Cezaevi günceleri neyi söyler?
Cezaevi Güncesi tutuklu bir aydının okuyarak, yazarak, cezaevi avlusunda voleybol oynayarak, spor yaparak direnmesinin öyküsüdür. Ataol, kendinden zamanını alanların elinden aldıkları zamanı okuyarak yazarak onlara bırakmıyor. Dünyayla bağını sıkı tutarak zındana direniyor. Okuduklarını kendi içinde tartışıyor en çok. Cezaevindeki aydın takımının gerçek yüzünü de görerek, göstererek anlatıyor o karanlıktaki günlerini. Bizim gibi ülkelerde yazan çizen, yazar, ozan, aydın kim varsa bu kitabı okumalıdır. Dilerim kimsenin yolu düşmez cezaevine ama yaşananlar hiçbir şeyin bizi şaşırtmayacağını gösteriyor.
Şairin kendine tanıklığı... Feridun Andaç’ın yazısı...
İçerden dışarıya bakmak… Cezaevi Güncesi’ni* okuyorum Ataol Behramoğlu’nun. Nisan-Aralık 1982, Kartal Maltepe Tutukevi onun yaşamında bir dönüm noktası. Barış Derneği Davası’ndan yargılanma sürecinde tutsaklığını nasıl yaşadığına dair bir günce.
Behramoğlu’nun güncesini okur katında ilgiye değer kılan da şair / yazar kimliğinin yanı sıra yaşanan dönemin tanıklığını getirmesidir.
Onun, Puşkin’e dair kurduğu şu cümleyi, bugün kendisi için de yinelemek / hatırlatmak isterim: “Puşkin’in kendine ve yaratıcığına ilişkin öngörüsü tümüyle doğrulandı.” Şairin 80. yaşında okuruna armağan ettiği 40. yaşının hapishane günceleri, onun vardığı yerdeki duruşuyla bu düşünceyi de doğruluyor, bence.