiştir. Türkiye’de hukuk bitmiştir, adalet, hukuk ve insalık yoktur. İnsanların en temel güvencesi olan seyahat özgürlüğü yok bu ülkede. Yolları gördünüz. Salon farklı mıydı? Ayakkabılarımızı çıkarmamızı istediler, çıkarmadık. Mahkeme Başkanı’nı kararı okurken görmeliydiniz. Oradan bağırdık, insanların hayatını konuşuyoruz. 20-40 yıl ceza okuyorsunuz, dalga geçiyorsunuz. Ses düzeni bile kuramayan mahkeme adaleti hiç kuramaz. Beyzbol sopasıyla hizaya gelenler Türkiye’de yargıyı hizaya getirdiler. Biz bu kararı tanımıyoruz. CHP olarak millet bunun hesabını soracaktır diyoruz”
“Karar dönecektir”
Mahkemenin kararlarının kamu vicdanında kabul görmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Engin Altay ise “Burada darbe yalanı ile bir hukuk talanı yapılmıştır. Demokratik sistemimizde artık yasama yürütme yargı yerine oligarşi vardır. Bu kararların hukukla bir ilgisi yoktur. Bugün burada tam anlamı ile yaşanan hukuk garabetidir. Milletimiz rahat olsun, bu karar çok kısa bir sürede dönecektir” diye
Okyanus ötesinden
Mahkeme eliyle darbe yapıldığını kaydeden Bülent Tezcan ise “Okyanus ötesinden Türkiye’deki rantçı organlar darbeyi yargılıyoruz yalanı adı altında bambaşka bir darbe yapmıştır. Silivri’deki mahkemeler de bu darbelerin aktörü olmuştur. Nemrut Mustafa’ya haksızlık etmişiz. Nemrut Mustafa’nın dergahından daha büyük bir haksızlıkla karşı karşıyayız” diye konuştu.
“Vali yalan söylüyor”
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz de “E-5’den yerleşkeye gelen yolda binlerce araç bulunuyor. İnsanların sokaklarda. Bu ülkede sıkıyönetim mi var Sayın Recep Tayyip Erdoğan” diye sordu. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun, ‘Mahkeme emir verdi’ dediğini aktaran Özgündüz, mahkeme başkanının asayiş hizmetine karışamayacağını belirterek, “Şahsi olarak vermişse kararı, suç işlemiştir. Mahkeme başkanının böyle bir talimatı yoksa bunu Vali, İçişleri Bakanı, Başbakan alıyorsa, ‘insanların seyahat özgürlüğü engellemek’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak’ suçunu işlemişlerdir’ diye konuştu.Mahkeme başkanıyla görüştüğünü dile getiren Özgündüz, özetle şunları söyledi:“Mahkeme başkanına, dışarıda alınan güvenlik önlemleri için talimat verip vermediğini sordum. Mahkeme başkanı, “Ben sadece duruşma salonu ve çevresiyle ilgili talimat yazdım, güvenlik tedbiri alın dedim ama başka illerden gelen otobüslerin durdurulması ya da Silivri’ye gelen yolların kapatılması yönünde herhangi bir talimatım olamaz’ dedi. Vali bey, ‘Mahkemenin talimatı’ dedi. Bu durumda sayın Vali yalan söylüyor. Başka illerden duruşmayı izlemek için gelen otobüsler durduruldu. Bu seyahat özgürlüğünü engellemek, seyahat hürriyetinden mahrum bırakmak suçunu oluşturuyor. ‘Sizin talimatınız mı’ diye sordum. ‘Hayır efendim, başka illere ben ne karışırım’ dedi. Anlaşılıyor ki bu konu sayın Başbakan ve İçişleri Bakanı tarafından verilen bir talimat. Kanuna aykırı, suç teşkil eden bir talimattır. Mahkeme başkanına ‘Niye sanık yakınlarını içeriye almıyorsunuz, duruşmaların aleniliğini niye ihlal ediyorsunuz’ dediğimde, ‘Hayır efendim, basını alıyoruz, siz milletvekillerini alıyoruz, dolayısıyla aleniyet sağlanmış oluyor’ dedi. ‘Eşleri müebbetle yargılanan insanları içeri almamakla duruşmanın aleniyet ilkesini ihlal etmiş olmuyor musunuz’ diye sorduğumda, ‘Merak etmeyen birazdan kararımızı vereceğiz, basın yoluyla da bütün kamuoyuna duyurulucak’ mantığıyla bir açıklama yaptı. Avukatların aranmasının sebebini sorduğumuzda, ‘Avukatlar şiddet çağrısı yapıyor’ diye bir cevap verdi.”
