HEAL ‘kömür’, TEMA ’mega bölge’, Deloitte ’iklim’ raporlarıyla uyardı

Termik santrallar son 55 yılda 4.8 trilyon TL sağlık masrafına yol açtı. Mega endüstri bölgelerinde planlama yetersiz. İklim değişikliği kaygısı ise dünyada artıyor.

HEAL ‘kömür’, TEMA ’mega bölge’, Deloitte ’iklim’ raporlarıyla uyardı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.01.2022 - 04:00

Dünya ve Türkiye ekonomisiyle ilgili, geçmişte olduğu gibi bugün de “büyüme”, “kişi başı ortalama tüketim” kavramları havalarda uçuşurken “kâr hırsı dolu” uygulamaların yıkıcı sonuçları her geçen gün daha fazla ortaya çıkıyor. 

Örneğin Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL), “Kronik Kömür Kirliliği Kümülatif Sağlık Etkileri Özel Raporu”yla son 55 yılın durumun ortaya koydu. Rapora göre, 1965-2020 yılları arasında açılan ve halen 16 ilde faaliyette olan kurulu gücü 50 megavatın (MW) üzerindeki 30 büyük kömürlü termik santralı, toplamda 4.8 trilyon TL sağlık masrafına ve 62 milyon iş günü kaybına neden oldu. 

200 BİN ERKEN ÖLÜM

Yine, sadece Zonguldak, Çanakkale, Muğla ve İskenderun’daki santralların neden olduğu sağlık yükü, toplamın yüzde 40’ına karşılık geliyor. Bu santrallar, aynı zamanda yaklaşık 200 bin erken ölüme, 118 bin erken doğuma, 1 milyon 250 bin çocukta bronşit vakasına yol açtı. Raporu tanıtan isimlerden HEAL Türkiye Sağlık ve Enerji Politikaları Kıdemli Danışmanı Funda Gacal, 2020’deki elektrik üretiminin yüzde 34’ünün termik santrallardan geldiğini anımsatarak şunları anlattı:

YATAĞAN ÖNEMLİ ÖRNEK

“Türkiye, geçen yılın sonunda Paris İklim Anlaşması’nı onayladı ve 2053 için net sıfır karbon hedefi koydu. Buna rağmen Türkiye, henüz kömür kullanımını sonlandırmak için bir tarih belirlemedi ve kömürlü termik santral kapasitesini iki katına çıkarma hedefini sürdürüyor.” 

HEAL Genel Müdür Yardımcısı Anne Stauffer de “Eski, kirletici bir enerji üretim biçiminden yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçmek sağlık ve ekonomi açısından en anlamlı olanı” yorumunu yaparken Türk Toraks Derneği’nden Dr. Sebahat Genç, Yatağan örneğine atıfla burada solunum sistemi şikâyetiyle yatan hasta sayısının Muğla’dan iki kat fazla olduğunu belirtti.


"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK"TE GÜÇLÜK VAR

Deloitte’un “2022 CxO Sürdürülebilirlik Raporu” da dünya genelinde iş liderlerinin iklim değişikliği konusundaki endişelerinde hiçbir gerileme olmadığını gösterdi. 

Rapora göre üst düzey yöneticiler ya da CxO’ların (deneyim üst yöneticisi) yüzde 89’u iklim krizi yaşandığını kabul ederken yüzde 63’ü organizasyonlarının bu konuda son derece kaygılı olduğunu belirtiyor. Rapor, ayrıca artan endişelere karşın CxO’ların temel iş süreçlerine sürdürülebilirliği dahil etmekte güçlük çektiğine işaret ediyor. Anket katılımcıların yüzde 97’si iklim değişikliğinin kurumlarını şimdiden, yüzde 50’si ise bu durumdan operasyonlarının (iş modelleri, tedarik zincirleri vs) olumsuz etkilendiğini vurguladı. 

Raporu yorumlayan Deloitte Türkiye Risk Danışmanlığı Direktörü ve Sürdürülebilirlik Lideri Murat Günaydın, “İş dünyasının atacağı cesur adımlara ihtiyaç var. İklim değişikliğinin yarattığı hasarı sınırlamak için hâlâ zaman var. Bu noktada meydan okumaya hazır olduğumuzu kanıtlamanın zamanı geldi” diye konuştu.


EŞSİZ EKOSİSTEM TEHLİKEDE

Türkiye için “yeni bir iktisadi kalkınma hamlesi” olacağı belirtilen ve ilk kez 2018’de duyurulan “mega endüstri bölgeleri”nin yer seçim kararlarını inceleyen TEMA Vakfı, projelerin ülkenin sahip olduğu “eşsiz ekosistem alanları”nı koruyacak bir kurgu içinde gözetilmeden, önemli doğa alanlarına telafi edilemeyecek zararlar verilmesine yol açılacak şekilde planlandığını belirtti. Anlık olarak alınan yatırım kararlarının Türkiye için geri dönüşü mümkün olmayan zararlar doğuracağını paylaşan TEMA, ekolojik değerlerle çelişen, biyolojik çeşitlilik ve doğal varlıklar üzerinde tehdit oluşturan bir kalkınma hamlesinin sürdürülebilir olmadığını vurguladı. 

Zonguldak’daki “Filyos Endüstri Bölgesi”, Trabzon’daki “Yatırım Adası”, Sakarya’daki “Karasu Münferit Yatırım Yeri” ve Adana’daki “Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi”ni masaya yatırdıklarını ve bütüncül bir planlama yaklaşımı göremediklerini ifade eden TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç şöyle devam etti: 

“Flora ve fauna bakımından bu kadar önemli olan kıyı bölgelerinde yapı yoğunluğu, kirlilik yükü ve afet riskleri engellenmeli. İklim krizi, iktisadi kriz ve sosyal adalet sorunlarının birlikte çözümü için ekonomik ihtiyaçlarla birlikte ekosistem üzerindeki geri dönüşü olmayan ve gelecekte çok daha ağır ekonomik ve sosyal sonuçlara sebebiyet verebilecek etkilerin hesaba katılması gerekli.”


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler