Karşıyaka’da çocuk istismarına tepki
İzmir’in Karşıyaka ilçesinde faaliyet gösteren kadın dernekleri ve sivil toplum kuruluşları, Zübeyde Hanım Anıt Mezarı önünde “Ülkemizdeki hiç bir çocuk yalnız değildir” pankartıyla çocuk yaşta yapılan evliliklere tepki gösterdi.
Karşıyaka’da kadın dernekleri ve sivil toplum kuruluşları, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım Anıt Mezarı önünde toplanarak çocuk istismarını lanetledi.
29 Ekim Kadınları Karşıyaka Şubesi ve Kadın Gücü Derneği’nin çağrısıyla Karşıyaka Kent Konseyi, Karşıyaka Kent Konseyi Kadın Meclisi, 29 Ekim Kadınları Bayraklı Şubesi, Ege İncileri Kadın Kooperatifi, Türkiye Yardımseveler Derneği Karşıyaka Şubesi, Fiziksel ve Düşünsel Etkinlikler Derneği, VELİ-DER Karşıyaka Şubesi, Ege Makedonya Göçmenleri Derneği Karşıyaka Şubesi, Zübeyde Hanım Platformu, Çiğli Kadın Meclisi, Karşıyaka Genç İş İnsanları Derneği, Karşıyaka Yardımlaşma Derneği, Karşıyaka Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin katılımıyla düzenlenen eyleme Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile eşi Öznur Tugay, CHP Kadınlar Kolları MYK üyesi Nurşen Balcı, 68 Derneği Başkanı Okan Yüksel, Çameria Arnavutları Derneği, Amasyalılar Derneği, Kadın Gücü Derneği Bayraklı Şubesi, Karşıyaka Yaşayanlar ve Yaşatanlar Derneği, Merdiven İzmir Derneği, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Karşıyaka Şubesi, Diyabet Derneği, Karşıyaka Belediyesi Meclis üyeleri, DİSK 8 Nolu Şube, DİSK Emekli-Sen Karşıyaka, CHP İl Kadın Kolları, CHP Karşıyaka İlçe Başkanlığı, İyi Parti Karşıyaka İlçe Başkanlığı ve yurttaşlar katıldı.
Konuşmalar ve basın açıklamasının ardından Zübeyde Hanım’ın mezarına karanfil bırakıldı.
BAŞKAN TUGAY: BİZE BUNUN İÇİN EMANET ETMEDİLER
Burada bir konuşma yapan Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bugün burada masum çocuklar, kadınlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin insan hakları konusundaki duruşunu Karşıyaka ve İzmir duruşuyla burada göstermek için geldiniz. Hepinize çok teşekkür ederim. Yaşadığımız olay maalesef ülkemizin tarihine kara bir leke olarak geçecek. Hepimiz bu konu her geçtiğinde, bu durumu her hatırladığımızda maalesef şu anda hissettiğimiz gibi büyük bir üzüntü ve vicdan azabı ile hatırlayacağız bu olayı” dedi.
“Bugün burada sorumlularına seslenmek için bir aradayız” diye devam eden Tugay, “Bireysel olarak işlenen suçlar için değil, toplumu değer yargılarıyla korumak, masum insanları korumak, görevini yerine getirmesi gereken, devleti yöneten siyasetçileri uyarmak için buradayız. Türkiye Cumhuriyeti çocukların istismar edildiği, kadınların taciz edildiği bir ülke olamaz. Bu ülkeyi kuran insanlar ülkemizi düşman işgalinden kurtarırken demokratik, laik Cumhuriyeti kurarken ve bize onu emanet ederken elbette ki bunların yaşandığı bir ülke olarak kurmadılar. Burayı, bize bunun için emanet etmediler. Sesi olamayanların sesi, kimsesi olmayanların kimsesi olmak için kuruldu Türkiye Cumhuriyeti. O inançla kuruldu. Kendi insanına, halkına, çocuğuna, kadınına duyduğu saygıyla beraber kuruldu. Bugün yaşanan bu olay birilerinin o kutsal ruha ettiği ihanetin göstergesi durumunda” ifadelerini kullandı.
“YAZIKLAR OLSUN”
Mücadeleyi büyütmek zorunda olduklarının altını çizen Tugay, “Biz birilerinin kasıtlı olarak çocuk tacizcilerini, istismarcılarını koruduğunu düşünüyoruz. Bunu yaparken bazı tarikatlarla olan ilişkilerini korumak için bunu yaptıklarını düşünüyoruz. Onların inanç dediği buysa yazıklar olsun. Bunun hesabını ne milletin vicdanına, ne de yukarıdaki Allah’a veremezler. Bu Cumhuriyeti kuran insanların ruhlarına bunu anlatamazlar. Bizim görevimiz elbette ki bundan sonra benzer olayların olmaması için tepkimizi göstermek, bizim bu ülkenin her kadınına, her çocuğuna sahip çıkma kararlılığında olduğumuzu göstermektir. Bunun mücadelesini hep yaptık, bundan sonra da yapacağız. Ama kandırılmış insanlarımızın artık şunu fark etmesi lazım, devlet işte tam olarak bunun için var. Sözde ‘biz milliciyiz, devletçiyiz’ diyenlerin kendi halkına göstermediği o korumacı tavrı göstermesi gereken kurumdur devlet. Görevini yapmıyor devlet. Bugün bir tane çocuğu böyle gördük. Kim bilir kaç tane çocuk benzer şekilde bu ülkede tacizlere, belki de tecavüzlere maruz kalıyor. O çocukların sesi olmaya devam edeceğiz. Bu mücadeleyi mutlaka ki toplumun vicdanı kazanacak. Bu mücadeleyi anneler kazanacak, bu mücadeleyi bu ülkenin asil kadınları kazanacak. Bu mücadeleyi asil kadınlarının yanında yer alan Türk erkekleri kazanacak. Yaşanan olay için hepinizin hissettiği üzüntü kadar hepimiz üzüntü hissediyoruz. Şunu hatırlamak gerekir. Bu mücadeleyi büyütmek zorundayız. Kandırılmış insanları uyandırmak zorundayız, onlara din kisvesi altında gösterilen o tarikat yuvalarının ne kadar rezil yerler olduğunu anlatmak zorundayız. Ben sizi bu duruşunuz için kutluyorum” dedi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VURGUSU
Basın açıklamasını okuyan 29 Ekim Kadınları Karşıyaka Şubesi Başkanı Begüm Ertaş İncekara da şu ifadeleri kullandı:
“Ülkemizdeki hiçbir çocuk yalnız değildir. Mustafa Kemal’in kurduğu bu ülkede doğudan batıya, kuzeyden güneye hiçbir çocuk yalnız değildir. bir arada olduğu basın açıklamamıza destek olan tek bir ses olan, bizlerle birlikte aydınlık bir gelecek ve sağlıklı nesillere emanet etmek için duyarlılık gösteren herkese teşekkür ederiz. İstanbul Sözleşmesi’nin 42. maddesi şöyle der: ”Kültür, gelenek, din, görenek ve namus kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet suçlarında kabul edilemez.”
“İki gün önce İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin kabul edilişinin yıl dönümüydü. Bildirgenin başlangıç bölümünde; hakları korunmayan, zulüm ve baskıya maruz kalanların son çare olarak direnme hakları olduğuna işaret edilir. Hak ihlalleri yönünden ülkemizde hepimizi derinden sarsan vahim bir tablo yaşanmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve hepimize emanet sorumluluğu verdiği laik ve demokratik ülkemizde çocuk istismarı meşrulaştırılmaya çalışılamaz asla kabul edilemez. En çokta geri adım atılamaz kısmıdır. Bu ülkede çocuk istismarı, çocuktan gelin olmaz, eş olmaz, çocuk çocuktur. Adı üstünde çocuk insandı ve onun üstün yararını korumak hepimizin görevidir.”
“Ülkemde yaşanan her hak ihlali, çocuğun, kadının, hayvanların, doğanın kısaca insanlığın başta onuru olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin korunması için bizleri sesimizi yükseltmeye, güçlerimizi birleştirmeye, düşünceniz ne olursa olsun bu ülkenin bağrında yaşam mücadelesi veren herkesle beraber hak için mücadele etmeye davet ediyor ve bugün Karşıyaka’nın en değerli manevi olarak en huzur bulduğumuz, en güçlü hissettiğimiz yerde çocuklarımıza olan sorumluluğumuzu yerine getirmek için buradayız.”
“Bu çocuklar bizim. Bu çocuklar bizim bugünümüz, yarınımız, geleceğimiz. Mustafa Kemal’in kurduğu ülkede yaşayan batıdan doğuya güneyden kuzeye hiçbir çocuk yalnız değildir. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin arasında çocuk hakları ve cinsel suistimal ve istismara karşı korunmasına ilişkin sözleşmeler çocuğun üstün yararından söz ederek korunması görevini devlete ve onun yanında kadın, erkek tüm bireylere vermiştir. Bu görev bizimdir. 13 yaşındaki çocukla nişanlanmayı makul sanan kişilerin 16 yaşında değil de 14 yaşında olursa çocuk istismarcısı olmayız diyenlere Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasını ve Medeni yasanın olduğunu bir kez daha hatırlatmamız lazım. Bu ülkede 18 yaşından küçük herkes çocuktur. Bu ülkede 18 yaşından küçük bir çocuğun evlendirilmesi suçtur. Son yıllarda tarikatlara açılan kapıdan hızla tırmanan gericilik kadınları, kız çocuklarını birer cinsel meta olarak gören anlayışın cirit attığı bir ortam yaratmıştır.”
“TÜİK 2015-2020 yılları arasında 15-17 yaş grubu çocukların yaptıkları doğum sayısının 81 bin’den fazla olduğunu açıklamaktadır. Bu rakam bile cinsel istismarın boyutunu ortaya koymaya yetiyor. Duyarlı anneler, babalar, Karşıyakalılar. 6 yaşındaki bir kız çocuğunu hapsettiğimiz bu düzenden hepimiz sorumluyuz. Karanlık zihniyetin kız çocuklarına, kadınlara reva gördüğü yaşam tarzı eğitim sisteminden ve toplumsal hayattan soyutlayarak kadının yok sayıldığı bir yaşama hapsetmektir. Evlatlarını çocuk yaşta evlendiren ailelere ihbar yüklülüklerini yerine getirmeyerek göz yumanlara, evlenme ehliyeti olmayan çocuklara dini nikah kıyanlara ve çocuklara göz diken sapkınlara en ağır cezalar verilmelidir. Sağlıklı toplum, sağlıklı ailelerden oluşur. Mustafa Kemal’in ülkesinde hiç kimsenin çocuklarımızın geleceğini karartmasının hakkı yoktur.”
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu