MCG Tower'in ikinci duruşması görüldü: 'Tutuklamamak için zaman kazanma kararı'

Hatay'ın İskenderun ilçesinde bulunan ve depremde saniyeler içinde yıkılarak 14 kişiye mezar olan MCG Tower'ın davasında ikinci duruşma dün gün İskenderun 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma öncesi kayıp yakınları basın açıklaması yaparak adil ve hızlı yargılanma çağrısında bulundu. Duruşma yoğunluğu nedeniyle 3 saat geç başlayan duruşma yaklaşık 4 saat sürdü. Kayıp yakınlarının, vekillerinin, sanıkların ve sanık vekillerinin dinlendiği davada başka bir davadan hükümlü bulunan müteahhit M.C.G, söz aldı. Kaba inşaatının yapımını Mehmet Yılmazlar’a ait başka bir şirkete verdiklerini ve malzeme tedarik ettiklerini belirten M.C.G., tedarik ettikleri malzeme değerlerinin de yüksek çıktığını söyledi. Mehmet Yılmazlar ise duruşmaya katılmadı. 

“KOVALARDA SU TEMİZLİYORDUK”

Kayıp yakını Nurhan Bozhöyük binanın rüzgardan bile etkilendiğini ve rüzgar estiğinde binanın avizeleri sallanacak kadar sarsıldığını, bu durumu sorduklarında ‘Bina sağlam, altında raylı sistem var’ yanıtı aldıklarını belirtirken, başka bir kayıp yakını Kibar Gökpınar ise zeminde sıvılaşmaya dikkat çekti. Gökpınar, her yağış sonrası bina asansöründen ve zemininden kovalarla su çıkardıklarını söyledi. Mahkeme tarafından açıklanan ara kararda sanıkların tutuklu yargılanma talebi reddedildi, mahkemede bulunmayan tüm sanıkların bir sonraki duruşmada zorla getirilmesine ve uzmanlar tarafından yeni bir bilirkişi raporu hazırlanmasına karar verilerek dava 19 Ekim’e ertelendi. 

“İÇİMİZİ SOĞUTMADI”

Binada ailesini kaybeden Süheyl Sümbültepe’nin avukatı Bülent Akbay kararları Cumhuriyet’e değerlendirdi. Akbay şunları söyledi:

"Duruşmada sorduğumuz sorularla müteahhitlerin ve yapı denetimcilerin, yapının zemin denetiminden itibaren eksikleri bildikleri halde ‘ne olursa olsun’ anlayışıyla binayı yaptıkları ortaya çıkmıştır. Ayrıca birinci kattaki beton zeminin eğildiği yerde binayı yeniden yapmak yerine sorunun üstünü örtmeyi tercih etmişlerdir. Tüm bunlar ve diğer ihmaller, sanıklar hakkındaki suç vasfını değiştirmiştir. 

Sanıkların olası kastla ölüme sebebiyet verdikleri ortadadır. Bunun cezası da 20 yıldan başlar, Bu nedenle tutuklu yargılanması gereken sanıklar için verilen zorla getirilme kararı, ara formüldür. tutuklama kararı vermemek için zaman kazanmaktır. Ailelerin içini soğutmaya çalışmaktır. Bizlerin içini soğutmamıştır, adaletsizlik hissini kuvvetlendirmiştir.”