Gara dramı ve AKP’nin demokrasi tahammülsüzlüğü!

Gara dramı ve AKP’nin demokrasi tahammülsüzlüğü!

25.02.2021 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Gara kavgaları hâlâ sürüyor. Yaşananlar tabii ki çok üzücü, öte yandan kesinlikle Kılıçdaroğlu’na hak veriyorum. Kimse ana muhalefet partisine “Sen neden bu soruları soruyorsun” diyemez. Mühim olan, böyle başarısız bir operasyonun yeniden yaşanmaması için insanların akıllarını, tecrübelerini, eleştirilerini açıkça ortaya dökmeleri. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun “Ne yapayım, ağzıma bant mı takayım?” sözleri haklı! 

Bu konuda, hiç kimse TSK’ye dil uzatıp onlara “başarısız” demedi. Asker verilen bir planı uygular, operasyonun anatomisi daha yukarılarda çizilir. Burada Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı, MİT Müsteşarı ve Cumhurbaşkanı; nerede, nasıl istişarede bulunup düğmeye bastılar, onu bilemeyiz. Geçen yazımda da söylediğim gibi, ben sadece seçilen yöntemden ikna olmadım. İYİ Parti’den Aytun Çıray da “nokta tarzı” rehine kurtarma operasyonuyla hudut güvenliği sağlamak ve terörist unsurların lojistik merkezlerini etkisiz hale getirme çabalarının çelişkisinden söz ediyor, Milli Savunma Bakanı’na verdiği soru önergesinde. “Bu durumda Hava Kuvvetleri’nin müdahalesinin çıkaracağı gürültünün mahalledeki PKK teröristlerini uyaracağını hiç düşünmediniz mi?” diyor! Mühim olan aynı hatayı bir daha yapmamak. Değerli Cumhuriyet yazarı dostum Tuncay Mollaveisoğlu geçen hafta çok önemli bir paragraf kaleme aldı: 

“Demokrasilerde iktidar, halkı azarlayamaz. Soru soranları hapisle tehdit edemez... İktidarların her iş ve eylemleri ile ilgili hesap vermesi en temel çağdaşlık ilkesidir. AKP devlet değil, bir siyasi partidir... AKP ve yöneticilerinin diğer partilerden ve siyasilerden üstün hiçbir yönü yoktur... Seçmen, yani halkın tamamı da değil, 5 yıllığına ülkeyi yönetme sorumluluğunu AKP’ye vermiştir. Sorumlular yönetim becerileri ve aldıkları kararlarla ilgili halkın eleştirilerine açık olmalıdır...”

Olay bu kadar net ifade edilir. Bu iktidarın ve bu ülkenin hukuk düzeninin artık algılaması lazım ki demokrasinin olmazsa olmaz oksijeni olan eleştiri hakkı, sürekli olarak tepki, hakaret ve dava konusu yapılamaz. Eleştiriye olsa olsa yanıt verilir.

BU TAVIRLA MI “TEK YUMRUK” OLMAK İSTİYORDUNUZ?

CHP’nin eleştirilerinden rahatsız olan AKP sözcüsü Sayın Ömer Çelik de şunları söylüyor: 

“Tek yumruk olmalıydık: Pek çok metot denendikten sonra ortaya çıkan bu tablo karşısında bu kadar ağır bir üzüntü içerisindeyken tartışmamız gereken konu, bu terör örgütünün bölgemizde yaratmaya çalıştığı derinliği yok etmek üzere bütün dünyaya tek bir yumruk gibi cevap vermek olmalıydı. Burada bütün dünyaya karşı kabine, muhalefet partileri, tek bir yumruk olarak dünyaya nasıl bir mesaj veririz arayışı içerisinde olmalıydı. Ama bu artık siyasi kıblesini kaybetmiş, bütün siyasi değerlerden boşanmış bir tabloyu gözümüzün önüne getiriyor.”

Çelik’in sözlerine şu açıdan çok şaşırdım: Başarısızlığa ve krize muhalefet cephesinin de ortak olmasını söylüyor ve “tek yumruk olmalıydık” diyor. O zaman soruyorum Çelik’e: Keşke operasyon başarılı olsaydı, siz muhalefet partilerini bu başarıya da ortak edecek miydiniz? Yani sözünü ettiğiniz “müjdeli” basın toplantısını yaparken sağınızda Akşener, solunuzda Kılıçdaroğlu mu oturacaktı? Bunu yapmanız mevzubahis değildi. Yıllardır ve özellikle son aylarda hızlanarak ana muhalefeti “Bay Kemal geldi, Bay Kemal gitti” diliyle eleştiren, CHP’ye “kirli zihniyet” diyen, “yüzsüzler” diyen, sürekli hakaretamiz sözlerle CHP’yi ve başkanını her gün eleştiren bir iktidarın, kalkıp “Tek yumruk olmalıydık” sözlerinde bir samimiyet görebilen olabilir mi?   

Bu makaleyi kaleme alırken Erdoğan, partisinin grup toplantısında CHP’ye bakın hâlâ neler saydırıyordu: “Terör güdümündeki parti… Millet, tek parti devrinden beri CHP’nin ciğerini bilir… Demokrasinin D’sinden nasibini almamış süzme faşist bir parti… Vizyonsuz, hedefsiz, ilkesiz bir parti… Kibir bataklığına saplanmış bir parti… Cibiliyeti bozuk bir parti… Kirli zihniyeti tarihin tozlu raflarına havale edilecek parti…” ve daha burada kullanmak istemeyeceğim nice yaralayıcı tanımlamalar… Sonra bunlar yetmedi. Erdoğan, kar fırtınasının bastırdığı günlerde, CHP’li belediyelerin yönettiği kentlerdeki trafik tıkanmaları, arabaların kaymaları veya birbirlerine çarpma görüntülerinden oluşan bir özet videoyu, fon müziği eşliğinde sunup CHP’nin “beceriksizliğini” kanıtlamaya çalıştı! Gerçekten pes dedim. Sanki yüz yıldır böyle sahneler Türkiye’de diğer hükümetler veya AKP’ye oy vermiş illerde görülmemiş bir şeydi de Allah’ın hava koşullarından ve bunun dünyanın her yerinde yaşanan yansımalarından da CHP sorumlu oldu! Gerçekten soruyorum sayın Ömer Çelik’e: Her gün bu şekilde sizden hakaret yiyen, geçmişte kurucularına “iki ayyaş” demeye cüret ettiğiniz parti ile “tek yumruk” mu olmak istiyordunuz, aranızda buna inanan var mı? Ama CHP’nin devleti ilgilendiren konularda yine de sizinle yan yana durduğu birçok konuyu hatırlatabilirim. Başta 15 Temmuz gecesi ve ertesi gün yaşananlar, Yenikapı mitingine katılım, Kıbrıs konusu, Ermeni iddialarına karşı duruş, Libya, sınır dışı operasyonlar, Irak’a asker yollama…

HDP’Yİ KAPATMA İDDİALARI

AKP, HDP üzerindeki baskısını “Damokles’in kılıcı” gibi hep ortada tutuyor ve çoğu zaman Bahçeli’nin ağzından bir kapatma somut tehdidine dönüştürüyor. Sanki bu konuda “parti kapatma” kalıcı bir çözüm olabilirmiş gibi… Geçmişe bakıp belleğimizi tazelersek HEP, DEP, ÖZDEP, HADEP, DEHAP, DDP, BDP geçmişte Kürt siyasetinin kapatılan partileri…  Şimdi HDP’yi kapatsanız yarın başka bir isimle tekrar kurulmayacak mı? Yoksa bunlar, şu göstermelik otorite arayışı ve seçmenlere göz kırpma mı? Temcit pilavı gibi “İdam parlamentoya gelirse hemen onaylarız” türünden, sanki bugün o yasa Meclis’ten geçse bile önceden işlenmiş suçlara uygulanabilecekmiş gibi, hukuken mümkün olmayan, geriye dönük bir uygulamanın sahte iştahı ile kin ve intikam havası yaratmak üzere ortaya atılan laflara benziyor.

Evet, biliyoruz ki HDP, teröre ve PKK’ye karşı görmek istediğimiz net duruşu sergileyemediği için bir hayal kırıklığı yarattı; aksini düşünmek mümkün değil. Merak ediyorum hiç anlamıyorlar mı, şayet bütün siyasi diyalog, söylemler ve temsiliyet bitirilirse, bu gerek PKK’nin gerek onları destekleyen Batı emperyalizminin ekmeğine yağ sürmekten başka bir sonuç doğurmaz ve ortaya maalesef her gün yeni terör eylemleri ve yeni şehitler gelir, canımız tekrar yanar! Şayet bu kapatmayı, “seçim yatırımı” olarak görmek istiyorlarsa da “benden sonra tufan” anlamına gelen bir bilinçsizlik ve acizlik itirafından başka hiçbir sonuca varamazlar!

PKK’nin ateşini kalıcı şekilde söndürecek, benim gözümde tek bir çözüm var: O da ne parti kapatmaktan ne de büyük çatışmalardan geçiyor! Konumuz felsefe ve propaganda. Bunu da tekrar bir başka yazımda ele almak isterim.

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025