Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Seçim sonucu ne olursa olsun, yola devam
Seçim sonuçları belli olmadan önce, ‘Seçim sonuçları ne olursa olsun’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Özetle; seçim sonucu ne olursa olsun siyasi krizden kurtulamayacağız demiştim. “Çünkü her şeyden önce, büyük bir gerilim hattının iki yanında yaşayan bir toplumdan söz ediyoruz, üstelik bunların ardında başka gerilim hatları da var. Bu hatlar çerçevesinde karşı karşıya gelen insanlar neredeyse birbirinden nefret ediyor, birbirini yese doymayacak denilen cinsten bir kutuplaşma bu. Dahası, halihazırda iktidarı elinde bulunduran muhafazakâr-İslamcı kanat, sıradan bir demokratik iktidar olmanın ötesinde ‘devletparti’ olma noktasında olduğu için, karşısında gördüğü kesimi gerçekten de yese doymuyor. Dahası, tüm devlet- iktidar imkânlarını elinde bulunduran kesim, elindeki tüm imkânları karşı tarafa yüklenmek için kayıtsız şartsız kullanıyor, sonrada bu iktidar piramidinin en tepesinde olan Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında ‘düşmanlıkta’ herkes birleşti diye duruma hayret ediyor” diyerek gerekçemi izah etmeye çalıştım.
Seçim sonuçlarına herhalde AK Partililer bile şaşırmıştır, doğrusu AK Parti’nin tek başına iktidar olabileceğini düşünmüştüm ama bu oy oranını beklemiyordum. Ama sonuçta yine aynı hatırlatmayı yapmak istiyorum; seçim sonuçları ne olursa olsun, siyasi krizin sonunu getirmeyecek. Yine yukarda sıraladığım gerekçeler ile böyle düşünüyorum. Türkiye’nin geldiği noktada toplumsal-siyasal uzlaşma ve mutabakat yenilemesi gerekiyor, bunu sadece AK Parti bu oyu alamadığı zamanda söylemiyorum. 7 Haziran seçimlerinden sonra yüzde 60 bloktan bahsedenlere de, o zaman AK Parti veya muhafazakâr seçmeni dışarda bırakan, hatta Erdogan’ı dışarda bırakan siyasi formül olmamalı demiştim. Kısacası, her durumda, asgari mutabakatını kaybetmiş ve birbirine düşman hale gelmiş bir toplum olduk, bu konu çözülmedikçe kriz bitmeyecek diyorum. Seçimden yüzde 50 oyla çıkan AK Parti’nin uzlaşma, kaynaşma vs. gibi bir yönelime gireceğine dair hiçbir emare yok, o nedenle çoğunluk iktidarı çözüm olmayacak. Siyasi istikrar, sadece çoğunluk iktidarı demek de değildir, o halde siyasal istikrar da olmayacak veya daha ağır bir baskı rejimi istikrar diye sunulacak.
Seçenek değil
Diğer taraftan, bu sonucun alınmasında en büyük etken, ne nedenle olursa olsun, PKK’nin çatışmalı süreç başlatması oldu. ‘Devrimci siyaset stratejisi’ ile ‘demokratik strateji’ çatışır dedik, kötü olduk. Sonuç ortada, Türkiye 7 Haziran şansını yitirdi, HDP büyük oy kaybına uğradı, olanlar onun kararı değilse bile, üzerine büyük gölge düştü. Dahası, korkarım Kürt barış süreci bir kez daha Başkanlık pazarlığına mahkûm hale geldi. 7 Haziran sonrası, bunları çok söyledim, yine söylemeye devam edeceğim. Ama karamsarlık yaymak için değil, muhasebe yapmak adına söylüyorum. Yoksa sonuçlar ne olursa olsun, hak ve özgürlükler mücadelesine inananlar için umutsuzluk seçeneği yoktur, yani, asıl hak ve özgürlükler mücadelesi yapanlar için ‘durmak yok, yola devam!’...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Premier Lig'den Arda'ya çılgın teklif!
- Kurultay sonrası üst düzey istifa
- Özel-Erdoğan görüşmesinin tarihi netleşti
- Çağlayan'da 'Erdoğan' ve 'Deccal' krizi
- CHP'den yurttaşlara çağrı
- İYİ Parti'de yeni dönem istifalarla başladı
- Ankara’nın diğer yarısı da oğlu ve gelininmiş!
- Ali Yerlikaya'dan '1 Mayıs' açıklaması
- Ayaklarda ortaya çıkıyor...
- 'Kameralar karşısında ilan etmiştir'