Katrina Kasırgası 2005’te ABD’nin güney sahillerini, en başta da New Orleans’ı vurup, yaklaşık 2 bin kişinin ölümüne ve yüz binlerce insanın evsiz barksız kalmasına yol açmıştı. Felaketin ilk günlerinde ünlü spor salonu Superdome, çaresiz insanlar için sığınak oldu. 75 bin kapasiteli kapalı bir stat olan yapının çatısı hasar almış olmasına karşın çoluk-çocuk binlerce insanı kasırgadan koruyabilecek gücü ve olanakları vardı. Yaşadığımız felaketten sonra Superdome geldi aklıma. Bizde de pek çok şehirde çadır kentlerin veya yardım merkezlerinin stadyumların içine, hasar görmemiş spor salonlarına kurulmuş olduğunu gözlemledik. Tabii ki kış koşullarında statların sağlayabileceği barınma olanakları kısıtlı ama toplanma alanı olarak önemli fonksiyonları var. Kentlerimizin durumu malum; planlamadan, akıldan, bilimden uzak projelerle hepsi çok hızlı ve sağlıksız büyüyor. Betona teslim olan mahallelerde mendil kadar yeşil alan bulmak bile imkânsız. Olası afet senaryolarında insanların toplanabileceği, acil yardım merkezlerinin kurulabileceği alanlar ranta kurban edildi. Bu koşullarda yüksek standartlarda inşa edilmiş ve sağlam spor tesislerinin önemi ikiye katlanıyor. Statlar ve spor salonları kriz anlarında insanların başını sokacağı, sıcak bir aşa erişeceği başlıca mekanlar olarak kullanılabilmeli. Başta İstanbul’daki ve ülkemizdeki tüm tesislere ilişkin depreme dayanıklılık raporlarının bir an önce çıkarılması ve kamuoyuyla paylaşılması şart. Şeffaf ve akılcı yönetim anlayışı bunu gerektirir.

“Bizim zaten bunlarla hiç ilgimiz yok” diyorsanız o zaman söyleyecek bir şey de yok.

Bir çift sözüm de ülke sporunu yöneten federasyonların durumu üzerine; oy kullanan delege yapılarından, icraatlarından, şeffaflıklarından tutun sporun tabana yayılmasına kadar her konuda sınıfta kalıyorlar. Bir kısım, mal varlıklarının araştırmasına camiamızı töhmet altında bırakıyorsunuz gibi neredeyse bunu doğrular bir şekilde karşı çıkıyor. Bazı iş insanlarının kulüp kurarak veya satın alarak bahis işine atıldığı (!) söylentileri ayyuka çıkmışken, bu duyarsızlığın sporumuza ne kadar büyük bir darbe indirdiğinin farkında mıyız? Bunun faturasını pırıl pırıl, spor yapmak isteyen gençler ödeyecekler. Bari bir de olimpiyat barajı için gereken derecelerle oynayın da kare tamam olsun.