Suriye savaşı Ankara’da!

Suriye savaşı Ankara’da!

19.02.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Âdet olsun diye, ne feci, ne lanet bir olayla karşı karşıya olduğumuzu tekrarlamanın tek başına bir anlamı yok. Bırakın böylesi bir olayı, asker veya sivil, tek kişinin bile canına kasteden herhangi bir girişimi kınamamak, ülkenin içinde bulunduğu hale yanıp yakılmamak mümkün mü? Bu konuda kuşkuya mahal olabilir mi? Ne yani bu ülke can kayıplarına, ülkesine zarar verecek işlere sevinecek hasta kişilikli insanlar ile dolu olabilir mi? Ne yani, bu ülkeyi sevenler sadece iktidar partisine destek verenlerden mi ibaret, yani burası bir parti devleti ve o partiye destek vermeyenler her türden vatan haini mi? İktidar çevresi giderek bu kafa ile hareket ediyor, asıl felaket de işte bu!
Nitekim, bir büyük facianın hemen ardından, hâlâ itham edici, pek çok insanı “terör destekleyici” zannı altında bırakabilecek ifadeler neyin nesi? Daha olayın üzerinden beş altı saat geçmişken, bir TV programında dahi, HDP milletvekiline imalı sözler söylenmeye, bu yönde bir gerilim oluşmaya başladı. Bu tam bir çılgınlık alameti, uğursuz bir gidiş. Diğer taraftan, böylesi bir olayın ardından giden canlara yoğunlaşmak yerine, soru sormayı, bu gidişten iktidarın sorumluluğunun ne olduğunu sorgulamayı “birlik ve beraberliğe aykırı”, düşmanca davranış olarak merkeze almak, tam da baskıcı rejimlere mahsus bir tutum.

Soru sormalıyız
Terör eylemlerine maruz kalmış demokrasilerde, kimse terörü kınamakla yetinemez, “neden” sorusu sorulur; iktidar ve devletlerin siyasetlerinin bu sonuçlarda ne gibi bir rolü olabileceği sorgulanır. 11 Eylül gibi bir olayın ardından bile, “Neden bizden nefret ediyorlar” sorusu öne çıktı; tüm Batılı demokrasilerde terör olayları ardından devletlerinin iç ve dış siyasetleri sorgulandı. Bunun teröre destekle alakası olmadığını herkes bilir, soru sormanın zan altında bırakılması sadece ve sadece iktidarların sorumluluktan kaçmak için uyguladığı bir baskı siyasetidir. Tam da bu nedenle, hiçbir baskı bizi soru sormaktan alıkoyamamalı. Sadece suçlular bu tür ithamlar karşısında susmayı seçer, alnı açık insan bu tür isnatlardan çekinmez, çekinmemeli.
O nedenle açık konuşalım, içine düştüğümüz hal, Suriye politikasının tam bir çıkmaza girmesi ve Kürt meselesinin barışçı çözüm siyasetinden sapmanın sonucudur. Söylemeye bile gerek yok, ama biz yine tekrar edelim: Bu, terörün faillerini haklı çıkarmaz, suçu hafifletmez. Ama bizim asıl meselemiz şeytan taşlamak değil, nedenlerini sorgulayarak bu gidişe bir dur demek, bunun nasıl olacağını düşünüp tartışmak olmalı.
Bu meyanda, Ankara olayının failinin PYD/YPG olarak ilan edilmesi, pek çok soruyu cevapsız bırakıyor. Türkiye’nin Suriye’de PYD/YPG ile savaş hali içinde olduğu doğru. Son olarak, Türkiye içinden gönüllü savaşçıların, “Suriye muhalefeti ile savaşmak üzere” akın akın Suriye’ye geçtiği bilgisi, Türkiye’nin zaten genel olarak, fiilen Suriye savaşı içinde olduğunu teyit etti. Diğer taraftan, PYD’nin PKK’nin kardeş örgütü olduğunu da, PKK’nin Türkiye içinde savaş stratejisi yürüttüğünü de herkes biliyor. Nitekim, Ankara’nın hemen ardından Diyarbakır yolunda bir askeri araç saldırıya uğradı, 6 asker hayatını kaybetti. Ancak tam da Türkiye’nin Batılı müttefiklerine YPG’yi terör örgütü olarak kabul ettirme ve Suriye’de müttefiklerinin desteğini alma çabası içinde olduğu bir zamanda PYD/YPG’nin Türkiye’de böylesi bir saldırı gerçekleştirmesi hiçbir mantığa uygun görünmüyor. Yine, tam da bu nedenle, iktidar/ devletin, bu olayda YPG’yi işaret etmesi, Batılı müttefikleri ve tüm dünyayı ikna etmek bir yana, kuşku ile karşılanma riski taşıyor. Bu olay sonrasında, eğer umulan Türkiye’nin, Suriye’ye bir kara operasyonunu gerekçelendirmek için zemin bulması ise, bu hiç de gerçekçi değil. Zira, Batılı müttefikler PYD-PKK bağlantısını bildikleri halde, Suriye siyasetleri gereği, bu durumu öne çıkarmak istemiyor ve Türkiye ne kadar çaba gösterirse göstersin, durum değişmeyecek gibi görünüyor.
Türkiye’nin, dost düşman tüm taraflar ile ihtilaf içinde olduğu için, her türden tehdit altında olduğu doğru, bu nedenle Türkiye’de gerçekleşen tüm terör olayları fazlasıyla karanlık. Daha önce IŞİD’e isnat edilen olaylar da hâlâ aydınlığa kavuşmuş değil. Sonuçta, Türkiye şimdi suçladığı Batılı müttefikleri ile Suriye savaşının içine girmekte tereddüt etmedi ve bu tutumunda ısrar ederek kendini büyük bir riske soktu.

Geçiştirilmemeli
Şimdi, bu politikaların sonuçları ile karşı karşıyayız ve vatandaş olarak, bu politikaları sorgulamak ve iktidarın sorumluluğunu hatırlatmak, tüm demokrasilerde kaçınılmaz bir durum ve dahi sorumluluktur. Tabii ki, bu ülkede demokrasiden söz etmek gerçekçi değil, ama hal böyle diye bir büyük meseleyi, kınama, lanetleme, birlik ve beraberlik çağrıları ile geçiştirmeyiz. Böylesi bir tutum, iktidarı sadece korktuğu, sindirildiği veya sadece işine gelmediği için, sorgulamaktan imtina edenler açısından tam bir sahtekârlık, iktidar açısından ise çıkmaz yoldur. Son olarak iktidarın, asıl vatanseverlerin doğru bildiğini söylemekten sakınmayanlar olduğunu, korkak ve sahtekârların desteği ile gidilecek yolun felaket olduğunu artık anlaması gerekiyor.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017