Ayşe Yıldırım

Ak devlet, acil muhalefet

12 Temmuz 2018 Perşembe

‘Bu kadar kötülük fazla.’
Soma davası avukatlarından Can Atalay’ın sözleri Türkiye’nin özeti gibi.
301 madencinin yakınları dört yıl sonra gelen adaletsizliğe isyan ederken…
Çorlu’da kaza diye sunulmaya çalışılan tren cinayetinde bebeğinin tabutunu kollarında taşıyan babanın gözyaşları kurumamışken…
Yandaş medya Türkiye’nin nasıl şahlanacağını, ‘Başkan’ın ilk gününü parlatmakla meşgul. Bundan sonra da tek meşguliyetleri bu olacak.
Çünkü onlar da ‘Ak devlet’in, ‘Ak gazeteleri’ artık.
Daha bir yıl önce başkanlık değil cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diye yutturmaya çalıştıkları o sistem kuruldu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye yazılıp, başkan bile değil tek adam diye okunması gereken bir sisteme geçmiş bulunuyoruz.
Erdoğan’ın tarihe kendisini ‘kurucu’ olarak yazdırmak istediği bu sistemde devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla ‘Ak devlet’ olacağı da ortada.
Her şey ama her şey, aklınıza gelecek, gelmeyecek her şey tek adamın dudağında artık.
Çıkan ve çıkacak kararnameleri okudukça şaşırmayın.
Toplum üzerindeki şaşkınlığı bile atamamışken Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle istedikleri düzeni tam oturtacaklar.
Ve belki bir süre sonra ne yaptıklarını bile okuyamayacaksınız.
Yandaşlar onları size ‘sihirli’ birer kararname gibi sunmaya devam edecek. 16 yıldır tek başına iktidarda olan bir partinin Türkiye’yi nasıl bir dünya ülkesi yapma yolunda güçlü adımlar attığı yalanını pompalayacak… Paranın başına oturan ‘damat-bakan’ın piyasaları tedirgin ettiğini değil de nasıl ‘güven’ verdiği yalanını anlatacak.
Hani diyor ya Cumhurbaşkanı “Her türlü özgürlük batıda olmadığı kadar burada var” diye. İşte o özgürlük sadece ‘AKP’lilere vardı ve yine onlara olacak.’
Hatta bu kez onlar bile o kadar özgür olamayacak. Onlar bile ‘şaşkınlık’ ve ‘korku’ yaşayacak.
Bir mafya lideri tarafından tehdit edilen, yandaş tetikçi tarafından hedef gösterilen bir gazetenin 24 Haziran öncesi ve sonrası yayın çizgisine bakın…
Bir gazetenin ‘tiraj’, ‘kâğıt’ bahanesiyle bir anda kapatılmasına bakın…
Yıllardır şantaj ve tehditleriyle bilinen Adnan Oktar’ın “Ama biz seçimlerde Erdoğan’ı destekledik” sözlerine bakın…
Olmadı, damadı tutuklanmasına rağmen yine de oyunu AKP’ye veren, ardından kızı da tutuklanan yaşlı adamın ‘haram olsun’ sözlerine bakın…
İlk icraatlarından biri üç gazeteyi daha kapatmak olan ‘Ak devlet’ için artık, AKP’li de olmak yetmeyecek. Saray’a biat tek kural. Kurala uymayanlar…
İşte tam da bu nedenle herkesin üzerindeki şaşkınlığı bir kenara atması ve yeni muhalefet yolları araması gereken kritik anlardayız.
Erdoğan’ın yemin töreninde Meclis’e gidip ama ayağa kalkmamak gibi yaratıcılığı ve etkisi tartışılır muhalefet yolları yerine topluma umut veren, hayal kırıklığını ve umutsuzluğu silip atacak, sadece bilindik laflarla yapılan ‘vay be ne güzel konuştu’ dedirtmekten öteye giden “Hayır diyen bizler de milyonlarız. Varız ve buradayız” cesaretini gösteren bir muhalefete ihtiyaç var.
Bu düzenin ülkeye vereceği zararı asgariye indirecek yeni bir muhalefet anlayışına çok acil ihtiyaç var.
Henüz bunları yazabilecek, duyurabilecek üç beş gazete ve televizyon varken…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları