‘Kuşevi’nin Efendisi’: Bir tür diyaloji!
İbrahim Yıldırım’ın “Eylülden Sonra” üçlemesinin ilk kitabı Kuşevi’nin Efendisi, on sekiz yıl sonra yeniden Kırmızı Kedi etiketiyle okuruyla buluştu. “Bir insanı nereye kadar tanıyabiliriz?” sorusuyla, “bir duvar işçisi” olarak çıkıyor yola yazar.
Kuşevi’nin Efendisi, sosyalist bir aydın olan Asaf Cemil’in 12 Eylül darbesi sırasında ve sonrasında yaşadığı çöküntüler, sarsıntılar ve travmalarından dolayı kendini sorgulamasını ve yok oluşunu, oldukça mistik bir izlekle anlatıyor.
İbrahim Yıldırım ile üstkurmacanın ustaca işlendiği ve metinlerarası ilişkiler bağlamında zengin bir eser olan Kuşevi’nin Efendisi’ni konuştuk.
İbrahim Yıldırım’dan ‘Kuşevi’nin Efendisi’
İbrahim Yıldırım’ın yeni romanı Kuşevi’nin Efendisi (Kırmızı Kedi Yayınevi), yazdıkları ve yaşamı bir muammaya evrilen Asaf Cemil; Asaf Cemil’in yaşamının ve metninin peşinde bir yazar Yusuf Bünyamin ve onun bu macerasında konuya dahil olan Bedrettin Melek, Belkıs hatta İbrahim Yıldırım’ın da yer aldığı çok sesli bir roman.