Çocukluğu çalınmış kadının davası
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Çocukluğu çalınmış kadının davası

07.04.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Para değil, altın değil ama... İnsanın çocukluğu da çalınıyor.

Dizilerden atılıyor, gözaltına alınıyor, yargılanıyorlar. Tiyatrocular, oyuncular, yazarlar iki kelime görüş bildirdikleri için hedefte. Oysa hesap vermesi gerekenler onlar değil. Önümde duran, bir tiyatrocunun sanık olduğu ve yarın duruşmaları başlayacak iddianame, hangi görüşten olursak olalım birleşmemiz gereken konuyu haber veriyor.

Ümit Ziya Altı, muhafazakâr camianın tanıdığı bir yazar. Özellikle gençlere hitap eden tasavvuf ve aşk eksenli romanlar yazıyor. Tiyatrolarda oyun yazarlığı, yönetmenlik, oyunculuk yapıyor.

Davaya konu olay ise 2011’de Antalya’da yaşandı. Mağdur Y.E., o sırada 13 yaşındaydı. Annesiyle babası zorlu bir ayrılık yaşıyordu. Halası; morali düzelsin diye, ocak ayında, Antalya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Oda Tiyatrosu’na yazdırdı. Y.E’nin, Ümit Ziya Altı ile tanışması orada oldu. Altı, ekibin yönetmeni ve sahnelenen oyunun yazarıydı. Halası, Y.E’yi, zor bir dönemden geçtiğini söyleyerek Altı’ya emanet etti.

13 YAŞINDA İSTİSMAR

Altı’nın Y.E’ye ilgisi yönetmen-çocuk oyuncu ilişkisinin ötesine geçmeye başladı. Annesi uzakta oturduğu için akşamları Y.E’yi eve o bırakıyordu. Duygusal konuşmalar yapıyor, bir çocuğun kalbine girecek ifadeler kullanıyor, onun özel biri olduğunu söylüyordu. Örneğin, şubat ayında, Y.E’nin provalarda çekilmiş yakın plan fotoğraflarının üzerine şiir yazarak ona gönderdi. Elbette bu ilgi, çocuk yaştaki Y.E’nin de hoşuna gidiyordu.

Mart ayında sıradışı bir şey oldu. Altı, Y.E’yi eve bırakırken ona bir kâğıt uzattı. Y.E’nin adına bir e-posta adresi açmıştı. Şifresini verdiği bu adrese girip taslaklar bölümüne bakmasını istedi. Y.E., kendisine hitaben yazılmış, “Ey Sevgili” diye başlayan romantik mektuplarla karşılaştı.

Neden taslaklar diyeceksiniz? Kimi örgütlerin de kullandığı bu yöntem, hiçbir iz bırakmadan mesajların silinmesini sağlıyor. Altı, delil bırakmamaya çalışıyordu.

Altı, artık Y.E’nin elini tutarak araba kullanıyor, ona âşık olduğundan açıkça söz ediyordu. Haziran ayında, bir gün arabayı Lara’da sazlık alana park ederek arabanın içinde Y.E’ye dokunmaya başladı. Her seferinde ileri giderek Y.E’yi istismar etti. Arabada başlayan istismar prova için kullandığı bir dairede sürdü. Son olarak 22 Temmuz 2011’de tecavüz gerçekleşti.

YILLAR SONRA YÜZLEŞME

Y.E’ye aralarında toplumun anlamayacağı bir aşk olduğunu anlatıyor, 18 yaşına girince tam anlamıyla kavuşacaklarını söylüyordu. Altı, Y.E’ye kilidi olan deri kaplı bir defter vermişti. Oraya hislerini yazmasını söylüyordu. Y.E’nin halinden şüphelenen annesi, 2012 yılının şubat ayında bir gün, Y.E. evde yokken, kilidi keserek defterde yazanları okudu. Ve elbette büyük bir şok yaşadı. Babasına da haber verdi. Kızlarını karşılarına alarak konuştular.

Ancak...

Y.E. konuşmaya utanıyordu. Hatta kendisini suçluyordu. Kimsenin ona inanmayacağını düşünüyordu. Ümit Ziya Altı ise aileye Y.E’nin tek yanlı bir aşk yaşadığını söylüyor, aralarında bir şey geçmediğini anlatıyordu.

