Yıl 2013. Avrupa Şampiyonası’nda Milli Sutopu Takımımız farklı mağlup olmuş. Başlıklar acımasızdı: “Suda boğulduk!”, “Boğulmadan gelseler yeter”, “Rakipte 7 kişi, bizde 7 can simidi!”. Güldüler mi? Gülündü. Toplum olarak düşenle dalga geçmeye bayılıyoruz maalesef. Ama o başka bir yazının konusu. Biz bugüne dönelim. O günlerde havuz başında gurur değil, burukluk vardı. Yalnızca mücadeleyle ayakta kalmaya çalışan gençlerin hikâyesiydi o mağlubiyetler.
Ama sonra bir şey değişti. Türkiye Sutopu Federasyonu, sessiz ama kararlı bir şekilde harekete geçti. Bugün geldiğimiz noktada ise o günkü başlıkları kimse atamıyor. Çünkü artık boğulmuyoruz, yüzüyoruz. Kupa kaldırıyoruz. Avrupa’da Türk takımlarının finalini izliyoruz. Şampiyonluklar kazanıyoruz. Mesela İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Sutopu Takımı... 2023-24 sezonunda LEN Challenger Cup finalinde Kızılyıldız’ı 1-0 yenip Avrupa şampiyonu oldu. 2024- 25’te yine finale kaldılar. Bu kez rakip Galatasaray’dı. Evet, Avrupa finalinde iki Türk takımı karşı karşıya! Nadir görülen bir başarı. Finali 9-8 kazanan İzmir oldu, üst üste 2. kez Avrupa şampiyonu unvanını aldı. Hem de hiç yenilmeden. Galatasaray Erkek Sutopu Takımı ise önce geçen sene Avrupa’da LEN Challenger Kupası’nı kazandı, ardından Nordic Lig Final 8’de İspanya temsilcisini mağlup edip namağlup şampiyon oldu. Avrupa’da namağlup şampiyonluklar. Yani artık Avrupa’ya “Katılıyoruz” diye değil, “Kupalar kazanmaya gidiyoruz” diye çıkıyoruz yola.
A Milli Takımlarımız da aynı çizgide. Kadın ve erkek millilerimiz, Avrupa Şampiyonası’na katılmaya hak kazandı. Geçmişte katılım bile “başarı” sayılırken, artık bu durum sıradanlaştı. Gençler derseniz onlarda da durum aynı: Ülkemizde düzenlenen U16 Kadınlar Avrupa Şampiyonası’nda genç millilerimiz, Fransa’yı, Çekya’yı, Slovakya’yı geçerek gruptan lider çıktı, çeyrek finalde Yunanistan’a elendi. Ama orada bile pes etmediler: Almanya’yı yendiler, Avrupa’nın en iyi 6 takımı arasına girdiler.
Bu noktaya öyle kolay gelinmedi elbette. Türkiye Sutopu Federasyonu, birkaç yıl içinde yalnızca havuza değil, geleceğe yatırım yaptı. Uluslararası turnuvalara ev sahipliği yapıldı, milli takım kampları dört katına çıktı. Antrenör kursları, hakem seminerleri, burslar, olimpik sporculara destekler, müsabaka sayısında ciddi artış, kulüplere sağlanan maddi destekler... Hepsi sistematik ve sürdürülebilir bir yapının parçasıydı. En önemli adımlardan biri ise Sporcu Eğitim Merkezleri ve Türkiye Olimpik Hazırlık Merkezi’nin açılması oldu. Özellikle İzmir TOHM, kadın takım sporlarında bir ilk olarak devreye girdi. Bu merkezlerde yetişen sporcuların gelecekteki başarılara katkı sağlayacağı şüphesiz.
TRT Spor Yıldız’da yapılan canlı yayınlar, sosyal medyada artan görünürlük ise sahadaki başarının iletişimde de yankı bulmasını sağladı. Federasyon, kulüpler ve altyapı... Üçü bir araya geldiğinde ortaya çıkan şey sadece başarı değil, bir devrim oldu. Kısacası, artık yalnızca yüzmüyoruz. Rekabet ediyoruz. Kazanıyoruz. Ve kazandıkça daha fazlasını istiyoruz. Türk sutopunda yeni bir dönem başladı. Şimdi sırada U16 Erkek Milli Takımımız var. Hedef aynı: kalıcı başarı. Artık sosyal medya başlıkları şu şekilde değişmeli: “Türkiye sutopunda devrim yaptı!”