Ergenekon davası karar duruşmasını izlemek için Silivri’ye gelen ve alınan önlemler karşısında şaşkına döndüler. CHP milletvekilleri ve sanık yakınları mahkemeden adelet çıkmayacağını belirttiler.
Silivri Cezaevi İnfaz Kurumu önünde değerlendirme yapan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, “Türkiye’nin her yeri olağanüstü hal, Türkiye’nin her yeri sıkıyönetim olmuş” dedi. İnce Türkiye’de anayasal seyahat özgürlüğünün kullanılamadığını, anayasanın işlevini yitirdiğini belirterek, Türkiye’nin çeşitli illerinden insanların bugün Silivri’ye gelmek istediğini ancak çeşitli bahanelerle bunun engellendiğini kaydetti. İnce, “Yerleşkeye gelirken bu manzarayı gördüğüme utandım. Türkiye’nin her yeri olağanüstü hal, Türkiye’nin her yeri sıkıyönetim olmuş. Türkiye’nin durumu bu. Burada adalet dağıtılmadığına, burada bir mahkeme olmadığına, burada bir çadır tiyatrosu olduğuna herkes inanmış. Yani ‘Tayyip istifa, hükümet istifa’ diye slogan atmanın darbe olarak anlaşıldığı bir ülkede yaşıyoruz” diye konuştu.İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun, ‘mahkeme başkanı’ gibi konuştuğunu belirten İnce, şöyle devam etti:
“Öyle bir mahkemeden adalet beklenebilir mi? İçler acısı bir durumu var Türkiye’nin. Bir de sevindirici bir şey var. Bu kadar baskı, bu kadar zulüm, bu kadar insafsızca davranış bile bu milleti yıldıramıyor. Buğday tarlaları bugün insan dolu. Bu manzaraları bütün yurttaşlarımızın görmesi lazım. Yedi düvel görecek ama yine yandaş medya bunu görmeyecek. AKP’nin eğitim, sağlık, dış politikasını beğenen var, beğenmeyen var. Bugün mahkemeye gelmek için yollara düşenler, biz, beğenmeyenleriz. Bu tartışılabilir. Bizim de yanıldığmız yerler olabilir belki ama bir şey var; bu Başbakan, bu AKP, bunlar çok kötü insanlar. Bunlar herşeyi yapar.” Gazetecilerin “Karar ne çıkar” sorusu üzerine İnce, “Burada adalet dağıtılmadığı için verilecek sonuç da beni ilgilendirmiyor” yanıtını verdi.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, karar açıklanması beklenen Ergenekon davasına ilişkin, “Gönlümüzden geçen, arzu ettiğimiz; hakka, hukuka uygun bir karar olsun. Hukuksuz, delilsiz bir şekilde yargılanan sanıklar beraat etsin” dedi. Hamzaçebi, davanın görüldüğü duruşma salonunun yer aldığı Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, “mahkemenin, önceden verilmiş olan bir kararın bugün şeklen alınacağı bir oturumu gerçekleştireceği” izlenimi edindiklerini kaydetti.
