Binbir surat demokrasisi: ABD ve Türkiye

Binbir surat demokrasisi: ABD ve Türkiye

07.11.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’nin acıklı siyasi akışı ve demokrasi işkenceleri hakkında beyin fırtınaları yaparken bir taraftan da Amerika seçimlerini izliyorum.

“Sağ” olarak sunulan Trump ve liberal “sol” değerler taşıdığı söylenen Kamala Harris. İki partiden hangisi kazanırsa kazansın, ülkede dev bir fark yaşanmayacak. Rejim, sistem, kapitalizm; adına ne derseniz deyin, o yerleşik egemenlik sürecek. Dünün “Military-Industrial Complex”i, John F. Kennedy’yi bile yutmamış mıydı? 

Trump, beklenenden çok daha kolay kazandı. Yarışamaması için o kadar büyük bir savaş verildi ki son üç yıldır, itiraf edeyim kullanılan yöntemlerden midem bulandı. Senaryolar o kadar abartılıydı ki! Emin olun, Demokratlara oy vermeye kararlı insanların bir kısmı, sırf bu yaklaşım yüzünden Trump’a sempati beslemeye başladı! Trump da bu ortamı tepe tepe kullandı! Ayrıca Biden’ın adaylıkta ısrar etmesi ve ancak son anda sağlık mecburiyetleri nedeniyle görevi sürdürmemeye karar vermesi, Kamala Harris’in son 2.5 yıldır hiç ortalarda görünmemesi de Demokratlara seçimleri kaybettiren temel sebepler arasındaydı. Bu kadın başkan olacak kadar güçlü bir profil ise son 2-3 yılda nasıl bu kadar etkisiz kaldı ya da yok sayıldı? İnandırıcılığı yoktu Harris’in. Ayrıca cinsiyet politikalarındaki abartılı tavırları, genel anlamda Amerikalıları Demokratlardan soğutan şaşırtıcı faktörlerden biriydi. Vazgeçtim JFK gibi karizmatik bir dünya liderinden, son yıllarda Demokratların Jimmy Carter veya Bill Clinton gibi adaylar bile bulamamaları, dramatik sonlarını hazırladı. Trump’a yönelik iki suikast denemesi, özellikle birincisi, onun fanatik taraftarlarını da oldukça konsolide etti. Bakalım Trump’ın Amerikan halkına vaat ettiği cennet neye benzeyecek?

RAKİBİ YARIŞTIRMAMA UYANIKLIĞI VE TÜRKİYE

Ne kadar zavallı, kompleksli ve bayağı bir tavır değil mi? Bunu dünyada kimse benden daha iyi bilemez. Ekim 2003’te, CHP Kurultayı’nda bu senaryonun en ağırı, genel başkan adaylığım tam da sandıklara gitmeye birkaç saat kala elimden çalındığında bana sunulmuştu. 

Günümüzde de Ekrem İmamoğlu’na karşı yarışmaktan korkan birini tanıyorum. Daha önce dolaylı olarak da olsa, üç kere kaybetti ona karşı… İmamoğlu’na da kurulmadık senaryo kalmadı. Ona karşı örgütlenen ve tarihe arka sayfasından giren en saçma hikâye, “Ahmak” davası oldu. Bu dava en sonunda birilerinin bu tanımlamayı hak ettiğini kanıtlayacak. Ama zaman gösterecek bunu. 

Üst üste gelen mağlubiyetler, 2028’de bizleri bekleyen Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri öncesi, iktidarı belli ki korkutmuş. Yandaş medyayla beraber aylardır tek stratejileri, Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasında kavga çıkarmaya çalışmak, aralarında sahte bir rekabet kurgusu oluşturup, bunu tepe tepe kullanabilmekti… 

Fakat Özel, İmamoğlu ve Yavaş arasında kurmaya çalıştıkları Bermuda Şeytan Üçgeni konusunda çok fazla ilerleme kaydedemediler. Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin bugünkü genel merkezinden kopuk tavrı onlar için bir umut oluştursa da, orada bile çok yol katedemediler.

Bu sefer, devreye sokulan yeni malzeme, ülkenin her fırsatta küllerinden doğurtulmaya çalışılan “Kürt kartı” oldu. Bu kelimeyi bu şekilde kullanmaktan ve bundan bir “dert” olarak söz etmekten imtina ediyorum ve utanıyorum ama ne yazık ki ülkemde bu böyle yaşanıyor. İnsanlardan ırk aidiyetlerine göre bahsetmek, o kadar ilkel, o kadar orta çağdan kalma bir emperyalizm tuzağı ki!

KAYYUM HAMLESİ VE DİĞER DEMOKRASİ ÇELİŞKİLERİ 

İktidar, içinde bulunduğu çöküşe karşı bu kez aniden stratejisini göreceli olarak bu eski silahına başvurarak başka bir gündem yaratmayı seçti. Önce Bahçeli’nin nereye koyacağını anlayamadığımız Öcalan meclise gelsin, konuşma yapsın” çağrısı geldi. Fransızların deyimiyle tam bir “tour de force” yani sürpriz bir güç gösterisi denemesiydi bu. Bu söylemin şoku daha atlatılamadan, şeytanın aklına gelmeyecek bir operasyon devreye sokuldu. 10 gündür takip ettiğimiz Esenyurt Belediyesi hamlesi ve üç gün önce ona eklenen doğu belediyeleri: Mardin, Halfeti ve Batman… Seçim hakkaniyetini yok sayıp halkın kararını sıfırlayan bu inat, nerede duracak?  

İktidar hem “çözümden yana” (!) politikalar izliyor görüntüsü yaratmak hem bu sayede Batı’ya da yaranarak ülkemizde barış arayan kesimler için kendinde bir çekim merkezi oluşturmak hem de bütün muhalefeti terörle ilişkilendirip, aynı taşla üç kuş vurma operasyonuna girişti. Tam usta işi bir kurgu! 

Aslında niye şaşırıyoruz ki? Üç-beş gün arayla “Fethullah Gülen efendimiz…”(!)  seviciliğinden, “hain terör örgütü FETÖ” düşmanlığına yatay geçiş yapan onca siyasimizi izlememiş miydik? 90’ların başından beri detaylı olarak anlatmıyor muyduk, başlarına taç yaptıkları tarikatın gerçek yüzünü? “Kandırılanlar” nasıl olduysa, bir tek onlar oldu (!)

Daha dün, merkez medyanın 2. Cumhuriyetçi gülleri için Fethullah Gülen övgüsü yapmak demokratlık sayılıyordu. Maskenin ağır şangırtılarla düşmesinden sonra bunun tam tersi demokrasi sayıldı! 

Medyanın 2. Cumhuriyetçi, “yetmez ama evetçi” takımı için, bir ülkede ordu ne kadar elini ayağını siyasetten çekerse ve yok olursa, o ülke o kadar demokrasi ve özgürlüklere açılım yapabilirdi. Türkiye’de ordu fiili olarak yok edildi, bu sonuç ortaya mükemmel bir demokrasi mi getirdi yoksa tersi mi oldu? Buyrun siz yanıt verin.

Türkiye’de yaşanan bütün siyasi hamlelerin tek bir ortak hedefi var: Yükselişte görünen CHP’yi yıpratmak ve ortalığa çeşitli yemler atarak kurulacak bir anayasa müzakere masasında Tayyip Erdoğan’ın mucizevi olarak tekrar yarışabileceği bir ortam yaratmak. Unutmayın, şu ana kadar defalarca önümüze harika bir demokrasi makyajıyla sunulmuş ve iktidar tarafından kazanılmış anayasa değişimleri, artık Erdoğan’a yeterli gelmediği için yeni yeni hamleler yeni ittifaklar ve yeni senaryolar her an gündemimizde olacak.

Uzun lafın kısası, sözde herkesin demokrat olduğu ülkemizde veya dünyada, demokrasiyi hakiki anlamda seven insan sayısı gerçekte bir hayli sınırlı. Yani sonuçta “Yaşasın makyajlar ve estetik müdahaleler!”

 

 

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025