Kılıçdaroğlu, videosu ve düşündürdükleri

Kılıçdaroğlu, videosu ve düşündürdükleri

26.05.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Nepotizm, akraba kayırma veya adam kayırma, öznel ve adil olmayan şekilde yapılan ayrımcılık.

Nepotizm kavramının Latincede‘Nepot’ sözcüğünden geldiği, İngilizcede ise Nephew(yeğen) olduğu değişik çalışmalarda ifade edilmiştir. Nepotizm, kamuörgütlerinde ve iş örgütlerinde karşılaşılan önemli sorunlar arasındadır. Türk Dil Kurumu bu kavramı ‘arkadaş veya akraba kayırma’ şeklinde açıklanmıştır. Türkçede nepotizm anlamında iltimas, torpil, dayıcılık ve kohumbazlık sözleri de bulunmaktadır. Nepotizm kavramı günümüzde akraba ve yakınların aynı işletmede işe alınması şeklinde ele alınmaktadır. Ayrımcılık içeren alımlar bir kimsenin beceri, kabiliyet veya eğitim düzeyine bakılmaksızın istihdam edilmesi yönündedir. Nepotizm kavramı öznel bir şeklide yapıldığından dolayı genellikle mağdurlar yarattığı düşünülmektedir. Aynı zamanda bu ayrımlar örgütsel ilişkilere de zarar verebilir. Bu ayrımcılıkların kişileri yükseltici veya ayrıcalıklı bir konuma getirmesi durumunda diğer insanlar tarafından memnuniyetsizliğe neden olacağı belirtilmektedir.” -Vikipedi

İhale vermeleri, kadrolaşmayı, hizmet kayırmacalarını bir kenara bırakalım. Dün Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamanın ekseninde, bu tür yolsuzlukların ve ülkemizde artık normalleşen ve hatta küçümsenen ödeme miktarlarının yanında ufacık kalan dünyadan örneklere ve sonuçlarına bakalım.

İlki, İsveç Bakanı Mona Sahlin, devletin tahsis ettiği kredi kartı ile kıyafet ve çikolata gibi ürünlere toplamda 5.300 Avro harcama yaptığı için soruşturma başlatılmış ve sonunda istifa etmişti.

İkincisi, Fransız Milletvekili Coralie Dubost kendisine 2.000 Avro değerinde iç çamaşırı aldığı için istifa etti.

Üçüncüsü ise Danimarka Kalkınma Bakanı Christian Friis Bach’ın istifası… Hükümetin yardım ettiği uluslararası bir örgütün kasasında çıkan açığı iyi denetleyemediği ve fark edemediği için istifa eden Bakan…       

Son örnek de bizden olsun… Turgut Özal’ın kızı Zeynep ve eşi Asım Ekren’e hediye edilen Jaguar araba, dönemin siyasi gündemi içinde günlerce kamuoyunu meşgul eden dev bir olay olmuştu.

Evinde sigortasız şekilde dadı çalıştırdığı için istifa eden İsveç Ulaştırma Bakanı Maria Borelius veya 2020 Olimpiyat Oyunları için inşa edilen stadyum maliyetindeki öngörülemeyen artış nedeniyle istifa eden Japonya Spor ve Eğitim Bakanı Hakubun Shimomura veya elektrik faturalarının kabarık gelmesi ülke genelinde protesto edilince istifa eden Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov veya vaadettiği yaşlılık maaşını uygulamaya geçiremediği için istifasını veren Güney Kore Sağlık ve Refah Bakanı Jin Yong gibi siyasileri hiç saymıyorum bile… 

CHP LİDERİNİN SÖZLERİ…

Kılıçdaroğlu’nun dün gece yaptığı konuşmaya geri dönelim. Toplum artık öyle bir noktaya geldi ki, izlerken Eee bunda ne var ki? diyerek bu durumları normalleştirebiliyor:

