Yarın ve ötesi
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

Yarın ve ötesi

23.06.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yarın elli milyondan fazla kişi sandık başına gidecek. Katılım oranının dünya ortalamasına göre çok yüksek olduğu, yöneticilerin düzenli aralıklarla yapılan seçimlerle belirlenmesine yurttaşların büyük önem verdiği bir toplum Türkiye. Yarınki çifte seçimde Türkiye içi katılım oranının yüzde 90’a yaklaşması mümkün. Seçime toplumun tüm kesimlerinden verilen bu önem, Türkiye’de Erdoğan/AKP iktidarına, baskın otoriter niteliklerine rağmen asgari meşruiyetini veren bir etmen olduğu gibi, aynı zamanda demokrasi ve diktatörlük arasında salınan bu rejimin en zayıf yanını oluşturuyor. Bu seçim kampanyasında bunu açık biçimde gördük.
İktidarın açık ve örtülü baskı ve engelleme yöntemlerini kullanmaktan imtina etmemesine, utanç verici bir medya ablukası uygulamasına, halen milletvekili olan bir adayı, Demirtaş’ı hapiste Cumhurbaşkanlığı adaylığı kampanyası yürütmek zorunda bırakmasına rağmen, toplumsal muhalefetin nasıl son derece canlı ve güçlü biçimde harekete geçebileceğini seçim kampanyası gösterdi. Bariz diktatörlük eğilimlerinin yanında, güçlü bir demokrasi, en azından tek adam sultasına direniş eğiliminin bu toplumda var olduğu somut olarak ortaya çıktı.
Tek adam sultası karşıtlığında birleşen ve seçim kampanyasında Reis’in kurduğu oyun planını altüst eden muhalefetin can havliyle bunu başardığını söylemek yanlış olmaz ama yetersiz kalır. 18 Nisan’da baskın erken seçim kararının açıklanmasını izleyen bir-iki haftada beklenmedik biçimde muhalefetin söz, tasavvur ve etkinlik üstünlüğünü ele alışı, toplumda biriken öfkenin bir dışavurumu aynı zamanda. Bunun öncesini Gezi Parkı’nda ortaya çıkan protesto eylemlerinin hızla Türkiye’nin dört bir köşesine az veya çok yayılmasına kadar götürmek yanlış olmaz. O zaman bunun yurttaş haysiyetinin çiğnendiği gerekçesiyle hareket eden bir Haysiyet Ayaklanması olduğunu belirtmiştik. Geçen yıl yapılan anayasa referandumunda da sandığa yansıyan toplumsal tepki özünde aynı hissi dile getiriyordu. Şimdi bunun kat be kat kapsamlısı harekete geçmiş durumda. 24 Haziran seçimleri, Nisan 2017’de iktidarın zor bela, ite kaka, arada çelme de atarak, omuz vurarak kazandığı referandumun fiilen ikinci turu anlamına da geliyor.
Tayyip Erdoğan’ın “biz ve onlar” söylem modelini etkisiz kılan Millet İttifakı’nın kompozisyonu, ne için dayatıldığını iktidarın başının artık açıkça söylediği yüzde on barajı hırsızlığını engellemek için seçmenlerin bir kısmının stratejik oy kullanma kararlılığı, çeşitli kışkırtma girişimlerinin etkisiz kalması Türkiye’de başka bir şeyin büyümekte olduğuna işaret ediyor. Sakin bir kararlılıkla, sebatla ve inatla müstebite karşı çıkan, bunun için yan yana gelen, Türkiye seçmen topluluğunun en azından yarısını oluşturan bir kitlenin meydana çıkışına son bir buçuk ay içinde şahit olduk.
Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Erdoğan koalisyonu ucu ucuna kazansa da, bu Haziran 2018 bir milat teşkil edecektir. Etmelidir. Muktedirin tahakkümüne, kibrine karşı toplumun yarısının omuz omuza vermesi, direnişi, mücadeleyi sürdürmesi artık mümkündür. Müstebitin artık sayıkladığı, iktidarın tökezlediği, kutuplaştırarak yönetme siyasetinin boşlukta kaldığı bir dönem başlattı 24 Haziran öncesi seçim mücadelesi.

***

Seçim anketlerinin seçmenlerin gerçek niyetlerini yansıtma konusunda yanılma ihtimalinin çok yüksek olduğu bir seçim kampanyası yaşadık. Anket sorumluları, bugüne kadar rastlamadıkları oranda olumsuz yanıt aldıklarını, anormal oranda insanın misilleme endişesi içinde soruları cevaplamak istemediğini belirtiyor. Bir kamuoyu anketi şirketi yöneticisinin söylediği, “Bizimki dahil, hiçbir ankete bu seçim öncesi güvenmeyin” ikazını tüm seçmenler dikkate almalıdır.
İki seçimin de sonucunun bıçak sırtında olduğunu sadece söylemek mümkün bugün. Ama bu herhalde bir buçuk ay önce ne Erdoğan yandaşlarının endişe ettikleri ne de Erdoğan karşıtlarının hayal ettikleri bir durumdu. Bu beklenmedik umut verici gelişmeyi, Türkiye siyasal tarihinin demokrasiye dönüşü muştulayan en önemli birkaç dönüm noktasından biri haline getirmek yarın mümkün. Tek adama teslim olmayı, muktedire boyun eğmeyi reddeden yurttaş haysiyetinin bu yükselişi, ülkemizin barış, özgürlük ve huzur içinde yaşanılan bir yer olması umudunu elle tutulur kılan en önemli etmendir. Yarın sonuç ne olursa olsun, unutmayalım, demokrasi hiçbir zaman bitmeyen bir sürekli mücadeledir.

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018