Lozan ‘Bayramı!’

28 Temmuz 2023 Cuma

Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, son yıllarda karşılaştığımız toplumsal sorunlar ağırlaştıkça orada burada, resmi binaların önünde, alanlardaki bayrakların boyutları da büyüyor. Olaylar karşısında gereken tepkiyi doğru yerde göstermeyi beceremeyen toplum, kendini aldatan eziklerin omuz silkmelerini andırır şekilde sorunlarının artmasına gösterdiği tepki olan bayrak ebatı büyütme girişimi sürdüğüne göre, sorunların artması da sürüyor olsa gerek. 

Lozan’ın 100. yıldönümünde, CHP’nin Lozan’ın imzalandığı 24 Temmuz’un bayram ilan edilmesi önerisi de bu bayrak büyütme operasyonunun yeni bir örneği olarak kabul edilebilir. Lozan görüşmeleri sırasında emperyalist cephenin önderi konumunda olan Curzon’un direnen mazlumların tarihteki en tipik örneklerinden biri durumunda olan ve görüşmelerde zaferi kazanan İnönü’ye, “Şimdiye kadar ne istediysek geri çevirdiniz, hepsini bir kenara koyup saklıyoruz, günü gelip kapımızı çaldığınızda teker teker önünüze koyacağız” diyen Lord Curzon’un öngördüğü günlerde TC yönetimi heyetler halinde el açıp kendini iflastan kurtaracak parayı ararken CHP’nin 24 Temmuz’u bayram ilan etme önerisi gerçekten eziğin omuz silkmesini andırır bir tepki.

***

Lozan’da emperyalist dünyanın, Türkiye’nin sarsılmaz bağımsız varlığı ve çağdaşlaşma iradesinin karşısında boyun eğdiği dönemde kurduğu rövanş hayallerinin gerçekleştiği ve Lozan’ın galipleriyle mağluplarının yer değiştirdiği günümüzde, artık Lozan eskisi gibi, Türkiye’nin varlığının ve bağımsızlığının tapu senedi değildir.

Evet yüzüncü yılında Lozan, imzalandığı zaman olduğu kadar güçlü değildir. Çünkü artık Lozan’ın ardında, yüzyıl önce olduğu kadar yılmaz bir irade yoktur. Oysa Lozan’ı güçlü kılan o iradeydi.

Şimdi ise Lozan’da bir ulusun direnişini yöneten iradenin oturduğu yerde Lozan’ı yadsıyan, yok ederek ortadan kaldırmak isteyen bir iradenin oturduğu tartışma götürmez bir gerçektir.

1923’te Lozan dünyaya ve Ortadoğu’ya belli bir bakışı olan, üretmekte, paylaşmakta, varlığını sürdürmekte, aydınlık ortak yarınlara ulaşmakta kararlı bir ulusun eseriydi.

Yüzyıl sonra ise Ortadoğu’ya ve dünyaya emperyalizmin verdiği gözlüklerle bakan, varlığını tarikat ve cemaatlere emanet etmiş, ürettiğinden çok üreyip tüketen bir yağma ve talan ortaklığının buyurgan temsilcileri onların yerini alıp Lozan’a başka gözlerle baktıkları için artık Lozan eskisi gibi bir ulusun varlığının tapusu olmaktan çıkmıştır.

Kısacası yüzyıl önce Lozan gücünü Ankara’dan almaktaydı. Yüz yıl sonra Ankara eski Ankara olmadığından Lozan’ın da eski gücüne sahip olmamasında şaşacak bir yön yoktur.

Emperyalizmin Lozan’da dile getirilen isteklere ve dünya bakışı ne idiyse aynıyla devam etmektedir.

Yüzyıldır emperyalizmin bakışı değişmemiştir.

Yüzyılda değişen Ankara olmuştur. Artık Ankara eski Ankara değildir. Ankara eski Ankara olmadığı için de artık Lozan da eski Lozan değildir.

***

Gerçi Ankara’da 100 yıl önce egemen olanların mirasçısı olduklarını söyleyenler hâlâ vardır ve kavgaya hazır olduklarını ilan etmektedirler. Ama ne hikmetse bu çabalarını 100 yıl önce olduğu gibi halk ile paylaşmakta başarılı olamamaktadırlar.

Onlar Lozan’ı da savunmaya hazır olduklarını beyan etmektedirler ama Ankara’daki savaşı kazanamadan Lozan’ı savunmanın mümkün olamayacağını görememekte, bir türlü de Ankara’da ayağa duramamaktadırlar.

Onlar şimdi, “gemiyi sakin bir limana götürmek, değişimin önünü açmak” konusunda tartışırken yine ayağa duramama durumundan kurtulamayacakları görünümünü yaratmaktadırlar.

Ankara’da ayağa duramayanların Lozan’ı savunmaları ise 24 Temmuz’u, tarikatlar ve cemaatler Türkiye’sinde bayram ilan etmekten öteye geçmeyecek nafile çabalar olarak kalmaya mahkûmdur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları