Hepiniz oradaydınız şimdi onlar burada!

Hepiniz oradaydınız şimdi onlar burada!

01.07.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bu kafayla nasıl baş edilir bilemiyorum; son feci olaydan sonra takınılan tavırdan, sarf edilen sözlerden, olayları algılayış tarzından bahsediyorum. Pek çoklarının gevelediklerini, eski milletvekili Resul Tosun doğrudan söylemiş, “Bu saldırının bir anlamı da Türkiye’nin doğru yolda olduğudur” (Star, 30 Haziran). Bu kafayla bakarsanız 11 Eylül saldırıları da ABD doğru yolda olduğu için, İsrail’de yaşanan bombalama olayları da İsrail doğru yolda olduğu için gerçekleşti. Öyle şeyler yapıyorlar, öyle şeyler söylüyorlar ki, insan söyleyecek söz bulamıyor; aklı hafsalayı aşan bir kafasızlık, pişkinlik, vicdansızlık, meymenetsizlik, hepsi bu.
Evet, terör, sadece Türkiye’yi değil, pek çok Batı ülkesini de hedef alıyor, orası doğru. Doğru da, onlar da durduk yerde hedef olmuyor, dünya çapında çevirdikleri dolaplardan, karıştırdıkları işlerin ters tepmesi şeklinde hedef oluyor. Nitekim, oralarda da aklı başında herkes bunu görüyor; devletlerinin dış politikasını sorguluyor, bu olaylara sebep olmakla suçluyor. Daha önce girişilen kirli oyunlar bir yana, son olarak Irak işgali ve Suriye’nin karıştırılması, radikal İslamcılığı, terörü mayaladı, yaşanan faciaların asıl nedeni bu. En son Suriye kana bulandı; bu işte de kimse masum değil, çünkü hepsi oradaydılar, hepiniz oradaydınız!
Esad’ı devirmek, İran’ı durdurmak amacı ile Suriye savaş alanına döndü; ne idüğü belirsiz milislere silah, para aktı, dünyanın dört tarafından cihatçı transferi yapıldı, sonuç ortada. Evet, bu işlerin içinde Türkiye de var, dahası Batılılar yön değiştirdikten sonra da Türkiye bu faaliyetlerine devam etti, bin bir oyun çevirmeye kalktı. Şimdi, kim kime karşı kimi kullanıyor, bu işler Türkiye aleyhine ne şekilde dönüyor, tam belli değil, büyük bir kaosla baş başa kaldık. Dahası, bir adım sonra, tüm fatura Türkiye’ye kesilebilir, Türkiye başında Batılı müttefiklerinin teşviki ve işbirliği ile bu işlere girişti, sonra onlar işin içinden adeta sıyrıldılar. Suudlar, Ürdün, Körfez bile “biz ılımlıları destekledik, İslamcı radikalizm asıl Suriye’nin kuzeyinde yuvalandı” demeye getiriyor. Bu işlerin başında, “Türkiye muhalifleri desteklemekte neden tereddüt ediyor, hemen bu işlere dalsın” diye iktidarı eleştiren, kendilerine itiraz edeni Esad’cı ilan edenler, hayranı oldukları Batı siyaset değiştirdikten sonra Türkiye’nin Suriye politikasının başarısızlığından dem vurmaya başladı, orası da ayrı hikâye. Ama bu işler böyledir; kanlı işlere bulaşırsanız, komşunuzun felaketi üzerine plan kurarsanız, başınıza gelmedik şey kalmaz. İlahi adalet, acı tecelli!

Şeytani zekâ!
Olan oldu, Türkiye cihatçı merkezine, Suriye felaketinin arka bahçesine döndü, ama kafalar hâlâ aynı, tek çaba zevahiri kurtarmak, “kutsal iktidar”a toz kondurmamak. “Turist gelsin de yazı çıkaralım” gayreti, yalnız kalmanın dayanılmaz zorlukları karşısında yalvar yakar kapısı çalınan Rusya ile anlaşmayı diplomatik zafer olarak ilan etmek, cidden zekâ eseri ama şeytani zekâ! Diğer taraftan, bazılarının “normalleşme” diye alkışladığı İsrail ile anlaşma da sanıldığının aksine, pek karanlık bir iş. Çoktandır, İran’a karşı, Suudi Arabistan ve İsrail’in düşman kardeşler (‘franemies’) ittifakından söz ediliyor. Belli ki Türkiye de işin içine girmeye pek hevesli; hâlâ bölgede İran karşıtı, Sünnicilikten medet umuluyor. Yine de, Türkiye’de antisemit İslamcı iktidar ile İsrail’de barış karşıtı koyu sağcı iktidarın karanlık sularda buluşması nedense sevinçle karşılanıyor.
Başkalarını bir yana bırakalım; Türkiye’de kendi toplumuna barış ve huzur vaat etmeyen iktidar, kiminle anlaşırsa anlaşsın, gerçekleri her türlü imkânla ne kadar gizlerse gizlesin, başımıza gelenlerin sorumluluğunu istediği kadar kendinden başka herkese fatura etmeyi başarsın, kötü gidiş değişmeyecek. Türkiye iyi yönetilmediği için bir girdabın içine girdi, bu gerçek değişmedikçe o girdaptan çıkamayacağız. Seçimde yüksek oy almak, her zaman iyi yönetime işaret değildir, muhalefetin zaafları iktidarın doğru yolda olduğu anlamına gelmez, aynı şekilde alternatif yokluğu, mevcut iktidarın iyi yönettiği anlamını taşımaz. Sadece ülkenin ne kadar berbat halde olduğuna işaret eder. İyi yönetilen ülkede, bir bölge savaş alanına dönmez, insanlar birbirinden nefret etmez, yönetenler baskıya ihtiyaç duymaz, dış politika içeriye felaketler zinciri olarak yansımaz. Bunlardır iyi yönetimin işaretleri. 2011 seçimlerinin ardından, “AK Parti şimdiye kadar iktidar olup muktedir olamamaktan şikâyet ediyordu, artık muktedir olacaklar ama (yönetebilme kabiliyeti açısından) iktidar olmayacaklar” şeklinde bir kaygımdan söz etmiştim, maalesef sonuç bu oldu.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017