Yeni dönem ne olur?
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Yeni dönem ne olur?

08.07.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bugün yapılacak yemin töreninden sonra yeni bir sistemle yönetilecek olan Türkiye Cumhuriyeti’nin başına geçecek.
Siyaset bir yana, yeni sistemin günlük hayatlarımız için ne anlam ifade ettiğini, gazetelerde okuduğumuz devasa bürokratik değişikliklerin sıradan vatandaşı nasıl etkileyeceğini henüz bilmiyoruz.
Ancak kuşkusuz, sistemde tüm güç, devlette tüm yetki, eskiden Çankaya, bugün ise ‘Beştepe’, ‘Saray’ ya da ‘Külliye’ diye anılan Cumhurbaşkanlığı’na geçecek. Bu da bildiğimiz anlamda birbirini dengeleyen, zaman zaman frenleyen ya da ifrit eden farklı devlet güçleri arasındaki ‘ortaklık’ döneminin kapandığı anlamına geliyor. Artık farklı güçler yok, tek bir güç var.
Yeni sistem, denge-fren ve demokratik kurumlar açısından kusurlu ve eksik olsa da artık neredeyse geri döndürülmesi imkânsız bir değişim getiriyor. İleride iktidar değişse dahi bu noktadan sonra parlamenter sisteme geçiş pratikte zor.
Bir anlamda bugün itibarıyla ‘ikinci cumhuriyet’ dönemine geçtik demek, abartı olmaz sanırım.
Ancak ‘başkanlık sistemine’ geçmiş olmak, Türkiye’nin sorunlarının azaldığı anlamına gelmiyor. Tam tersine, dün bizi bekleyen devasa sorunlar, bugün de karşımızda.
Bu sorunlar ekonomi, Batı ile sancılı bir kırılma süreci ve demokrasi eksiği; hepsi birbiriyle ilintili üç temel mesele. Bunlar, hangi sisteme geçersek geçelim, Türkiye’nin çözmeden rahat edemeyeceği sorunlar.
Dün iktidara yakın gazetelere göz attığımda, hepsinde bir ‘yumuşama’ mesajı verilmeye çalışıldığını gördüm. İyimser bir hava veren manşetler var. Bizde âdettir, seçimden sonra hep iyimserlik rüzgârı eser. Bunun birkaç ay sürmesi beklenir.
Ancak haberlerin detaylarını okuduğumda, bu ‘yumuşama’ vaadini fazlaca ürkekçe buldum. Cesur bir reform sözü yok. Hatta ‘reform’ lafı dahi yok. Gazeteler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Partiler üstü kabine’ ve ‘Şimdi tevazu ve gönüllere girme zamanı’ mesajlarını öne çıkarıyor. Ancak Erdoğan’ın aynı konuşmasında, HDP bölücülükle, CHP ise ‘bölücüleri Meclis’e taşımakla’ suçlanıyor. Kabataslak bir bakkal hesabı yapsanız, bu açıklamalarla nüfusun neredeyse yüzde 40’ı şu ya da bu şekilde terör ve devlet düşmanlığıyla suçlanıyor. Bu da kutuplaşmayı devam ettiren bir üslubun tercih edildiğini gösteriyor.
Gerçek bir yumuşama için, Erdoğan’ın bugünkü konuşmasında CHP ve HDP seçmenine siyasi tavrından dolayı saygı göstermesi gerekiyor.
Ancak bu da yeterli değil. Bundan sonraki haftalarda atılması gereken somut adımlar var. Bir an önce ‘siyasi tutuklular’ meselesini gündeme almak lazım. Cezaevleri, yazdığı yazı, attığı twit, yaptığı paylaşım, taşıdığı pankart yüzünden hapiste olan insanlarla dolu. Osman Kavala ya da Nazlı Ilıcak’tan tutun da Grup Yorum’a kadar farklı renk ve ideolojik görüşte siyasi tutuklular var. Türkiye’nin artık ‘normalleşme’ ihtiyacı var.
Yeni hükümetin ilk gündemi ‘genel af’ olmalı.
Yine gazeteler, ekonomi yönetimine kabine dışından birinin geleceğini söylüyor. Olumlu. Anladığım kadarıyla istenen, Mehmet Şimşek olmayan bir Mehmet Şimşek. Coca Cola CEO’su Muhtar Kent ya da Goldman Sachs kökenli Çağlayan Çetin’in ismi geçiyor kulislerde.
Ancak yine aynı sorun var. Mehmet Şimşek olmayan bir Mehmet Şimşek, Mehmet Şimşek’in dediklerinden farklı bir şey söylemeyecektir. Piyasada 3 hafta iyimser bir rüzgâr estirebilir ancak nihayetinde, Türkiye’nin düşük büyüme, yapısal reform ve mali disipline gitmesi gerekiyor. Mesele kimi getirdiğimiz değil, onun bir ağırlığı olup olmayacağı...
Dış dünyayla ilişkiler, bir başka öncelik. Avrupa Birliği yolu artık kapandı; ancak Türkiye’nin AB ile ‘gümrük birliği güncellemesi’ gibi mütevazı bir hamle için bile siyasi normalleşme yolunda adım atması gerekiyor.
ABD’yle ilişkiler, çetrefil olmaya devam ediyor. Ankara’nın bir pazarlık unsuruna dönüşen tutuklu ABD vatandaşlarını bir an önce ‘Deniz Yücel formülü’ ile serbest bırakıp Halkbank’a ceza ya da S-400 gibi daha temel konularda Washington’la masaya oturması lazım.
Bütün bunlar için etkili bir kabine ve reform iradesi lazım.
Demokratikleşme hayali kurmuyorum bile; ancak Türkiye’nin düzlüğe çıkmak için mevcut sistemde bile ‘normalleşmesi’ lazım.

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018