“Evrensel hukuk ayaklan altında”
Bugüne kadar evrensel hukukun temel ilkelerinin silindiğini, ayaklar altına alındığını, adil yargılama ve masumiyet ilkesinin çiğnendiğini belirten Hamzaçebi, şöyle konuştu:
“Hukuka, anayasaya ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne göre, herkes suçluluğu ispat edilinceye kadar masumdur. Bu, evrensel bir hukuk kuralıdır ama Silivri mahkemelerinde bu tersine çevrildi. Yargılananlar, kendi masumiyetlerini ispat edinceye kadar suçlu bulundu. Savcılık makamı, iddia makamı iddiasını ispatla hükümlüdür. Bu da ayaklar altına alındı. Sanıklar masum olduklarını ispat edebilmek için bugüne kadar savunma yaptı. Bu, kabul edilebilir değildir. Tarihte bunun örnekleri çok olmuştur. 2 bin 500 sene önce Sokrates’i yargılayan halk yargıçları, bugün bilinmiyor, hepsi tarihe gömüldü ama haklı olan Sokrates hala hafızalarda. Bugün de böyle olacak, ne karar verilirse verilsin. Gönlümüzden geçen, arzu ettiğimiz; hakka, hukuka uygun bir karar olsun. Hukuksuz, delilsiz bir şekilde yargılanan sanıklar beraat etsin.”
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz de “E-5’den yerleşkeye gelen yolda binlerce araç bulunuyor. İnsanların sokaklarda. Bu ülkede sıkıyönetim mi var Sayın Recep Tayyip Erdoğan” diye sordu. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun, ‘Mahkeme emir verdi’ dediğini aktaran Özgündüz, mahkeme başkanının asayiş hizmetine karışamayacağını belirterek, “Şahsi olarak vermişse kararı, suç işlemiştir. Mahkeme başkanının böyle bir talimatı yoksa bunu Vali, İçişleri Bakanı, Başbakan alıyorsa, ‘insanların seyahat özgürlüğü engellemek’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak’ suçunu işlemişlerdir’ diye konuştu.Mahkeme başkanıyla görüştüğünü dile getiren Özgündüz, özetle şunları söyledi:
“Vali yalan söylüyor”
“Mahkeme başkanına, dışarıda alınan güvenlik önlemleri için talimat verip vermediğini sordum. Mahkeme başkanı, “Ben sadece duruşma salonu ve çevresiyle ilgili talimat yazdım, güvenlik tedbiri alın dedim ama başka illerden gelen otobüslerin durdurulması ya da Silivri’ye gelen yolların kapatılması yönünde herhangi bir talimatım olamaz’ dedi. Vali bey, ‘Mahkemenin talimatı’ dedi. Bu durumda sayın Vali yalan söylüyor. Başka illerden duruşmayı izlemek için gelen otobüsler durduruldu. Bu seyahat özgürlüğünü engellemek, seyahat hürriyetinden mahrum bırakmak suçunu oluşturuyor. ‘Sizin talimatınız mı’ diye sordum. ‘Hayır efendim, başka illere ben ne karışırım’ dedi. Anlaşılıyor ki bu konu sayın Başbakan ve İçişleri Bakanı tarafından verilen bir talimat. Kanuna aykırı, suç teşkil eden bir talimattır. Mahkeme başkanına ‘Niye sanık yakınlarını içeriye almıyorsunuz, duruşmaların aleniliğini niye ihlal ediyorsunuz’ dediğimde, ‘Hayır efendim, basını alıyoruz, siz milletvekillerini alıyoruz, dolayısıyla aleniyet sağlanmış oluyor’ dedi. ‘Eşleri müebbetle yargılanan insanları içeri almamakla duruşmanın aleniyet ilkesini ihlal etmiş olmuyor musunuz’ diye sorduğumda, ‘Merak etmeyen birazdan kararımızı vereceğiz, basın yoluyla da bütün kamuoyuna duyurulucak’ mantığıyla bir açıklama yaptı. Avukatların aranmasının sebebini sorduğumuzda, ‘Avukatlar şiddet çağrısı yapıyor’ diye bir cevap verdi.”
