Tire ve Germencik'te RES endişesi

Ülkemizde RES (Rüzgar Enerji Santrali) dendiğinde yenilebilir-temiz enerji adı altında doğanın, yaban hayatının, tarım ve turizm alanlarının kısacası yaşamın yok edilmesi geliyor nedense akıllara…

Neden diyebilirsiniz?

İlk olarak şunu ifade etmeliyim ki bu ülkede ÇED Yönetmeliği 22 yılda 17 kez değişti. 

Yani oyun başladıktan sonra sürekli kurallar değiştirildi. 

Hal böyle olunca insanın içine kurt düşmüyor değil…

RES olması düşünülen sahalar her ne hikmetse ya özel mülk, ya tarım alanı, ya mera, ya orman seçilmekte. 

Bununla birlikte RES nedeniyle oluşan toz nedeniyle de özellikle hayvancılık ve zeytincilik büyük yara görüyor.

Örneğin RES’e bağlı ortaya çıkan toz nedeniyle Karaburun’daki kıl keçilerinde büyük bir verim kaybı yaşandı. Keçiler tozlu ot yemediği için bölge hayvancılığı çok etkilendi.

Türbin kanatları nedeniyle ölen kuşlar, gürültü sebebiyle arazilerde hayvan otlatmak ve tarımda çalışmak zorunda olan köylünün maruz kaldığı ses nedeniyle yaşadığı duyma bozukluklarını da işin içerisine katarsak zarar iyice büyüyor.

Ayrıca RES’lerin manyetik alan etkisi de var. 

RES’in yapıldığı yerlerde köylüler, uyuyamadıklarından ve sürekli bir huzursuzluk hali içinde olduklarından şikayetçi.

Bu kadar zararı olan RES için sıra İzmir-Aydın sınırındaki Tire Küçükkale ile Germencik’in Dampınar köylerinde…

İnciriyle zeytiniyle ünlü bu güzelim yerler tehdit altında.

Bir kez daha doğamız, yaşam alanlarımız, tarımsal üretimimiz ölüm ile burun buruna.

Özellikle RES’lerin geleceğimize vereceği zararın boyutlarının net bir şekilde önümüze konması gerekir.

Eğer bu proje uygulanırsa doğal ve tarihi varlıklarımızın, su kaynaklarımızın, ekolojik zenginliğimizin, orman ve tarım arazilerimizin yaşayacağı zararı kim karşılayacak?

Her zaman belirttiğim gibi bu ülkenin her bir karış toprağı çok değerli ve özel.

Ve kimsenin tekelinde değil.

Yaşadığımız hayat, RES ile kazanacağınız milyon dolarlarınızdan, şirketlerinizin artan cirolarından, çok daha değerli ve büyüktür!

Bunu sakın unutmayın!