Olimpiyatlarda Dünya daha hızlı dönüyor

Olimpiyatlarda Dünya daha hızlı dönüyor

08.08.2024 07:15
Güncellenme:
Takip Et:

12 gündür, bütün Olimpiyat haberleri, görseller, videolar, radyo haberleri bizi kuşatmış durumda… Disk atanlar, sırıkla atlayanlar, yardımsız yüksek atlayanlar, kürek çekenler, pinponcular, basketçiler, havalı tabanca atanlar, ok atanlar, mızrak atanlar, yüzenler, yapay dağlara tırmananlar, ne arasanız var… Lütfen söyler misiniz, bir genç çocuk nasıl kafaya takar, “ben dünyanın en önemli sırıkla atlamacısı olacağım, en iyi cirit atıcı olacağım, en hızlı uzun mesafeyi ben koşacağım” diye? Ben düşünüp duruyorum, tam çözemiyorum, spor dünyasının yıllardır içinde olmama rağmen…Bu satırları kaleme alırken Olimpiyatların bitimine 4 gün vardı, sizler okurken ise yalnız üç…  Biraz şaşkınız çünkü henüz Altın Madalyamız yok. Şimdi son virajda ümitlerimiz var: Kadın boksörlerimiz ve voleybolcularımız, güreşçilerimiz, belki başka bir şeyler daha kalmıştır, gözümüzden kaçan…

MADALYASIZ BAŞARILI GENÇLER VE FENERBAHÇE

Olimpiyatlarda, daha önce de hatırlattık, mühim olan madalya kazanmaktan daha çok, katılmak ver centilmence mücadele etmek. Bittiğinde, Pazartesi günü madalya sayısına bakarız. Ama yine de çok güzel anlar yaşadık. Evvelsi gün, yüksek atlama finalleri yapılırken, kalbimiz Ersu Şaşma için atıyordu. Paris’te Champs-Elysées’de bir restorandaydık. Harika bir garson vardı, Filipinli. Adı Jak’mış.  Bizim ekranda sırıkla atlamaya baktığımızı görünce, hemen “bizim ülkenin de sporcusu atlıyor” dedi. Zaten çocuk da hemen önümüze gelip benim Ipad’in neredeyse tepesini delip çıkacaktı. Galiba 5.95 atladı.  Filipinli 4. oldu. Kalpleri fetheden Şaşma ise 5. bitirdi. Onun gibi 5. bitiren bir başka isim ise Kuzey Tunçelli’ydi. Her iki sporcumuz da “Fenerbahçe Olimpik Spor Kulübü”nün sporcusuydu. Tabii Fenerbahçe’nin isminde “Olimpik” kelimesi yok. Değerli spor yazarı Atilla Gökçe’nin makalesinde yaptığı yaratıcı bir eklem bu. Hem de Gökçe, bildiğiniz gibi Beşiktaş taraftarı! Aynen “Fenerbahçe Cumhuriyeti” kitabını yazan başka bir spor yazarı, Yalçın Doğan gibi! Divan Kurulu Üyesi olduğum kulüple biraz izninizle övünmem lazım, 27 sporcu ile Olimpiyatlara katılmaya hak kazanmak kolay iş değil. Bu nedenle tekrar ediyorum. 

PARİS’TE İSTANBUL HOUSE VE İBB

Dün Paris’te İstanbul Evi’nin açılışındaydım. Paris inanılmaz şekilde temizlenmiş, göçebe dilencileri duyduğuma göre kentin dışına almışlar, binalar yıkanmış, şehir güzelleşmiş, bir hallere girmiş!  İBB’nin Fransa’nın başkentinin en prestijli yerinde, 16. Yerleşim bölgesinde Trocadero Meydanı ve en ünlü müzelere yakın yerde, bir Moda Müzesi olarak kullanılan “Palais Galliera” da İstanbul’u ve Türkiye’nin Olimpiyatlardaki tarihini tanıtmak için büyük emeklerle yarattıkları bir tasarım. Bu sergide “Yolu Paris’le kesişen Türk sanatçılar” bölümünün küratörlüğünü ben yaptım, Türkiye’nin Olimpiyat tarihindeki geçmişi ve yeri bölümünü ise İzzettin Çalışlar hazırladı. OUCHHH Studio’nun yapay zekayla oluşturduğu iki muhteşem eser ziyaretçilere doyulmaz bir görsel şölen yaşattı. Bu zengin sunum, gerek İBB’nin gerek Piramid Sanat’ın gerek HeyMo’nun birçok kültür emekçisinin katkılarıyla gerçekleşti. Keyifli bir işbirliğimiz oldu. Arşivini bu projeye açan çok değerli kurum ve kişilere tekrar teşekkür ediyorum. İşte dün, o açılış gününde değerli duayen gazetecimiz Atilla Gökçe oradaydı ve “Olimpik Spor Kulübü” başlığını hatırlattım, gülümsedi. Fenerbahçe’ye onca farklı nedenle hissettiği yakınlıklardan söz etti.  Diğer sporlara verilen önem Fenerbahçe’nin en büyük başarısı! Bir diğer büyük karşılaşma 1968, Meksika Olimpiyatlarında altın madalya alan Ahmet Ayık’tı. Kendisi geldi benle konuştu, onu tanımayacağımı düşünüyordu sanki. “Aşk olsun siz benim idolümdünüz Ahmet Bey” dedim ve sarıldık, hatıra fotoğraf çektik. Ben henüz 11 yaşındaydım o günlerde… “Mahmut Atalay da sizinle beraber altın almıştı” dediğimde, Ayık kendisine doğru yanıt verdiğimden ve onu tanıdığımdan emin oldu. Kendisiyle Ankara veya İstanbul’da görüşmeye karar verdik. Geceye Dünya ve Türkiye Olimpiyat Komitesi üyeleri, CHP’nin enerjik ve güven veren Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve sayısız önemli Türk ve yabancı davetli katıldı. Ekrem İmamoğlu’nun Türkiye’yi 2036 Olimpiyatlarının rotasına sokan geniş vizyonlu konuşması geceye renk kattı.Karsu’nun konseri olağandışıydı. İlk defa sahnede seyrettim, büyük keyif aldım. İBB’yi ve İmamoğlu’nu geniş vizyonlarından ötürü tebrik etmek lazım. İstanbul’un 2027 Avrupa Oyunlarını kazanmasından sonra, 2036 Olimpiyatlarına adaylığı, bu kadar incelikli tanıtılabilirdi. 

HAVALI TABANCACILARIN ÇOK HAVALI POZU

Bir başka büyük başarımız, bildiğiniz gibi havalı tabancada Şevval İlayda Tarhan ve Yusuf Dikeç’in aldıkları gümüş madalya. Dikeç’in Elon Musk’tan sırıkla atlama dünya rekortmeni Armand Duplantis’e ve onca başka sporcuya bulaşan, ikonik hale gelen eli cepte umursamaz bakışlarla yaptığı atış hali, dünyayı öyle bir sardı ki, pek yakında hediyelik eşya mağazalarında replika küçük pozun ve sporcumuzun oyuncak heykelleri çıkacak muhakkak! Baksanıza, evvelsi gün İrfan Can Kahveci bile, Fenerbahçe’nin golünü o mükemmel frikikle attıktan sonra aynı pozu verdi! Bu çiftimiz şayet limitte kaybettiği altını da alsaydı, Dikeç’in o tarihi pozu, inanın Time’a kapak olabilirdi! Bu arada Dikeç İngilizcesiyle benden bir altın aldı zaten, o ayrı!

Duplantis’e yukarıda değindiğimize göre, biraz onun rekorundan söz edelim. Duplantis, her engel yüksekliğini kolayca aştıktan sonra, kendisine ait 6,23’lük Dünya rekorunu, 6.25’e çekerek yeniledi, geliştirdi… Dolu tribünler son dakika golü atılmışçasına  tezahüratlar yaptılar! Bu arada yapay zeka, Duplantis’in rekorunu 6,51’er kadar önümüzdeki yıllarda geliştirebileceğine olan net tahminlerini öne sürdü. Bakalım, göreceğiz, ne kadar doğru çıkacak! Bildiğimiz tek şey, Duplantis’in bu işe takıntılı olacak kadar aşık olduğu ve çocukluğundan beri hayalindeki hedefin, Olimpiyatlar sırasında bir Dünya rekoru kırmak olduğu… Duplantis hakkında Fransa’nın eski şampiyonlarından Renaud Lavillenie, şunu söylüyor: “Diğer sporculara göre, Duplantis sert sırıklar alıyor ve adeta bir sapan gibi fırlatılmış oluyor yukarı doğru”. Bizden Ersu Şaşma’ya hatırlatması.

Tenis modern zamanlarda, 1984’ten beri Altın ve diğer madalyaları Olimpiyatlarda veriyor… Bu sene de, yeni büyükler çetesinin dörtte ikisi sahne alıp finale kadar geldiler. Ama favori Alcaraz, Djokovic’in tecrübe ve hırsına mağlup oldu: 7-6, 7-6. Böylece Sırp tenisçi, listesine girememiş, tek turnuayı da cebine attı. Çok çekemeyeni var Djokoviç’in ama ben onun adına çok mutlu oldum. Onun eleştirmenlerinin bir kısmı, bir türlü olgunlaşamadılar…

YEPYENİ SPORLARIN GİRİŞİ VE BOKS’UN ACIKLI DURUMU

Sonuçta her sporu doğduğumuzdan beri izlemiyoruz Olimpiyatlarda… Bu arada bambaşka sporlar giriyor devreye… Tam ne zaman girdiğini bilemem ama mesela üçer kişi oynanan Sokak Basketbolu, Kay-kay, Surf.  Plaj voleybolu mesela 1996 Atlanta’dan beri var. Koskoca Le Figaro Gazetesinin spor sayfası sorumlularından François Cérésa bile makalesinde itiraf ediyor: “Ben bu sporu inanın neredeyse röntgencilik dürtüsüyle seyrediyorum” Tebrik ediyorum, yalan söylemeye gerek duymadığı için. Her ne kadar satır aralarında agresif feministlere karşı gardını alsa da… Cérésa ayrıca bu sporun Barbie bebek işi olmayan son derece zor bir spor olduğunu da eklemeyi de ihmal etmiyor. Tabii ki keyifli bir spor, ama adamın dediğinin de doğru olduğu gerçeğini değiştirmiyor! Bence o zaman halı saha futbolu da girmeli! Girmemesi için hiçbir neden yok.

Dünya Olimpiyat komitesi bu gidişle tavrını değiştirmezse, Boksu belki kamuoyu baskısı nedeniyle kaybedecek. Çünkü gerek Cezayirli İmane Khelif, gerek Busenaz Sürmeneli’yi yenen Tayvanlı JanJaem’i, maçları tarafsız gözle izleyen milyonların büyük çoğunluğu “kadın” olarak göremiyor. Yanlış anlamayın, trans bireyler istedikleri özgürlüğü kullansınlar. Her istedikleri yerde işe girsinler. Ama kalkıp gidip XY kromozomu ile doğanların boks ve yüzme müsabakalarına kadınlar kategorisinde girmelerinden daha absürt bir şey düşünemiyorum. Bu tartışma daha çok su kaldırır ve Olimpiyat Komitesi bence büyük hata yapıyor.

BÜYÜK BİREYSEL BAŞARILAR

22 yaşındaki Amerikalı Fransız yüzücü Léon Marchand, 4 altın, 1 bronz madalya almasının yanısıra, birçok dünya rekorunun sahibi. Amerikalı kadın yüzücü Torri Huske, 21 yaşında ve Paris’te aldığı 3 altın, 2 gümüş madalyasının yanısıra iki dünya rekorunun sahibi. Avustralyalı yüzücü Mollie O Callaghan 20 yaşında ve bu olimpiyatlarda 3 altın, 1 gümüş, 1 bronz madalya almayı başardı. Amerikalı jimnastikçi Simone Biles 27 yaşında ve Paris’te 3 altın 1 de gümüş madalyayı süpürdü. Ama en büyük başarı, bir Kübalı sporcudan geliyor. 42 yaşındaki Mijain Lopez, inanılmaz bir şekilde, üst üste 5 olimpiyatta (2008 Pekin, 2012 Londra, 2016 Rio, 2020 Tokyo, 2024 Paris), 130 kilo greko-romen güreşte altın madalyayı ülkesine götürdü! Tabii dikkatli yorumlamak lazım, ama ben bu rekorun bin yıl içinde de kırılamayacağına inanıyorum.  550 sene sonra biri rekoru eşitlese bile kaybetmiş olmam. Ben bu rekor “kı-rı-la-maz!” diyorum. Var mı bahse gireniniz?

FRANSA’NIN SPORDA BÜYÜK GELİŞİMİ

Fransa gerek bireysel madalyalarda, gerek takım oyunlarında büyük bir madalya atılımı yaptı ev sahibi olarak. Özellikle basketbolda çeyrek finalde açık favori Kanada’ya karşı maçın tamamını önde götürüp, 82-73 kazandıklarında, kendileri de buna inanamadılar!  Özellikle maçın son kısmında olağandışı oynayan Fournier, galibiyette başrol oynadı. Birçok takım sporunda, madalya umuduyla koşmaya devam ediyorlar. 13’ü altın olan 51 madalya ile 4. sıradalar. Önlerinde 18 altınlı Avustralya var, arkalarında 12 altınlı İngiltere… Biliyorsunuz, madalya adedi değil, altın madalya adedine göre sıralamalar belirleniyor. 

FİLENİN SULTANLARINA EN YOĞUN ENERJİLERİNİZİ YOLLAYIN!

Bizler ise dediğim gibi altın piyasasına girişimizi yapmak için bu son hafta sonuna kalakaldık! Bu akşam her birimiz ekrana kitleneceğiz, daha şanslılarımız Paris’te çıplak gözle izleyebilecekler… Filenin sultanları, İtalya karşısında final kapısını aralamaya çalışacaklar. Ebrar, Eda, Zehra, Hande, Vargas ve tüm takım arkadaşları, bütün güçleriyle hepimizin desteğini arkalarında hissedip, Çin karşısında gösterdikleri büyük performansı tekrarlayarak, rövanşı almaya gayret gösterecekler… Bu akşam bu büyük olimpik heyecanı siz de kalben yaşayın… Ve sonuç ne olursa olsun, duygularınızı mümkün olan ölçülerde olgunlukla yaşayın sevgili okurlarım…

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025