“Kuddusi Okkır, bu dava yüzünden vefat etti”
Ergenekon davası yargılama sürecinde örgütün kasası olarak nitelendirelen ancak yaşamını kaybettiğinde başkalarının yardımıyla toprağa verilen Kuddussi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır ise eşinin dava sürecinde öldürüldüğünü söyledi. Okkır şunları söyledi:
“Eşim, bakılmadığı için, hastalandığı için öldürüldü. Devlet daha bunun hesabını bana vermedi. Buna karşın sanıklar arasında Kuddusi Okkır olmadığına göre dinleyiciler arasında benim olma hakkım var. Ya onu mezardan çıkarıp getirip koysunlar oraya ya da beni alsınlar. Ben de bileyim bu adam ne için öldürüldü, neydi suçu, kimlerle ne yapmıştı. Bunu bilmek benim herkesten çok hakkım. Tam 2 saattir mahkeme görevlisiyle, jandarma komutanıyla mücadele veriyorum.”
CHP’li Keskin: ‘Yüzkarası bir tablo’
Ergenekon davasında hapis cezası yağan kararları muhalefet sert bir dille eleştirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, “Kamuoyunun vicdanı kanamıştır. Adalet ciddi bir şekilde sarsıntı geçirmiştir. Türkiye adalet tarihi için yüzkarası bir tabloyla karşı karşıya kalmıştır” dedi. MHP Konya Milletvekili Faruk Bal ise kamuoyunda, “Senaryonun yazıldığı, delillerin uydurulduğu algısı bulunduğunu” söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, Ergenekon davasındaki kararların evrensel hukuk kurallarına uyulmadığı için kararların tartışmalı olduğunu söyledi ve vicdanları yaraladığına işaret etti. Ceza hukukunun evrensel kurallarına riayet edilmediğini belirten Keskin, insanların evlerinin geceyarıları basıldığı, kasıtlı olarak yandaş medyaya sızdırılan bilgilerle insanların toplumda itibarsızlaştırıldığını söyledi. Keskin, sanıkların savunmalarının kısıtlandığını ve kanıt toplama taleplerinin gerekçe gösterilmeden reddedildiğini ifade etti.
Dava boyunca hem avukat, hem de sanıklara karşı hukuksuz uygulamalar yapıldığını söyleyen Keskin, özellikle dünkü karar duruşmasının Türk adalet tarihine kara bir leke olarak geçeceğine işaret etti. Keskin, sanık yakınlarının duruşmaya alınmadığını, Türkiye’nin dört bir yanından gelmek için yola çıkan otobüslerin engellendiğini ifade etti. Dava kararlarının Türk adeletine gölge düşürdüğünü söyleyen Keskin, tüm bunların bu davada peşin hükümle hareket edildiğini gösterdiğini belirtti. İnsanların vicdani bir isyana doğru sürüklendiğini belirten Keskin, “Yargıya olan güven tamamen sarsılmıştır. Şu an kararlar elimize geçmiş değil, elbette sanıklar yasaların verdiği hakkı kullanacaktır. Kamuoyunun vicdanı kanamıştır. Adalet ciddi bir şekilde sarsıntı geçirmiştir. Türkiye adalet tarihi için yüzkarası bir tabloyla karşı karşıya kalmıştır” diye konuştu. Keskin, yargılamanın doğruyu bulmak için değil, kafalardaki senaryoya hukuki kılıf bulma adına yapıldığını belirtti.
Siyasi yargılama
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç da verilen kararların beklenen bir durum olduğunu belirterek, “Hukuk temelli bir yargılama yerine siyasi yargılamaya dönüşen bir sürece tanık olduk” dedi. Ergenekon’u adil, bağımsız yargı boyutunun tüm aşamalarıyla değerlendirildiğinde vicdanlarda karşılık bulmayacağını kaydeden Koç, siyasi intikam kokan bir dava süreci yaşandığını belirterek, “Ceza alan kişiler için değil, Türkiye için üzüntülüyüm. Adalet kavramının içi boşaltıktan sonra bundan sonrası yargı kararları kamu vicdanında karşılık bulmaz” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Ergenekon kararlarını “Toptancı bir yaklaşımla yargının hareket etmesini de doğru bulmuyoruz. Bu süreç içerisinde bu kararlar milletin de vicdanına sığmalı adaletin de vicdanına sığmalıdır, aradığımız bu. Adalet vicdanlara sığmazsa hepimiz sıkıntıya gireriz” diye değerlendirdi. Hak ve hakikat aranması gerekirken yargının AKP döneminde toplumsal muhalefeti sindirme aracı olarak da kullanıldığını belirten Vural, “Kurunun arasında yaşın yanmaması gerekiyor” dedi.
MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, adalet tarihi açısından gelecekte çok tartışılacak kararların açıklandığını belirtti. Ergenekon davasının askeri, siyasi ve adli yönlerinin özel yetkili mahkeme tarafından birbirine karşılaştırılarak torba haline getirildiğini kaydeden Bal, “Millete yıllarca süren 100’lerce hukuki hatalarla dolu bir süreci yaşattılar” dedi. Darbe teşebbüsünde bulunanların etrafına AKP’ye muhalif olan bilim adamları, gazetecilerin karıştırıldığı algısı oluştuğunu söyleyen Bal, “Kamuoyunda burada bir senaryo yazılmış, deliller uyduruluyor diye algı var” dedi.
Haberal’ın tahliyesi
CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın tahliye edilmesini de Bal, “Tahliye üç nedenden verilir: Sabit adres sahibi olması, kaçma ihtimalinin bulunmaması, hakkındaki delil durumunun tutuklu kaldığı süreyle orantısı. Bu üç neden bugüne kadar tutuklama gerekçesi olarak gösteriliyordu. Bugün de tahliye nedeni oldu” diye konuştu. Bal, kararlarda vahim hataların bulunduğunu kaydetti.
AKP’li Tayyar: Haberal Kararı kurtarma operasyonu
AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar da kararları Twitter’dan değerlendirirken, tahliye edilen Mehmet Haberal ile ilgili bir iddiada bulundu. Tayyar şöyle dedi: “Nerde bulursam üye olacağım diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu Silivri’de üyelik kaydına bekliyoruz. Davanın seyrine ve iddianameye baktığımızda karardaki en büyük sürpriz, 12 yıl 6 ay ceza alan Haberal’dır. Müebbetten nasıl döndü, ilginç. Çok açık söylüyorum; Haberal kararı tam bir kurtarma operasyonudur. Gizli tanık değilse mutlaka başka bir nedeni olmalı.”
‘Ergenekon tescillendi’
Başbakanın Başdanışmanı Ertan Aydın, Ergenekon Davasındaki kararlarla ilgili şahsi Twitter hesabından, “Ergenekon diye bir örgütün varlığı ve bu örgütün meşru hükümeti devirmek için darbe planladığı tescillendi. Şimdi savunanları görelim!” ifadelerini paylaştı. Ergenekon Davası’nın karar duruşmasının ardından hükümet kanadından ilk değerlendirme Başbakanın Başdanışmanı Ertan Aydın’dan geldi. Aydın, davanın ardından gazetecilerin Twitter’daki yorumlarını değerlendirerek “Ne kadar faşist darbeci varsa twitterda bir bir ortaya çıkıyor” dedi. Aydın, davadan çıkan kararları da “Ergenekon diye bir örgütün varlığı ve bu örgütün meşru hükümeti devirmek için darbe planladığı tescillendi. Şimdi savunanları görelim!” ifadelerini paylaştı. Aydın’ın bu ifadesini AB Bakanı Egemen Bağış da destekleyerek retweet etti.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu