Yazılmış en güzel Atatürk yazısı

Yazılmış en güzel Atatürk yazısı

10.11.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili, 

Bugün 10 Kasım, 84. yaşımın son gününü tamamlayacağım. Uzun yıllar 10 Kasım’lar hep biteviye geçti. İlkokulda 10 Kasım kara perde üzerine yansıtılmış sarı spot ışığı, al bayrak, yanında kasımpatıları, hamasi şiirler, içeriği anlaşılamayan gözyaşları, söylevler, siyah başlıklı gazeteler, ulusal yas gününe özel yayınlar, eğlenmek, içmek yasak, radyolarda nedense bu mateme uygun görülmüş senfoniler... Azı düşündürücü, güzel; çoğu akla ziyan yazılar... Kimi imalı saldırılar, kimi can sıkan, cahil övgüler, kimi anlamsız safsatalar... Yıllarca böyle geçti 10 Kasım’lar. Yıllarca bir gün dahi ağız tadıyla bir doğum günü anması yapamadım. Ta ki bir gün Yiğit Okur’un 1996’da Paris’te yazdığı bir yazıyı, bana göre Atatürk’ü anmak için yazılmış en iyi yazıyı, okuyana kadar. 

Bugün yine 10 Kasım. Yine Atatürk’le ilgili yazılar çıkacak. 

Ben, yargıdaki krizin rejim krizine dönüştüğü bugün seninle yine o yazıyı paylaşıyorum. 

Bir de ricam var: Bu yazıyı, kes sakla! Arada, çok sık değil, yılda bir kez 10 Kasım’larda çıkarır okursun. Hem belki o vesileyle Mustafa Kemal’in yanı sıra Yiğit Okur’u, belki de bilinmez beni de hatırlarsın.

Şimdi söz aziz dostum, değerli yazar merhum Yiğit Okur’un:

***

1881 MADELEINE MEYDANI’NDA BİR GÜZ ÖĞLESİ

Sağımda Madeleine Kilisesi, karşımda Cerruti mağazası, önümde sıska bir akordeoncu, üstümüze eğilmiş güz çınarları. 

Boş bir kahve terasındayım. Sabahımsı duran, ıssız bir öğle saati. Üstü kapalı bir kamyondan, kamyon büyüklüğünde bir kristal ayna iniyor. Dört kişi taşıyor aynayı. Madeleine Kilisesi aynaya düşüyor, Cerruti mağazası aynaya düşüyor, yapraklar aynada uçuşup üşüşüyor, akordeoncu aynada, sesler aynaya yansıyor. Aynada tanıdık bir yüz... Kimdi, kimdi bu? Bilinç ürpertiyle geliyor. Ayna aynadaki benle benim aramda duruyor. Dört kişi aynayı yandaki mağazaya sokuyor. Her şey yerli yerini buluyor. Güz çınarları toprağa dikey, güz yaprakları yerde, akordeoncu önümde. Şarkı sürüyor, sürükleniyor. Karşımda Cerruti mağazası, taş yapı. Katları sayıyorum: Bir, iki, üç, dört. 

Sıkılıyorum: Bir kez de yukarıdan aşağıya sayıyorum. Dört, üç, iki, bir... Birinci katta pirinçten bir levha üstünde bir tarih: 1881. 

Birden ilkokul çağına kadar uzanan bir çağrışım. Şöyle bellemiştik: “Selanik’te bir gümrük memurunun oğlu olarak 1881’de doğdu. Adını Mustafa koydular. Küçük Mustafa dayısının çiftliğinde kargaları kovalarken...” Haaa! demek ki aynı tarihte dede Cerruti bu mağazada siyah saten giydirilmiş, silindir şapkalar, derin yırtmaçlı uzun jaketataylar, sapı gümüş, boyu kısa jokey kamçıları, kenarları dantelalı pantolon kemerleri satıyordu.

Hey gidi Cerruti!...

Hey gidi Mustafa!...

Hey gidi bizler!...

Bir güz sonu, çınarların altında Madeleine Meydanı’nda...

***

Yazı bu. İçinde ne övgü var ne yergi. Bir meydan bir çınar bir mağaza iki adam...

Bir büyüklük sıfatı kullanmadan, bir geçmiş laf kalabalığına boğulmadan anlatılmış. Hikâyeyi Yiğit Okur gibi biz de bu öğelerden izliyoruz. Kısacık öyküde övgüsüz bir sevgi, tapınmasız bir hayranlık. Mustafa Kemal için yazılmış çok yazı okudum. Bu kadar yalın bu kadar kısa bu kadar özüne rastlamadım. Yazının sonunda ben de Yiğit Okur gibi “Hey gidi Cerruti, hey gidi Mustafa ve hey gidi Yiğit Okur” dedim...

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023