ODTÜ’de master tezimi, “Askeri operasyonlarda devlet güvenliği-basın özgürlüğü karşıtlığı” üzerine yazmıştım.
Tezim, 30 yıl sonra karşıma dikildi önceki gece...
Saat 21.00 civarı, sınırdaki hareketliliğin, Süleyman Şah Türbesi’ni koruyan askerlerin geri getirilişi için olduğu anlaşıldı. Ancak bu, henüz bir duyumdu. Somut ipucu, resmi açıklama yoktu.
Cumartesi akşamı rehavetinde ve baskıya saatler kala, bir bomba haberin şekillenmeye başlaması, gazete için zordur. Karar verme süresi dar, yanılgı riski yüksektir. Hele konu askeri operasyonsa, kayba yol açma kaygısı da vardır.
Lakin böylesi kriz geceleri, aynı zamanda gazetelerin rakiplerinden farkını ortaya koyduğu anlardır.
İlk duyum geldiğinde Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven’le birlikteydik. Hemen Cumhuriyet Yazı İşleri’nin parlak beyinlerinden Murat Sabuncu’yu aradık.
Murat, gazeteye ilk gelip son çıkanlardandır. Mesleki tecrübesinin yanı sıra müthiş bir satır altı okuma, haber kokusu alma ve seferber etme yeteneği vardır. Yarım saat sonra gazetede, işinin başındaydı.
Murat gittiğinde Haber Müdürümüz Aykut Küçükkaya ve Yurt Haberler Müdürümüz Selin Görgüner, Mürşitpınar, Diyarbakır, Kobani’deki kaynaklarla iletişime geçmişti bile…
İstanbul’dan Erk Acarer ve Diyarbakır muhabirimiz Mahmut Oral operasyon bölgesine doğru yola çıkmıştı.
Ankara Büro Temsilcimiz Erdem Gül ve Haber Müdürü Ayşe Sayın başkent kulislerini yoklarken, tecrübeli diplomasi muhabirimiz Duygu Güvenç, Dışişleri’ndeki kaynaklarını zorladı.
Onların topladığı istihbaratı, bölgeden gelen haberlerle birleştirince, durum ortaya çıktı. Ancak ortalıkta Uludere sabahını anımsatan bir karartma çabası vardı.
Şimdi sorun, askeri kaynakların “Operasyon bitmeden yazmayın” dediği haberin nasıl verileceğindeydi.
Tezimi yazarken üzerinde durduğum konu da buydu.
Böyle durumlarda askerler “güvenlik riski”ni öne sürer.
Gazeteciler için ise aslolan “okurun bilme hakkı”dır.
Bu çelişkinin doğru çözümü, riski asgaride tutarak gerçeği vermekten geçer. Onu yapmaya çalıştık. İnsan hayatını riske atmayan, sansasyon peşinde koşmayan, ama haberi okurdan saklamayan bir tavır benimsedik. Gece editörlerimiz Fatma Koşar ve Özgür Özkü haberleri toparladı, Müge Kaygusuz sayfayı yaptı ve “Süleyman Şah operasyonu”nda askerlerle emanetlerin yurda getirildiği haberini manşete çıktık.
Dün sabah gazeteleri elimize aldığımızda, rakiplerimizin çoğuna fark attığımızı gördük.
Savunma muhabirini yeni yitirmiş, acısı hâlâ dinmemiş bir gazete için yüz ağartıcı bir sonuç…
Bugünkü manşetimiz ve içeriğimiz de köpürtülen kahramanlık destanlarının ardındaki gerçeklere ulaşmayı amaçlayan bir temkinlilik içeriyor.
Cumhuriyet, bu tavrını sürdürecek.
Cumhuriyet’te operasyon gecesi
Yazarın Son Yazıları
Murat Sabuncu’ya açık mektup
Nazi devrinin başlangıcı gibi
Tükeniyoruz, hadi artık!
Allah’ın sopası yok ki...
Niye çıldırdılar?
Doğum günün kutlu olsun Türkiye!
3 kıtadan 3 kadın
Ümidin düşmanları
Ümidin düşmanları
Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu
O duvar, o duvarınız…
Oyunun kuralları değişiyor
Suskunluk sarmalı
Suskunluk Sarmalı
Cesarete ödül, zulme şamar
Tarık Akan’ı öldüren sancı
Saray ve yeldeğirmeni
Büyük gözaltı
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor
Mafya hukuku
Veda vakti
Yeni Kapı’nın ardı
Askerin boşluğuna kim yerleşecek?
Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?
Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder
Uluslararası dayanışma büyüyecek
Uçaktaki Avrupa
Avrupa şokta
Gün dayanışma günü
Gençlerin sesi: Cumhuriyet
Söylenemeyeni söylemek
Delikanlılık ve ciğer üzerine
Cumhuriyet olmasa…
Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...
Genç Cumhuriyet
Yeniden yürüyüş vakti
İsveç Ulusal Basın Kulübü, ‘İfade Özgürlüğü Ödülü’nü bu yıl bana ve Erdem Gül’e vermeyi kararlaştırdı. Erdem’le bu gece Stockholm’de bu ödül töreninde olacağız. Bazıları ‘Ülkeden kaçtığımızı’ yazmış arkamızdan... Hiç sevinmesinler... Onlarla işimiz henüz bitmedi. Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz.
Daha da güçlüyüz
Yarın olsun!
Ben böyle gözü pek kadın görmedim