2002’den bugüne 21 yıl geçti. 

Bu 22 yılda 12 Eylül’ün Türk-İslam sentezi ve yeşil kuşak birikimini temel alan ılımlı İslam devlet modeliyle, Türkiye’yi tarihsel çizgisinden, üniter ve laik niteliğinden saptırmaya dönük bir proje, dinci söylemler eşliğinde uygulandı. Ve ne yazık ki stratejik bir planlamayla Türk tarihini kırılma noktasına taşıyan, kurucu iradeyle çatışan taşeron iktidar gücüne karşı durulamadı.

KADINLAR VE EĞİTİM

“Olmaz” dediklerimizin gerçekleştiği yıllardan sonra, yeni “olmazlara” tanıklık eden 14 Mayıs 2023 seçim dönemine girdik. Toplumun yarıdan fazlasını oluşturan kadınlar pazarlık öznesi oldu. Her gün 2 kadının öldürüldüğü ülkemizde İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı.

Kadın erkek eşitliği karşıtlarıyla; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun için tarihin en karanlık anlaşması yapıldı. Anayasa ve yasalarımızla güvence altına alınan haklarımızı hedef alanlar, şiddet ve cinayeti politik adımlarla meşrulaştırdı.

4+4+4 eğitim sistemiyle, kız çocuklarının örgün öğretimden dışlanması yetmiyormuş gibi temel eğitim haklarımıza saldırıldı. Öğretim Birliği Yasası’nın çiğnenmesine ek olarak karma eğitimin kaldırılması, dini eğitimin 1. sınıftan başlayarak zorunlu tutulması, medrese eğitiminin zorunlu eğitime dönüştürülmesi, kadınlara hizmet veren kurumlarda kadınların istihdam edilmesi gibi bir dizi laiklik karşıtı koşul dillendirildi. Kadın için öncelik evidir söylemiyle çalışma, miras, boşanma, nafaka gibi konularda kazanımlarımızı yok etmeye dönük önermelerde bulunuldu. 

Mezar evlerle, domuz bağıyla simgelenen, sayısız insanı öldüren Hizbullah bağlantılı HÜDA PAR genel başkanının “yalnız yaşayan kadınların sahiplendirilmesi” önerisi ortada.

‘HİZBULLAH İSTEMİYORUZ’

14 Mayıs seçimlerinde, hukuk devletini hiçleyen mafyatik bir çıkar organizasyonun yalanlarla bezeli söylemleri eşliğinde yüz yıllık tarihimizin en karşıdevrimci Meclis’i oluşturuldu. Tribünler “Meclis’te Hizbullah istemiyoruz!” diye bağırsa da bağımsızlığın, özgürlüğün, eşitliğin ve ulusal egemenliğin sembolü olan Gazi Meclis, Taliban zihniyetine ev sahipliği yapmak üzere.

Kötü günlerin bizi beklediğini görmemek için kör olmak gerekir. Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine, kuruluş felsefemize ve Aydınlanma devrimlerine yönelik açık ve gizli savaş artık cephe taarruzuna dönüştürüldü. Kadınlar da cephedeki ilk hedef. 

Ülkemin aydınlık yüzlü kadınları olarak tehlikenin farkındayız. 

Kafilelerle gelen yabancıların seçmenliğinin egemenliğimize tehdit ettiği, yalan ve çarpıtmalarla zihinlerin köreltildiği bu seçimde oylarımıza sahip çıkacağız. Sandık başına yanımızda 14 Mayıs’ta oy kullanmamış bir seçmenle gidecek ve sandığımızı bekleyeceğiz. İstanbul’da cuma hutbesinde; “28 Mayıs akşamı silahlarınızı ayarlayın, benim iki tane silahım ağzına kadar dolu” diyen imamlara geçit vermeyeceğiz. Kibrin doruğunda aynı zamanda da korkuların pençesindeki karşıdevrimi durduracağız.

GÜLDAL OKUDUCU

ESKİ CHP KADIN KOLLARI GENEL BAŞKANI / 22. DÖNEM İSTANBUL MİLLETVEKİLİ