Söylenemeyeni söylemek

13 Haziran 2016 Pazartesi

Hepimiz demeç gazeteciliğine alıştık:
“…yaptığı açıklamada şöyle dedi.”
“…sözlerine şunu ekledi.”
“…şeklinde konuştu.”
Oysa günümüz okurunun önemli kısmı, bunları zaten anında televizyondan ya da sosyal medyadan öğreniyor.
Bu iletişim yoğunluğu, gazetelere yeni bir misyon yüklüyor:
Söylenenin ötesine geçmek, denilenin ardını deşmek, söylenemeyenin peşine düşmek…
Bu da daha fazla emek, yetenek, cesaret ve yatırım gerektiriyor.
Kaç gazetede araştırmacı gazetecilere fırsat veren bir “özel araştırma ekibi” var, bilmiyorum; ama rutini aşmanın, gazeteleri yaşatmanın yolunun, onlara ortam yaratmaktan, yatırım yapmaktan, şans tanımaktan geçtiğini biliyorum.
Yapılması gerekenin bir örneğini, gencecik bir gazeteci verdi geçen haftaki Cumhuriyet’te…
Herkes haftalarca Karaman’daki Ensar Vakfı skandalını konuştu. Sonunda bütün suç, bir adamın sırtına yıkıldı; onu yaratan ortam, olayın yaşandığı şehir, öğrencileri korumasız bırakan yurt sistemi, velilerin suskunluğunun nedeni tartışılamadı.
Şeyma Elaman’a “Bir süre Karaman’a gidip orada yaşar mısın?” dediğimde bir an tereddüt etmeden “Giderim” dedi ve çantasından defterini çıkarıp not almaya başladı. Ertesi gün Karaman’daydı.
İki hafta sonra çıkageldiğinde bu kez çantasında bir tacizcinin portresi, tacizin yaşandığı evden gözlemler, Karaman’ın suskunluğuna dair izlenimler, tacize yol açan yurt sistemini anlatan satırlar ve bugün okuduğunuz türde yeni skandallar vardı. Ve her biri, giderek unutulmaya yüz tutan, masa başında yapılmayan, yerinde araştırmaya dayanan haberciliğin izlerini taşıyordu.

Uçak kâtipliği yerine…
Olanaklarımızın sınırlılığına rağmen, habere ve gençlere yatırım yapmaya devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanı’nın uçağında olup “Muhammed Ali’nin cenazesine neden katılamadınız” diye soramayacak hale düşmektense, “uçak kâtipliği”nin yerine “araştırmacı habercilik”i koymaya çalışacağız.
Demeç alırsak da, bunun habercilik ayağını öne çıkaracağız:
Davutoğlu’nun Nevruz’da PKK’ye yeni bir çözüm çağrısı ilettiğini ve buna Erdoğan’ın direndiğini, Cumhuriyet’te Mahmut Lıcalı’nın röportajından öğrenmedik mi?
Herkesin bir haftadır konuştuğu ama kimsenin sormadığı soruları, Cem Özdemir’e Selin Ongun sormadı mı?
Araştırmaya ve gençlere yaptığımız yatırımın ürünlerini, yakında açacağımız yeni dosyalarda, hazırlamakta olduğumuz yazı dizilerinde görmeye devam edeceksiniz.

Üniversitelilere açık sayfa
Anonslarımızda okumuşsunuzdur:
“Genç Cumhuriyet” kampanyası sonucu 3 bin üniversitelimize, e-gazete aboneliği armağan ettik. Şimdi sizlerin katkılarıyla bu sayıyı artırmaya, bir yandan gazetemize destek sağlarken bir yandan da gazeteyi dijital ortamda okumayı tercih eden gençleri Cumhuriyet’le ve onun değerleriyle buluşturmaya çabalıyoruz.
Bir amacımız daha var:
Gençlerden sadece yeni okur değil, yeni yazar, haberci, fotoğrafçı, sanatçılar da yetiştirmek.
Bu amaçla e-gazetemizde bir “Genç Cumhuriyet” sayfası açıyoruz.
Gazeteye abone olan üniversiteli okurlarımızın genccumhuriyet@cumhuriyet. com.tr adresine gönderecekleri haber-yazı-fotoğraf- şiir gibi ürünlerini bu sayfada yayımlayacağız. Zamanla bu dijital sayfayı, basılı gazetemize de taşıyacağız.
Böylece hem onlara zemin, hem basına taze kan sağlamayı amaçlıyoruz.
Abone kampanyamıza katılın:
Hem Cumhuriyet’i yaşatalım, hem yeni Cumhuriyet’çiler yetiştirelim.

FUTBOL GÜNLERİ
Dünyanın futbola kilitlendiği bugünlerde Cumhuriyet, Avrupa Futbol Şampiyonası’nı spor sayfalarını üçe çıkararak ve arka sayfasını futbola açarak izliyor.
Hem de son derece zengin bir kadroyla:
Arif Kızılyalın’ın kaptanlığında, Bağış Erten, Gülengül Altınsay, Ebru Kılıçoğlu, Süleyman Tosunoğlu, Sami Gürel’den oluşan yazar kadrosu ve yetenekli haber ekibiyle spor servisimiz, bir ay boyunca size en iyi haberi ve yorumu sunacak.
Bizim spor servisine ve Cihat Hazardağlı’nın dünkü selfiesinde gülümseyerek poz veren tüm Milli Takım oyuncularımıza başarılar diliyoruz.
Hepinize iyi haftalar!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları