Bizim Saray
Can Dündar
Son Köşe Yazıları

Bizim Saray

07.12.2015 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Aralık ayazı ağır demir kapının aralığından soğuk nefesini üflemeye başladı.
Alafranga tuvaletin deliği, konuştukça kötü kokular yayan bir gardiyan ağzı gibi, bu toplama kampının içinde biriken pisliği yayıyor etrafa...
Kalın beton duvarların ardından bekçi düdükleri işitiliyor; içerde florasanın biteviye ıslığı...
Soğuk.
Gündüz güneşi bile avluya uğramadan geçiyor; bina öylesine itici...
Havalandırmanın ışığı, pencerenin kahverengi parmaklılıklarında parçalanıp soluk gölgeler halinde hücremin zeminine vuruyor.
Asık suratlı çıplak duvar, sarışın bir kuyu sanki...
Duyduğu tüm sesleri büyütüyor:
Su, çağlayan gibi çınlıyor; kapı çarpması, gök gürültüsü...
Yalnızlık da çoğalıyor o kuyuda, özlem de...
Umudu yitirirsen, kapana kıstırılmış bir sıçan gibi içine kapanıp orada ufalanman işten bile değil...
Hele adaletsizliğin tesellisini imanda arayanlardan değilsen...
İyi ki hayal kurmayı öğretmişsin kendine...
Havalandırma lambasından ay ışığı, florasan ıslığından yavuklu soluğu yapmayı biliyorsun.
Ayazı, kokuyu, tecridi unutup semada aniden peydahlanan kuş sürüsüyle kanat çırpabiliyorsun.
Ve üşüdüğünde haklılığınla ısınabiliyorsun.
Asıl saray burası işte... İçinde haram yok.
Odalar küçük, yürekler büyük...

Gündüz
Değerli Yalnızlık
Sabah 08.00...
Hücremin gri hoparlörü her sabahki buyurgan sesiyle haykırıyor:
“Tutuklu ve hükümlülerin dikkatine... Sabah sayımı yapılacaktır, sayım düzeni alınız.”
Bu, Silivri’nin geleneksel kalk borusu...
Az sonra bir infaz koruma mangası gelip kaçıp kaçmadığımı kontrol ediyor. Gayet kibarlar... Avluya açılan kapıyı açıp “Allah kurtarsın” diyerek gidiyorlar.
Şimdi oda büyüklüğündeki havalandırmada, 9 adıma 5 adımlık gökyüzünün altında volta atabilirsin.
Tabii yine tek başına...

***

Yıllar önce “Yalnızlığa Alışmalı” diye bir yazı yazmıştım. Ondan beridir alıştırdım kendimi, yalnızlığı severim. Ama buradaki, tecrit; hem de ağır bir tecrit...
24 saat hücremizde tek başımızayız.
Erdem, hemen yanımdaki hücrede yatıyor. Kapısı kol mesafesinde.. Ama görüşmemiz yasak. Tecrit o kadar sıkı ki avukat görüşüne giderken bile, karşılaşmayalım diye önce birimizi içeri alıp sonra diğerimizi götürüyorlar.
Dar koridora açılan demir kapının üstünde cep telefonu büyüklüğünde bir gözetleme deliği var. Ayak parmaklarının üzerinde yükselip birkaç saniye el sallamak mümkün oluyor ancak...
Gardiyanlarımız ve avukatlarımız dışında kimseyi görmememiz isteniyor anlaşılan. Peşinen cezalandırma...
Okuduğum tutsak hatıralarını geçiriyorum aklımdan: Hiçbirinde böyle ağır bir tecritten bahsedildiğini hatırlamıyorum.
Belki Guantanamo’da vardır.

***

Vakit bol ya; falımı okudum sabah:
“Sosyal ortamlara gireceksiniz” diyor. “Değişik organizasyonlar devrede” olacakmış. “Farklı arkadaş grupları hayata bakış açımı genişletecek”miş.
Bunu okurken demir kapının göğüs hizasındaki bölmesi açılıyor. Sevimli bir görevli “ekmek” diye sesleniyor. Bir ekmek geçecek büyüklükteki bölmeye eğilerek giriyorum “sosyal ortamlara”...
Hayata bambaşka bir açıdan bakıyorum.
15 yıl önce F-Tipi cezaevleri inşa edilirken ölüm orucuna yatan devrimci tutsakları anımsıyorum. Bir grup aydınla birlikte Bayrampaşa’ya arabuluculuğa gitmiştik. Son nefesini vermeye hazırlananları yaşamaya ikna etme derdindeydik. Kalabalık koğuşlarda kalıyorlardı. Devlet onları 1-3 kişilik hücrelerde tutmak istiyordu. Direniyorlardı. “Tecrit, yaşarken ölmektir” diyorlardı.
O direniş, katliamla bastırıldı. Ve tecrit zindanları açıldı.
İnsana dokunmanın, toprağa basmanın, yorgana sarılmanın yasak olduğu tutsakların çıplak pencerelerden sürekli gözetim altında tutulduğu bu toplama kampının beton duvarlarında o direnişin sloganı kazılı adeta:
“Tecrit ölümdür!”

***

Fakat neyse ki üç kadim dost refakat ediyor bana yalnızlığımda:
Tanışma sırasıyla, kalem, kitap ve televizyon...
Yazıyor, okuyor, izliyorsun.
Sabah gazeteler geliyor; dost kalemlerin satırları su serpiyor yüzüne, yüreğine...
Ekranda, sevdiklerin seni savunuyor; coşuyor, avunuyorsun.
Yürekli milletvekilleri, cesur avukatlar gelip koluna giriyor. Diriliyorsun.
Dışarıda umut nöbetinde yoldaşların var;
Sıcaklıkları vuruyor zindana, ısınıyorsun.
Kapalı görüş günü eşin, oğlun, kalın camın ardından gururlu gözlerle bakıyor, umudun dilinde konuşuyor; tuzla buz oluyor cam, hasretin hararetinden; canlanıyorsun.
Ve ekmeğin geldiği bölme yeniden açıldığında “Can Dündar”... Mektubun var” müjdesini işitiyorsun.
Yok, telefon faturası filan değil... Mektupsuz geçmiş yılların acısını çıkarırcasına, onlarca mektup yığılıyor odaya... Onlarca sarıyor, kucaklıyor, öpüyor seni...
Her gelen dost, yazılan her satır, her konuşan dil, aynı sırrı fısıldıyor:
“Yalnız değilsin.”
Soğuk tecrit, sevginin harında eriyor.
“İşte” diyorsun; “İşte.. Asıl bu, değerli yalnızlık...”  

Yazarın Son Yazıları

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Devamını Oku
11.11.2016
Nazi devrinin başlangıcı gibi

Nazi devrinin başlangıcı gibi

Devamını Oku
06.11.2016
Tükeniyoruz, hadi artık!

Tükeniyoruz, hadi artık!

Devamını Oku
05.11.2016
Allah’ın sopası yok ki...

Allah’ın sopası yok ki...

Devamını Oku
03.11.2016
Niye çıldırdılar?

Niye çıldırdılar?

Devamını Oku
01.11.2016
Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Devamını Oku
30.10.2016
3 kıtadan 3 kadın

3 kıtadan 3 kadın

Devamını Oku
24.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Devamını Oku
16.10.2016
O duvar, o duvarınız…

O duvar, o duvarınız…

Devamını Oku
09.10.2016
Oyunun kuralları değişiyor

Oyunun kuralları değişiyor

Devamını Oku
05.10.2016
Suskunluk sarmalı (25.09.2016)

Suskunluk sarmalı

Devamını Oku
25.09.2016
Suskunluk Sarmalı (24.09.2016)

Suskunluk Sarmalı

Devamını Oku
24.09.2016
Cesarete ödül, zulme şamar

Cesarete ödül, zulme şamar

Devamını Oku
24.09.2016
Tarık Akan’ı öldüren sancı

Tarık Akan’ı öldüren sancı

Devamını Oku
18.09.2016
Saray ve yeldeğirmeni

Saray ve yeldeğirmeni

Devamını Oku
17.09.2016
Büyük gözaltı (11.09.2016)

Büyük gözaltı

Devamını Oku
11.09.2016
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Devamını Oku
07.09.2016
Mafya hukuku

Mafya hukuku

Devamını Oku
04.09.2016
Veda vakti

Veda vakti

Devamını Oku
15.08.2016
Yeni Kapı’nın ardı

Yeni Kapı’nın ardı

Devamını Oku
06.08.2016
Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Devamını Oku
03.08.2016
Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Devamını Oku
31.07.2016
Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Devamını Oku
29.07.2016
Tehdit sökmez, belgeyle gelin!

Uluslararası dayanışma büyüyecek

Devamını Oku
04.07.2016
Avrupa uçağı sallanıyor

Uçaktaki Avrupa

Devamını Oku
02.07.2016
Avrupa şokta (25.06.2016)

Avrupa şokta

Devamını Oku
25.06.2016
Gün dayanışma günü

Gün dayanışma günü

Devamını Oku
21.06.2016
Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Devamını Oku
20.06.2016
Söylenemeyeni söylemek

Söylenemeyeni söylemek

Devamını Oku
13.06.2016
Delikanlılık ve ciğer üzerine

Delikanlılık ve ciğer üzerine

Devamını Oku
06.06.2016
Cumhuriyet olmasa…

Cumhuriyet olmasa…

Devamını Oku
30.05.2016
Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Devamını Oku
28.05.2016
Genç Cumhuriyet

Genç Cumhuriyet

Devamını Oku
23.05.2016
Yeniden yürüyüş vakti

Yeniden yürüyüş vakti

Devamını Oku
19.05.2016
Ülkeyi uğursuza hırsıza bırakmayız

İsveç Ulusal Basın Kulübü, ‘İfade Özgürlüğü Ödülü’nü bu yıl bana ve Erdem Gül’e vermeyi kararlaştırdı. Erdem’le bu gece Stockholm’de bu ödül töreninde olacağız. Bazıları ‘Ülkeden kaçtığımızı’ yazmış arkamızdan... Hiç sevinmesinler... Onlarla işimiz henüz bitmedi. Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz.

Devamını Oku
16.05.2016
Daha da güçlüyüz

Daha da güçlüyüz

Devamını Oku
09.05.2016
Yarın olsun!

Yarın olsun!

Devamını Oku
08.05.2016
Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Devamını Oku
07.05.2016