CHP lideri Kılıçdaroğlu paylaştığı videoda AKP’nin ve iktidarın aracılığını yapan, işlerini sürdüren bürokratlara en sert ikaz ve ihtarları “Kılıçdaroğlu’ndan onlara son iyilik” olarak yaptıktan ve “kalkacak son uçakta onlara yer ayrılmadığını” hatırlattıktan sonra, şu açıklamalarda bulundu: Bir vakıf kurduruyorlar, Amerika’da. Neden Amerika? Ülkeyi Kataristan’a dönüştürenler, Katar’a gider diye beklersiniz ya, biliyorlar mı o ülkelerde hukuk yok. İlk uçakla geriye gönderirler bunları. Amerika kanunlarının arkasına ise gizlenebilirler. Çünkü orası hukuk devleti. Yani hukuksuzlukla yok ettikleri ülkeden, hukuka sığınmak için ABD’ye kaçmak istiyorlar. Kendileri için yeni bir Pensilvanya yaratmanın peşindeler. Peki, ne yapıyorlar? Paravan bir vakıf kuruyorlar. Başına bir Amerikan vatandaşını koyuyorlar. Ama vakfın asıl yönetimi, Erdoğan ailesi üyelerine ait. Şimdi isim vermeyeyim, belki kendileri söyler. Aile içi işlerine karışmayayım. Bu paravan yapının, izin çıkarma hakkı kazanması için paraya ihtiyacı var. Türkiye’den iki vakıf seçiliyor. Öğrenciler için kurulmuş süsü verdikleri vakıflar. Bu vakıfların asıl var olma sebeplerini de bugün öğreneceksiniz. TÜRGEV ve ENSAR. Bu vakıflar başlıyor, paraları bir Amerikan vatandaşına göndermeye. 20 milyon dolar, bir 10 milyon dolar, bir 20 milyon dolar, bir 10 milyon dolar. Bir TÜRGEV, bir ENSAR. Bir TÜRGEV, bir ENSAR. Durmuyorlar. Para gönderimi listesinin sonu yok. Hepsinin dökümleri elimizde. 1 milyar lirayı şıp diye transfer ediyorlar Amerika’ya. ENSAR’cığım, TÜRGEV’ciğim. Bu paraları size kim verdi? Siz bu paraları nereden buldunuz? Bu paraları neden Amerika’ya sürekli transfer ediyorsunuz? Bu dövizleri neden Amerikalara taşıyorsunuz? Paralel hayatlar kurma görevini size kim verdi?”

PEKİ, YA BUNLARIN CEVABI NEDİR?

İktidarın Kılıçdaroğlu’na verebileceği ve zaten verdiği cevaplar da ortada. Bunun bir iftira kampanyası olduğunu, yapılan her şeyin legal olduğunu ve iddiaların temelsiz olduğunu çeşitli sözcüler ısrarla vurguladılar. Şu anda bu canlı polemiği belgeler üstünden iktidar ve muhalefet arasında bir siyasi veya hukuki konu olarak bırakalım ve somut benzer ama farklı başka verilere dönelim: Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kendisinden önceki AKP dönemine ilişkin başlattığı incelemede ortaya çıkan bazı vakıf ve derneklerle yurt inşaatları, bina kiralama, bakım-onarım tadilatı, ulaşım-yeme-içme, proje, diğer yardımlar ve tefrişat gibi kalemlerde tespit edilen maddi işbirlikleri. Doğrudan kaynak aktarımlarına gelecek olursak, ENSAR Vakfı 30.5 milyon, TÜGVA 76.5 milyon ve TÜRGEV 232.3 milyon “yardım” almış görünüyor.

Şimdi makalenin başına dönelim, sizce biz “devlet kartı ile çikolata alma suçlusu” Mona Sahlin’e bu durumları anlatıp Türkiye’de iktidarı elinde tutanların çocuklarına, yakınlarına, damatlarına, devletin belediyeleri aracılığıyla hangi yüz milyonların, arsaların, hizmetlerin dağıtıldığını anlatsak, acaba kendi istifa gerekçesi gözünde bir kum tanesi gibi görünmez miydi, bütün algıları ve değer yargıları altüst olmaz mıydı? Veya mesela Kılıçdaroğlu, Yavaş veya İmamoğlu akrabalarının vakıf ve şirketlerine bu şekilde kıyaklar veya hibeler yapar mıydı, yapabilir miydi, daha doğrusu yapmayı aklına bile getirebilir mi? Tabii ki hayır!

Yoksa bizler, bu toprakların kazanında, bu iktidarın ateşi altında yirmi yıldır artık beynimiz fokurdayarak fazlasıyla alıştık ve alıştırıldık mı bu olan biten olaylara?

Bu ülkede meşhur bir laf vardır, doğduğumdan beri duyarım: Devlet malı deniz, yemeyen domuz. Anlaşılan kimse “domuz” olmayı kendine yediremediği için bunlar yaşanıyor, ne diyeyim...

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025