Pazar Günleri...

02 Mart 2014 Pazar

Çocukluğumdan beri pazar günlerini hiç sevmem. Ardından pazartesi geldiği için!.. Okul günü, ders günü, çalışma günü!.. İşte bugün. Pazar sabahı, hep erken uyanırım. Gazeteleri ararım. Bakalım ne olmuş, kim ne demiş, ne yapmış...
Öğrensem bana bir katkısı olacakmış gibi. Zaman akıp geçti.
Pazar öfkesi aynı kaldı.
Şubat bitti bitiyor. Mart kapısını açtı, buyrun diyor. Martın bir tadı varsa ardından nisanın gelmesi. Nisan, Hz. Muhammet’le Adolf Hitler’in doğum ayıymış. Oda takvimleri böyle yazmış. Baktım bu yılki takvimde bu tarih günü yok. İstenmemiş Peygamberimizle diktatör Hitler’in adlarının yan yana gelmesi. Üstelik benim doğum günüm de 20 Nisan.
Ah şu ilkyazın ilk günleri... Eski daktilomu, odadaki bütün yazma aletlerini kaldırıp pencereden atmak isterim.
Yaz yaz, ne olacak?
Günü gelir hatırlarsın derdi o arkadaş. Kumkapı’daki okulun en büyük odasının penceresi karşı evin balkonuna bakardı. Benim tam karşımda. Bir yandan ders dinlerdim, bir yandan o pencereye bakardım. Bir Rum kızı çıkardı oraya. Temizlikçi mi, evin yardımcısı mı? Hep merak ettim. Sokağa çıktığımda o eve bakardım. Sınıfta dalga geçmek diye bir olay vardı. Benim sınıfım karışıktı. Başka dil konuşurduk. Zorla da olsa konuş derlerdi. Grameriyle, sözcükleriyle iyi ezberlerdik. Yarın karneni verecekler. Sınıftakilerin değerlendirilmesi. Ben ortalarda olurdum. Yirmiye göre sekiz dokuz alarak. Sınıf birincisi Alex idi. Şimdi nerde kimbilir? Kevork eski yerinde mi? Babasının dükkânı hâlâ açık mı? Geçenlerde geçtim. Kapatılmış, yerine kimse gelmemiş. İşte bir pazar hatırlatmaları. Bu pazar da geçer. Gelecek pazar da, belki daha gelecekteki pazarlar da...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014
Seçimlere Doğru 18 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları