Balyoz kararındaki ‘İBB cuntası’
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Balyoz kararındaki ‘İBB cuntası’

14.04.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Tarih tekerrür etmiyor. Tarihi hep aynı oyunu oynayanlar tekerrür ettiriyor.

Ne zaman çözüm süreci gündeme gelse aynı hikâye. İktidar her toplantısında vesayet masalı anlatıyor. Ardından askeriyle, siyasetçisiyle, gazetecisiyle bir grup Atatürkçü hapse atılıyor. Operasyon, ameliyat masasına yatırılacakları, aynı masalın kahramanlarından seçiyor.

Dün Onlar TV’den Türkiye’ye duyurmak gazeteci olarak bana düştü: Balyoz kumpas davasında dosyası ayrılan 6 asker hakkında verilen hapis cezaları Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onandı. Üstelik 20 Mart’ta. Yani tam da Türkiye’nin İBB operasyonuyla ayağa kalktığı gün. Haliyle kimse olayı da detayları da fark etmedi. Nereden çıktı bu diyeceksiniz? Önce bilmeyenlere hatırlatayım.

SEMİNERDEN DARBE ÇIKARMAK

5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı’nda bir seminer gerçekleşti. SeminerdeTürkiye’nin saldırıya maruz kalması durumunda askerin nasıl savunma yapacağını konuşuluyordu. Seminer, aslında tüm orduların oynadığı bir savaş senaryosuydu. O dönem Çetin Doğan’ın başında olduğu askerler de böyle görüyordu ki tüm seminerin ses kayıtları kendi inisiyatifleriyle alındı. Yazışmaları da kurallara uygun yapıldı. Gelgelelim...

Aradan 7 yıl geçti. FETÖ’nün “aynı menzile yürüdüğü” iktidar ile TSK’deki Atatürkçü kadroları tasfiye dönemiydi. Çetin Doğan seminerden birkaç ay sonra emekli olmuştu ama nafile... 7 yıl önceki seminerin “canlı bir darbe planı” gibi ele alınması, Balyoz kumpas çuvalına, üzerine çarpı atılmış askerlerin doldurulması başladı. Seminerin devamı olduğu iddiasıyla CD’ler, hard diskler, listeler icat ettiler. FETÖ’nün Taraf gazetesinde “bavulla” manşet yaptılar. Ardından yüzlerce askeri, darbe hazırlığı yaptığı kumpasıyla hapse attılar. Bir savaş gecesinden bile daha kanlı: 11 Şubat 2011 günü 163 subay hakkında yakalama kararı çıkardılar. Bir yıl sonra da 325 askeri ömürlük cezaya mahkûm ettiler. 273’ünün cezası onandı.

KABUL ETTİLER AMA...

Derken... İttifakın bozulması davanın da kaderini değiştirdi. Erdoğan ile Gülen birbirine girince dönemin davalarının defteri yeniden açıldı. Delillerinin sahte olduğu binlerce olguyla kanıtlanan Balyoz’da da yeniden yargılama kararı çıktı. Yeniden görülen davada İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi tüm sanıkları beraat ettirdi ama... Yargıtay, “hayır” dedi. Herkesin beraatını onarken Çetin Doğan’ın da aralarında olduğu 7 askerin “suç için anlaşma”dan ceza almasını istedi.

Yargıtay, davanın bir kumpas olduğunu, FETÖ’nün delil üreterek yüzlerce askeri tasfiye ettiğini kabul ediyordu. Ama 5-7 Mart 2003’teki seminerin de suç işlemek için gerçekleştirildiğini söylüyordu.

Geçen yıl, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi; Çetin Doğan’a 6 yıl 8 ay, Behzat Balta’ya 5 yıl 10 ay, Mehmet Kaya Varol ve İhsan Balabanlı’ya 5 yıl 5 ay, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç’a 5 yıl hapis cezası verdi. Bu arada Metin Yavuz Yalçın yaşamını yitirdiği için davası düşmüştü. 20 Mart’ta, Balyoz kumpas davasında, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, hayatta kalan 6 asker için cezaları onadı. Türkiye CHP operasyonlarıyla çözüm sürecini konuşurken buna 20 Mart itibarıyla Atatürkçü askerlere verilen hapis cezası eklendi.

ŞİMDİ NE OLACAK

Kararı öğrendikten sonra önce Çetin Doğan’ı aradım. Haberi vardı. Balyoz kumpas davasında uzun süre hapis yattığı için, verilen cezanın bir kısmı için mahsuplaşma yaşanacağını anlattı. 28 Şubat dosyası kapsamında sağlık raporlarıyla cezasının infazı kaldırıldığı için bunun etkisinin ne olacağını bilemiyordu. Ama anlattığına göre önümüzdeki günlerde infazın kalan kısmı için hapse girme tehlikesi vardı. Tıpkı ceza verilen diğer askerler gibi... Davanın avukatı Hüseyin Ersöz ile de konuştum. Yargıtay kararının İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi ve bu mahkemenin infazın gerçekleştirilmesi için adım atmasının ardından sürecin başlayacağını anlattı. Bundan sonrası için hukuki mücadelelerinin devam ettiğini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na kararın bozulması için itiraz ettiklerini de söyledi.

KARARDAKİ ‘İBB CUNTASI’

Tüm yaşananlardan sonra Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin onama kararını bir daha açtım. Sanıklara atfedilen “suç için anlaşma” suçundaki suç şöyle ifade ediliyordu: “Demokratik bir toplumda kabullenilmesi ve katlanılması mümkün olmayan ve TSK’nin görev, yetki ve sorumlulukları ile bağdaşmayan, doğrudan hükümeti cebren ıskata yönelen içerikte konuştukları...”

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, sanıkların bu suçu işlemek için bir araya gelip konuştuklarını iddia ediyor ama işlemediklerini de kabul ediyordu. Peki Yargıtay’a göre, 2003’te işlemeyi planladıkları suç neydi? Karardan aktarayım: “İktidardaki AK Parti hükümeti yerine Milli Mutabakat Hükümeti kurmak, somut yer ve isim belirtilmek suretiyle İstanbul Büyükşehir ve diğer il ve ilçe belediye başkanlıklarına atamalar yapmak, gözaltılar ve tutuklamalar gerçekleştirmek...”

Yargıtay’a göre, sadece hükümeti devirmek değil, seçilmiş İstanbul Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarını tutuklamak ve onların yerine yönetici atamak da “cunta faaliyeti”ydi!

Atatürkçü askerler, yapmadıkları ama düşündükleri iddiasıyla hapse girerken kararın yazıldığı saatlerde “suç” diye yazılan şey, 2003’te değil ama bugün gerçekleşmişti!

Erdoğan’ın bir güç ile ittifak kurarken bir başkasına vurmak, bir gruba açılım yaparken öbürünün üstüne hapishane kapılarını kapatmak projesi; bu kez Balyoz kumpas davası sanıklarının üzerinde kendisini gösterdi. Ancak İmamoğlu gözaltındayken yazılan karardaki ifadeler de dikkat çekti.

Tarihte yaşananları tekrardan, oyunları bozanlar kurtaracak.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025