Post-komünist otoriter kapitalizm
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

Post-komünist otoriter kapitalizm

07.07.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Avrupa’da otoriter kapitalizm, Çin’in ana modelini oluşturduğu Güneydoğu Asya’daki gelişmesinden farklı bir patika izliyor. Sovyetler Birliği’nin ortadan kalkmasını izleyen yıllarda, Doğu Avrupa ülkelerinde devleti güçsüzleştirme şampiyonları olan elitler, iktidara gelince merkezi otoriter siyasal yapıların savunucusu oldular. Devlet merkezli bir ahbap-çavuş kapitalizmine yol verdiler. Ülkeden ülkeye önemli farklar gösterse de, bu otoriter kapitalizmin eski Doğu Bloku ülkeleri için merkez modelini Macaristan’da Victor Orban’ın “illeberal demokrasi” olarak tanımladığı yönetim modeli oluşturuyor.
2010’da muhafazakâr-demokrat FIDESZ partisinin başında yeniden iktidara gelen Orban, o zamandan beri mecliste üçte iki çoğunluğa sahip olarak ülkeyi yönetiyor. Bu çoğunluğa dayanarak, devlet yapısını adım adım değiştirip otoriter rejimi kurumlaştırıyor. Bazı gözlemcilerin “post-komünist mafya devleti” olarak tanımladıkları bu otoriter kapitalizmin yerleşmesini birkaç koldan izlemek mümkün.
Birincisi, devlet kurumlarının ele geçirilmesi. Her seviyede kamu görevlileri arasında çok büyük bir temizlik yapmakla işe başlayan Orban, bunların yerine parti bağlılığı yüksek kişileri memuriyete aldı. 2012’de yaptığı anayasa değişikliğiyle, ekonominin bir özel şirket gibi yönetilmesini sağlayan değişikliklerin yanında, 1990’da kurulan anayasa mahkemesinin denetleme yetkisini büyük ölçüde kaldırdı. Aynı şeyi AB içinde Orban’ın en büyük destekçisi olduğu Polonya’da Hukuk ve Adalet Partisi hükümeti yapmaya çalışıyor.
Otoriter kapitalizmin diğer alameti farikası, medyanın iktidar tarafından neredeyse bütünüyle kontrol altına alınması. Kamu telelevizyon ve radyolarında haber bültenlerinin başbakanlıktaki bir danışman grubu tarafından günlük olarak hazırlanıyor. Orban, yandaşı iş insanlarına özel medya kuruluşlarını art arda satın aldırıyor. Bugün Orban medyası, bütün yerel gazetelerin, yirmi televizyonun, on bir radyonun ve beş yüze yakın internet haber sitesinin sahibi. Reklam ambargosuna dayanamayan bağımsız gazeteler kapanıyor.
Medyadaki gelişmeler bir yandan yeniden seçilmek için elzem diğer yandan “Macar kapitalizmi” kurma projesinin uzantısı. Orban’a iktidara gelmesinde yardım etmiş kişiler kamu ihalelerini ve özellikle AB fonlarını paylaşıyor. Orban’ın köylüsü ve çocukluk arkadaşı Meszaros 2010’a kadar sıhhi tesisatçılık yaparken, şimdi enerji, turizm, medya, inşaat alanlarında çalışan iki yüze yakın şirketin sahibi. Orban’ın gizli kasası olduğu iddia ediliyor.
Bu otoriter kapitalizmin seçimle iktidarda kalmak zorunda olması, seçim sisteminin de iktidar partisinin her zaman kazanacağı biçimde düzenlenmesini gerektiriyor. Solun oylarını bölecek biçimde seçim bölgelerinin çizilmesi, tek turlu “birinci gelen kazanır” sisteminin benimsemesi ve birinci gelen partiye otomatik olarak meclis çoğunluğu sağlayan bir hesaplama sistemi...
Bu otoriter kapitalizmin ana temalarından biri, özellikle AB üyesi olan ülkelerde, ulusal egemenliğin yeniden tesisi. Milli çıkarları koruyacak bir kapitalistler grubunun devlet güdümünde oluşmasını savunuyorlar. Aynı zamanda küreselleşsmenin ıskartaya çıkardığı emekçi kesimlerini, küçük-orta işletme sahiplerini, emeklileri cezbediyor bu korumacı politika. Neoliberal küreselleşmenin yıkıntılarına karşı tepkiyi, öfkeyi, endişeleri kanalize ediyor.
Orban, seçmenlerine, uluslararası güçlerin, kozmopolit elitlerin saldırılarından kendilerini koruyacağını vaat ediyor. Bu yakın dış tehdidi simgeleyen iki örnekten biri Soros, diğeri göçmenler. Tehlike altında olan etnik ve dini kimlik temasını denetiminde tuttuğu bütün medyada günbegün işleyerek, sadece yerli ve milli kimlik savunması yapmıyor. Avrupa’nın Hıristiyan kimliğinin savunmasının da önderliğine soyunuyor. Geçen günlerde Avrupa genelinde kurulmuş bir göçmen karşıtı parti ile 2019 Avrupa Parlamentosu seçimlerine girme fikrini ortaya atarken, liberal ve kozmopolit sağa karşı otantik bir Hıristiyan-demokrat Avrupa sağ partisi kurmayı öneriyordu. Oluşmaya başladığını iddia ettiği Berlin-Viyana-Roma göçmen karşıtı “eksene” (ister istemez Mihver İttifakı akla geliyor), otoriter kapitalizmin yerleştiği veya yükseldiği Doğu Avrupa ülkelerini katma fikrini ilave ediyordu.
Avrupa’nın çeperinde serpilip gelişen, merkezinde de cazibesi artan otoriter kapitalizm modeli, liberal politikalar ve kurumların iflasından besleniyor. Neoliberal dogmanın dayattığı toplumu piyasalaştırma politikalarına tepkiyi ve büyük bir örgütlü yağma içinde ortaya çıkan post-komünist zenginlere karşı öfkeyi, emekçi orta sınıfların otoriter ama yerli (bizden) bir iradenin “güvenli ellerine” kendilerini teslim etmeye rıza göstermesi için yönlendiriyor.
Kapitalizmle demokrasi, liberal ideologların iddia ettiği gibi, ikiz kardeş değiller.

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018