Yaşamak Güzel Şeydir, Ama Nasıl Yaşamak?
İlhan Selçuk
Son Köşe Yazıları

Yaşamak Güzel Şeydir, Ama Nasıl Yaşamak?

24.02.2010 00:00
Güncellenme:
Takip Et:

PENCERE

Yaşamak Güzel Şeydir, Ama Nasıl Yaşamak?

Yaşamak güzel şey hiç kuşkusuz... Güneş, gökyüzü, toprak, deniz, ağaçlar, buğday tarlası, sardunyalar, çocuklar ve tümüyle evren kuşatmış dört bir yanımızı... Bu evrende soluk almak, soluk vermek, düşünmek, yürümek, koşmak, arkadaşIık etmek, sevmek, bir fincan köpüklü kahveden bir yudum almak, bir sigaradan bir nefes çekmek, şiir okumak, saksıdaki çiçeklere su vermek güzel şey...

Avuç içinde başparmağın dibinden el ayasına doğru kaydığınızda ilk gördüğünüz eğri çizgi, yaşam çizgisi... Derler ki, bu çizginin uzunluğu, belirginliği, kesinliğidir ömür boyunu belirten... Kimisinde avuç içinde kaybolur, yaşam çizgisi; kimisinde Apollonun yörüngesine benzer bir yarım elips çizip bileğe dayanır. Avucunun içine bakıp bakıp avunabilir insan, yaşam çizgisi uzunsa: - Ne mutluyum ki şu güzel dünyada çok yaşayacağım.. diye.

Ancak bu kadarla da bitmez iş... Uzun yaşayıp da anlamsız yaşantılarla takvim yapraklarını koparmak ne değer taşır? Yaşamak, ama insanca yaşamak, bağımsız, özgür, onurla yaşamak gerekir.

Yüz elli yıl süren bir kölelik mi istersiniz, elli yıl süren bir özgürlük mü? Kısa olsun, uzun olsun, hayatı insana yakışır biçimde yoğunlaştırmaktır muradımız. Bunun yanı sıra uzun yaşadıkça bizden kopmaya başlayan bedenimiz de başımıza dertler sarar. İhtiyarladıkça gözümüzün ferinin kaçması, cinsel ve fizik gücümüzün azalması, damarlarımızın sertleşmesi, organların zayıflaması bir şey değil...

Kafamızın yeteneklerinde de kısırlaşma belirtileri başlar.

İşte önemli olanı budur.

İnsan yaşlandıkça ister istemez gençlerle bir çatışmaya düşüyor. Kim kurtarabilmiş kendisini zaman denen canavarın elinden? En bilinmez karanlıklarda tuzak kurarak ağına düşürür insanı bu canavar... Devrimciliğin büyük yasalarına Tanrısal bir güçle bağdaşmış kafalar bile yaşlandıkça yaprakları solmuş bir sonbahar ağacının hüzünlü görünüşünü yansıtıyorlar. Hele devrim diyalektiğinin yanından bile geçmemiş küçük yazarlar, yaşlandıkça ancak müzelerin camekânlarına layık birer mumya gibi dolaşıyorlar toplumda...

Elli yıl önceki Türkiyenin yıkılmışlığı üstüne gençlik anılarını kurmuş olan bazı kalemler bugün aramızdadır. Bunların arasında Mustafa Kemalin sofrasına buyur edilmiş olanlar da var. Ne yazık ki bugün kalemi ellerine aldıklarında:

- Elli yıl önce rıhtımlarımız bizim değildi, trenlerimiz bizim elimizde değildi. Çanakkaleden İstanbula İtalyan vapurlarıyla gelirdik. Çok şükür şimdi hepsi bizim. Uçaklarımızı biIe Türk pilotları kullanıyor... diye yazarlar.

Elli yıl önceki gençlik anılarına bakıp bugünden iyimserlik ve iyimserlikten de tutuculuk çıkarmaya çalışmak, ihtiyarlamış, hatta kocamış bir kafanın mantığı değil de nedir?

Zaman öylesine ilerlemiştir ki, sözgelişi bugünkü gençlik için Kabotaj Bayramı bile anlamsız kalmıştır. Balkan Harbi ilan edildiği zaman Anadoludaki kuvvetlerimizi Rumeliye çıkarmak için İtalyan bandıralı Yunan kaptanlı vapurlara başvururduk çaresiz... O yıllarda İstanbuldan İzmire tayin edilen bir zabit, yabancı vapurlarıyla giderdi gideceği yere...

O acı günleri yaşayan bir genç, belki ihtiyarlığında bir Türk gemisine bindiği zaman mutludur.

Ama bugün yirmi yaşında, otuz yaşında, kırk yaşında, elli yaşındakilere anlatamazsınız bu mutluluğu...

1969’un gençleri elli yıl öncesine bakıp avunmak veya içinde bulundukları durumu öpüp başlarına koymak yeteneğinden yoksundurlar.

Ve bereket ki öyledirler...

Öyle olmasalar toplumun itici kaynakları kururdu.

Elli yıl süresinde dünya çok değişti. Uçak katıştı insan hayatına... Lindberg Atlas Okyanusunu aştı, atom parçalandı, Aya gidildi, dünkü sömürgeler özgürlüğe kavuşup bizi yarı yolda bıraktılar... 1969 Türkiyesinde her kim yarım yüzyıl öncesinin hazin anılarına bakıp avunmak ister, işte o ihtiyarlamış ve kocamış kişidir. Kafasının yetenekleri cılızlaştığı için çağımıza ayak uyduramamıştır. Yeni gelen kuşakların dolaştığı eski eserler müzesinin tozlu bir köşesindeki yazar mumyası gibidir.

Yaşamak güzel şeydir kuşkusuz... ama gelişen dünyaya ayak uydurarak yaşamak... rezil olmadan yaşamak... kafa yeteneğini kaybetmeden yaşamak... genç kuşakların devrimcilik heyecanlarına tarla korkuluğu gibi engel olmaya çabalamadan yaşamak...

(15 Eylül 1969 tarihli yazısı)

Yazarın Son Yazıları

Savcının geleceği parlak görünmüyor

Savcının geleceği parlak görünmüyor

Devamını Oku
12.08.2015
Patrikhanenin Sicili...

Devamını Oku
11.06.2012
Mumcu'nun Saptamaları...

Devamını Oku
07.06.2012
Kardeşimi Kutluyorum

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 14 Mart 2010 tarihli yazısı...

Devamını Oku
14.03.2010
Karikatüre Övgü...

İlhan Selçuk'un "Penceresi" bugün son yolcuğuna uğurlanacak olan ağabeyi Turhan Selçuk için açıldı. Usta yazar yayınlanmış yazılarından biri olan 'Karikatüre övgü..."de çizginin gücünü anlatıyor.

Devamını Oku
13.03.2010
"Gördüğümüz rüyanın birbirine benzemesi doğaldı"

Turhan Selçuk'un sanatta 60. yılında basılan 'Önce Çizgi Vardı... "çizgide 60.yıl"' adlı derleme kitabında İlhan Selçuk ağabeyini duygu dolu sözlerle kaleme almıştı. Ağabeyine 'gördüğümüz rüyanın birbirine benzemesi doğaldı' diyen Selçuk'un kaleminden Turhan Selçuk...

Devamını Oku
11.03.2010
Yaşamak Güzel Şeydir, Ama Nasıl Yaşamak?

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 24 Şubat 2010 tarihli yazısı...

Devamını Oku
24.02.2010
Semih'in Kahkahaları...

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 19 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
19.12.2009
4.000 Eczacı

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 18 Aralık 2009 tarihli yazısı

Devamını Oku
18.12.2009
Öğretim Düzeni Düşman Üretiyor..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 17 Aralık 2009 tarihli yazısı

Devamını Oku
17.12.2009
İlhan Selçuk töre cinayetini yazdı

Cumhuriyet gazetesi yazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'un töre cinayetlerini kaleme aldığı 17 Kasım 2006 tarihli yazısı.

Devamını Oku
13.12.2009
Kümes Devri Bitti mi?..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 6 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
06.12.2009
Fes-Türban...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 5 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
05.12.2009
Türk mü Dedin?..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 4 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
04.12.2009
Layık Olmak!..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 3 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
03.12.2009
Irak Bir Ders Kitabı!..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 2 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
02.12.2009
Dayak Salgını Bir Yaşam Biçimi... (01.12.2009)

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 1 Aralık 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
01.12.2009
Bilimsel Düşünce?..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 29 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
29.11.2009
Vatandaş!..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 28 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
28.11.2009
Tarikat Koalisyonu ve Ulusal Koalisyon...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 26 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
26.11.2009
Hababam Sınıfı...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 25 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
25.11.2009
Burnumuzun Dibindeki Cinayet...

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 24 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
24.11.2009
Babamın Kuran-ı Kerim'i!..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 22 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
22.11.2009
İnsan Ne Zaman İnsanlaşacak?.. (19.11.2009)

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 19 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
19.11.2009
Ümmetçilik mi, Milliyetçilik mi?..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 18 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
18.11.2009
Müslümanın Kendine Kastı mı Var?..

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 17 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
17.11.2009
'Saat Kaç?..'

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk'un 10 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
10.11.2009
'Divan Nadi'nin Sırrı?..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 4 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
04.11.2009
Medyasız Medyatikleşme..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 3 Kasım 2009 tarihli yazısı:

Devamını Oku
03.11.2009
Düşmansız Yaşayamayan İnsan...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 16 Ekim 2009 tarihli yazısı

Devamını Oku
16.10.2009
AB Müslümanlığa Kapalı mı?..

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 15 Ekim 2009 tarihli yazısı

Devamını Oku
15.10.2009
'Pencere' yine boş kalmadı

Cumhuriyet Gazetesi, Başyazar İlhan Selçuk'un daha önce yayımlanmış yazılarını tekrar yayımlayarak değerli kalemi okurlarıyla buluşturmaya devam ediyor.

Devamını Oku
27.09.2009
İlhan Selçuk 'Pencere'de

Yaşadığı sağlık problemlerinin ardından hızla iyileşen Cumhuriyet'in değerli kalemi İlhan Selçuk'un 'Müslümanlık Ham Ervahlık Değildir' isimli yazısı bugünkü Cumhuriyet gazetesinde tekrar yayımladı.

Devamını Oku
20.09.2009
Postmodern Sosyalist!...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 11 Eylül 2009 tarihli yazısı.

Devamını Oku
11.09.2009
Türkiye'yi Şairler Yarattı... (08.09.2009)

Aydınlığın bilesi İlhan Selçuk'un 8 Eylül 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
08.09.2009
F Tipi Teftiş...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 31 Temmuz 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
31.07.2009
Enkaz...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 30 Temmuz 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
30.07.2009
Her Genelkurmay Başkanı Komutan Değildir...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 29 Temmuz 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
29.07.2009
AKP'nin PKK'ye Açılımı...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 28 Temmuz 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
28.07.2009
Dokunmayın Savcımıza...

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 26 Temmuz 2009 tarihli yazısı...

Devamını Oku
26.07.2009