O günlerde tiyatro bir anda kapatıldı. Ailesi Y.E’nin telefonunu değiştirdi. Annesiyle apar topar İzmir’e taşınarak orada eğitim hayatına devam etti.

İşin ilginci, Y.E. yıllar sonra bir gün, kendisi adına açılan e-posta hesabına merak edip girdiğinde, Altı’nın halen onu uzaktan takip ettiğini gösteren izler buldu.

2017 yılının nisan ayı. Y.E. artık 19 yaşındaydı. İzmir Kitap Fuarı’na Altı’nın geldiğini gördü. Karşısına çıkarak yüzleşti. Yaptıklarının hesabını soracağını söyledi.

Yaptı da...

‘DAHA ÖNCE DE BAŞIMA GELDİ’ SAVUNMASI

Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü'nü bitirdi. Uluslararası bir bankada çalışmaya başladı. Artık ayaklarının üstünde duruyordu. Gördüğü terapilerin ardından tecavüzle yüzleşecek mücadele gücünü kendisinde gördü. Sınava girip hukuk fakültesini kazandı. Kendisi gibi istismara uğramış çocuklar için de mücadele etmek için Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’ne üye oldu. Sosyal medyaya baktığında, Altı’nın okullarda dolaşarak çocuklara “tasavvufi aşk”ı anlattığını görüyordu.

Ve sonunda...

Önce ailesiyle yüzleşti. Ardından geçen 9 Ağustos’ta Antalya’da savcının karşısına çıktı. Yaşadıklarını anlattı. Delilleri, tanıkları paylaştı. Dilekçesinde şöyle söylüyordu: “13 yıldır ailem de ben de onun bende bıraktığı utancın ve beni mecbur bıraktığı suskunluğun bana verdiği hasarın bedelini ödüyoruz. Fakat ben artık utanmak istemiyorum. Çünkü ben çocuktum. Adaletin iyileştirici gücüne inanan bir avukat adayı olarak çocukluğuma sahip çıkmak istiyorum.”

Savcının ifadesini aldığı Altı ise Y.E. ile arasında geçenleri inkâr etti ve şunu söyledi: “Ben yazar olduğum için bana hayranlık duyan çok kişi oluyor. Bunlar daha önce de başıma geldi. Benim itibarımı zedelemeye çalışıyor.”

Hakkını teslim edeyim. Antalya Cumhuriyet Savcısı Elif Kürüm Çelik, bütün tanıkları dinlemiş, delilleri bir araya getirmiş. Altı hakkında cinsel istismar suçlamasıyla iddianame yazmış. İlk duruşma, yarın, saat 09.20’de, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

ROMANDAKİ İSTİSMAR İZLERİ

Bu arada...

Yaşananlar Y.E’ye de davasını üstlenen Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’ne de “ilk değil” dedirtmiş. Yarın, bir başka kadın, duruşmaya gelerek Altı ile başından geçenleri anlatacak.

Dahası...

Y.E., dosyaya, Altı’nın olaydan 3 yıl sonra yazdığı “Sende Mahsur Kaldım” kitabındaki göndermeleri de sunmuş: “En illegal şeyleri dahi, yasal sevdalarının o gözü kara aşkları sayesinde yaparak”, “kana kana içmek istediğim ama yasak bir aşka oruçlu olduğum için de hiçbir zaman gelemeyecek olan iftarını beklediğim”, “yasak ve özel aşkım”, “kimseler bilemedi benim sende ne bulduğumu”, “bizce legal ama başkalarınca illegal olan o ikimizin sevdası”, “mühür vurulmuştu aile büyükleri tarafından bir daha açılmamak üzere bu yasak aşkın tam kalbinin üzerine”...

Keşke bir mesaj için çile çektirilen oyuncular yerine çocuklarımızın çocukluğunu çalanlarla mücadele etsek. Belki o gün bizi birleştirecek olan değerleri de fark etmiş oluruz.

Kuşkusuz hiçbir mahkeme insana çocukluğunu geri veremez. Ancak çocuklarını birlikte savunan bir millet, geleceğini çaldırmaktan kurtulur.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025