‘N’olcak bu CHP’nin/ Fener’in halleri?’

‘N’olcak bu CHP’nin/ Fener’in halleri?’

06.08.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Beni takip eden değişmez sorular vardır. İster Rio de Janeiro’da plajda, ister Tokyo’da bir gece kulübünde, ister bir Paris kafesinde, hep karşıma çıkarlar. Şimdi Ege’de tatildeyken de pek değişmiyor durum! Öncelikli iki soru hep aynıdır: “N’olcak bu CHP’nin hali?” veya “N’olcak bu Fener’in hali?”. Ben de ayaküstü çözüm bulmak zor olduğu için, biraz şakaya vurarak, biraz geçiştirerek, soruyu yönelten dostumu tatmin edemeden mecburen o ortamı terk eden adam olurum.

CHP-Muharrem İnce ve kurultay sonrası

Sol duyulu” insanlar olarak kurultayın ertelenmesi için adeta yalvardık. Hem daha geniş bir yerde coşkuyla yapılması hem de pandeminin tekrar yükseldiği Ankara’da kaçınılmaz bulaşma riskleri üstlenilemez bir sorumluluk teşkil ettiği için... Ne yazık ki parti yönetimi bu yolu takip etmedi. Örgütün, halkın, onur üyelerinin katılamadığı bir kurultay salonunda COVID-19 rüzgâr gibi esti ve medyada çıkan haberlere baktığımızda şu ana kadar bilinen 78 kişinin hastalığa yakalandığını öğrenmiş olduk. Tabii gerçek rakam nedir, bu kişiler ayrıca kaç kişiye bulaştırdı? Sonuçta bu ısrarın hiç doğru bir karar olmadığını da hayat bize teyit etmiş oldu. Zoraki bir şekilde yapılan kurultayın 9 milyon TL’ye mal olduğu söyleniyor. Buna karşın neredeyse hiçbir yerde dezenfektan yoktu. Salona alınmayanlara ayrılan tuvalet neredeyse 10 dakika yürüme mesafesindeydi, insanlar oraya gidip ellerini bile yıkayamadılar ve adeta Covid-19 aynen plajlarımızda olduğu gibi yok sayıldı. Kimse “İşte biz o yüzden kurultaya az kişi aldık” demeyi sakın denemesin, çünkü CHP, bunu istediği stadyumda ferah bir alanda, sağlık koşullarına dikkat ederek yapabilirdi. Onur kurulu üyelerine ayrılan yer, bu sözde kampusun en uç noktasında tecrit edilmiş bir alandı. Yani oraya giren, halkı da, girip çıkan insanları da uzaktan bile göremiyordu.

Bir ay süren şikâyet ve baskılarımızdan sonra hasbelkader onur üyelerine 5 dakikalık konuşma lütfedildi, ben de inat ve sebat edenler arasında konuşabildim! Tabii Genel Başkan ve yakın ekibinin hiçbir eleştiri konuşmasını dinlememesi üzücü ötesi bir umursamazlıktı. Şu ana kadar CHP yönetiminden ne Covid’e yakalanan kurultay katılımcıları hakkında ne de kurultaya harcanan para ve sağlanamayan güvenli ortam hakkında bir yanıt geldi.

Kurultay sonrası, siyaset ortamını hafif çaplı sarsan olayların başında Muharrem İnce’nin parti açma kararı geliyor. Medyada ve sosyal medyada herkesin açıkça söz ettiği bu yeni parti oluşumunu, İnce yarı açık bir şekilde basınla paylaştı ve çıkan haberleri de yalanlamadı. Yani niyeti çok ciddi.

Ömrüm boyunca sosyal demokrat, Kemalist, sol partilerin birleşmesi için bir savaş verdim. 1993’te kurduğumuz Taban Operasyonu’nun öngördüğü somut önerilerini Sayın Karayalçın ve Sayın Baykal yaşama geçirmiş olsaydı, DSP reddettikten sonra bile SHP-CHP beraberliği Tayyip Erdoğan’ın yükselişini daha 1994 yılında durdurabilirdi. Dolayısıyla bugüne kadar her ayrı parti kurma olayına karşı çıkmış bir insan olarak konuşuyorum: “İnce niye ayrı parti kuruyor, bence büyük hata yapıyor” diyemiyorum: Kılıçdaroğlu ve ekibinin seçimlerdeki katılıklarını, kimseyi dinlememelerini ve partinin genel dengelerini (özellikle seçmen katında) gözetmeyişlerini maalesef takip ediyoruz. CHP’nin izlediği ideolojik çizgi ve seçmen tabanının tercihleri arasındaki makas bu kadar abartılı şekilde ayrıldığı zaman bu tartışmalar ve oluşumlar kaçınılmaz hale gelir. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın tek adam rejimini durmadan halka şikâyet ederek, kendi partisinde aynı senaryoyu uyguladığında, toplumda da inanılırlığı kalmıyor.

Fenerbahçe’nin yeni 3 Temmuz’u, 4 Ağustos!

Fenerbahçe sanki 3 Temmuz 2011 krizini, 4 Ağustos’ta tekrar yaşadı... Bu sözlerim abartılı görünse de, aslında ortaya atılan harcama limitlerinde ana hedefin Fenerbahçe’ye zarar vermek, hatta adeta Ali Koç yönetimini pes ettirmek olduğu çok net olarak görüyor. Bütün Türkiye sarı lacivertli camiada büyük beklentilerle başkan olan Ali Koç’un şimdi üçüncü yönetim yılında nasıl bir sonuç alacağına odaklanmışken, Fenerbahçe’nin potansiyel harcama bütçesini üçe bölmekten beter ederek 64 milyon Avro’dan 18 milyon 800 bin Avro’ya düşürmek gerçekten Fenerbahçe’nin geleceğini karartmak ve şu andaki yönetimi, sezon başlamadan adeta yok etmek anlamına geliyor. Yani bu açıkça bir savaş ilanı oluyor! Federasyon Başkanı Nihat Özdemir’in Fenerbahçe ile yaşadığı polemikleri ülkede duymayan kalmadı. UEFA “financial fair play” kriterleri ile bütün ülkelerin takımlarına mali bilanço üzerinden onları çeşitli tahditler koyuyor. Kendi takımlarına bu kadar karışarak, neredeyse, “kaç simit alıp alamayacaklarının kararını önden kafasına göre verdiği” başka kaç ülke federasyonu var merak ediyorum!

Rahmetli babamın siyasette de karşılığını çok gördüğü ve sık tekrarladığı bir cümle vardı: “Zor, oyunu bozar” diye... 3 Temmuz’da FETÖ çetesinin ağır saldırısına uğramış, başkanı hapse atılmış, daha sonra bütün takımı yok etmek üzere Rize deplasmanı dönüşü otobüsü kurşunlanmış, üç yıl haksız yere Avrupa şampiyonalarından men edilmiş ve hakemlerin abartılı çifte standart uygulamalarına bu yıl ısrarla maruz kalmış bir takımdan söz ediyoruz! Şimdi herhalde bu takımın usluca 4 Ağustos manevrasına sorun çıkarmadan boyun eğip futbol sezonu başlamadan kendi fişini çekmesini aklı başında hiç kimse beklemiyor, değil mi? Beklerse de aklına şaşarım! Peki, Fenerbahçe’nin kullanacağı hangi “kart” oynanan bu oyunu bozabilir? Daha önce atılmış imzalar yüzünden ligden veya havuzdan çekilmek çok zor ya da imkansız olabilir. Ancak 21 yaş altı takımıyla maçlara çıkma kararı alınırsa ve kaçınılmaz şekilde yüz binlerce belki milyonlarca Fenerbahçeli yayın izleme paketlerini terk ederlerse oluşacak mali kaos, Türk futbolunu göçük altında bırakır. Fenerbahçe yöneticileri harcama limitlerinde gerçek haklarının 436 milyon TL olduğunu iddia ediyorlarsa, bunu 154 milyon olarak belirleyen federasyonun yerinde olsam, bir an önce inat etmeden hatamdan dönerim ve Fenerbahçe ile masaya otururum. Aynı şekilde diğer takımlara haksızlık yaptıysam onu da düzeltirim. Şu anda yapılan uygulama bazı bankaların seçilmiş kulüplere adeta el koyması için yapılmış münasebetsiz bir yönetmelik! Hiçbir borcu olmayan Kasımpaşa’ya da en kabul edilemez şekilde cezalandırılırcasına komik bir harcama limiti verilmesi, aynı uygunsuz ihtirasların açığa çıkmasından başka bir şey değil.

Bu yazıda detayına inmedik, ancak siyasetin bir an önce futboldan elini eteğini çekmesi şart!

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025