Verilerle Kanal İstanbul - Prof. Dr. Kaya ÖZGEN
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Verilerle Kanal İstanbul - Prof. Dr. Kaya ÖZGEN

10.05.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ülke alabildiğine güç bir dönemden geçerken ısrarla kanal projesi hayata geçirilmek isteniyor. Ortada kanal falan yokken Ulaştırma ve Altyapı Bakanı haziranda ilk köprünün (tamamı 6 köprü imiş) yapımına başlanacağını açıklıyor. Bir yandan sonu belli olmayan pandemiye diğer yandan da yaşanan ağır ekonomik bunalıma karşın kanal yapımında ısrar etmek tipik koyun can derdinde, kasap et” örneğini çağrıştırıyor.

Konu çok çok önemli. Yalnızca İstanbulu değil, başta Trakya olmak üzere ülkenin geleceğini ilgilendiriyor. Bu bağlamda ilginç bir durum yaşanıyor, kentin ezici bir çoğunlukla seçimi kazanarak gelen belediye başkanı olayın dışında tutuluyor, adeta dışlanıyor. Böylesine hayati bir konu tartışılmıyor, dayatmalarla yol alınıyor. Halbuki projenin ulusal hatta uluslararası çalıştaylar düzenlenerek bilimadamlarıyla tartışılması şart. İşin acı tarafı ülkenin geleceğini ilgilendiren, alabildiğine önemli bir konuda ilgili üniversite ve kurumlarından da yeterince ses çıkmıyor, büyük bir suskunluk yaşanıyor. Bunda tayinle gelen rektörlerin belirleyici olduğu yadsınamaz bir gerçek.

Projeyle kentin Avrupa yakası Trakyadan koparılmış olacak. Bu, geri dönüşü olmayan, tartışılması, araştırılması gereken başlı başına büyük bir sorun. Bu kapsamda kanal güzergâhındaki barajların yok olmasının yanında, bölgedeki yeraltı sularının/dengesinin de ne olacağı belirsiz. Halen kentin su gereksiniminin yağacak yağmurlara bağlı ve su fakiri olduğu göz öne alındığında konunun vahameti ortaya çıkıyor. Buna karşın Trakyada yeni barajlardan söz ediliyor. Bu da kanalın yaratması olası devasa sorunların İstanbul ile sınırlı kalmayacağını gösteriyor.

SAYISAL VERİLER

Açıklanan verilere göre kanal için 25 m derinlik, 250 m genişlik öngörülüyor. Kazıya başlandığında çukuru, yapılaşma ilkeleri uyarınca daha derin ve geniş açmak gerekiyor. Bu durumda 30 m derinlikte ve 300 m genişliğinde bir kazı yapılacak demektir. Kanalın uzunluğu da yaklaşık 40 km olarak belirlendiğine göre 360 milyon m3lük devasa bir kazı söz konusu. Kazılan zeminin serbest hacminin % 20 mertebesinde arttığı da düşünülürse 432 milyon m3lük bir dolgu ortaya çıkıyor. Dolgunun m3 birim hacim ağırlığı 2 ton olduğuna göre 864 milyon tonluk bir kazı ve nakliye gerekiyor. Bunlar sıra dışı ve ürkütücü rakamlar…

Aynı hususlar kanal için dökülmesi gereken betonarme betonu için de geçerli. Kanal yüzeylerinin en azından 1.5 m kalınlıkla oluşturulması düşünülürse 18 milyon m3 betonarme betonunun dökülmesi gereği ortaya çıkıyor. İstanbul çevresinde bu kapasite yok. Kentte beton için malzeme üreten tüm taş ocakları buraya yönlendirilse bile yeterli değil. Bu nedenle oluşacak büyük açığı kapatmak için Trakya yöresine yönelmek gerekecek. Bu durumda da açılacak yeni taş ocakları için yeni orman kıyımlarıyla elde kalan son yeşil alanlar da büyük ölçüde yok olacak.

Kanaldan çıkacak kazıyla Marmara Denizinde ada oluşturulacağı söyleniyor. Bu da o kadar basit değil. Çıkan kazı doğrudan denize dökülemez. Hele de tabandan çıkacak zeminin balçık kıvamında olacağı düşünülürse altta/deniz tabanında kalın bir kaya dolgu tabakası oluşturulması şart. Bu da ayrıca başlı başına bir maliyet. Üstelik Marmara Denizinin alarm verdiği zaten biliniyor. Bu tür dolgu benzeri müdahalelerin daha da büyük sorunlara yol açacağı düşünülmelidir.

ĞER SORUNLAR

Kanalın geçeceği bölgede 350 milyon m2lik (350 bin dönüm) bir tarım alanının ortadan kalkacağı belirtiliyor. Bu, kenti besleyen böylesi geniş bir alanın yok olması demek. Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlunun son derece pratik bir önerisi var. Bu alanları bize satın” diyor. Son derece olumlu ve akılcı bir çözüm önerisi…

Yapım sürecinde kullanılması zorunlu ağır tonajlı vasıtaların, geçtikleri güzergâhlarda/yollarda ağır tahribata yol açtıkları bilinmektedir. Dahası uzun yıllara yayılması zorunlu yapım sürecinde kent halkının yaşayacağı sorunların da hesaba katılması gereği açıktır. Bunlara ek olarak kent nüfusuna ekleneceği belirtilen 500 binlik nüfusun da ayrıca değerlendirilmesi zorunlu görünmektedir. 

Açılacak kanaldaki su akışının araştırılması şarttır ve kanal tabanında akıntılarla birikmesi olası kum tabakalarının oluşumu değerlendirilmelidir. Gerçekten bu yoldan Karadeniz-Marmara ilişkisinin durumu belirsizliklerle doludur.

Tüm bu anlatılanların ışığında kanalın, telaffuz edilen bütçe ile bitirilmesi mümkün görünmemektedir; daha da olumsuz bir durum olarak başlanıp yarıda kalması da olası görünmektedir.

Konunun Montrö Boğazlar Sözleşmesi kapsamında da yoğun olarak tartışıldığı ancak göz ardı edildiği bilinmektedir. Dahası konuya ilişkin iyi niyetle yapılan uyarılar tartışma/eleştiri, konusu olmaktadır.

SONUÇ

Öngörülen bilgilere dayanarak, kanal projesinden vazgeçilmesi, uygun bir seçenek olarak ortaya çıkmaktadır. Hele ülkenin içinde bulunduğu alabildiğine olumsuz koşullar bunu zorunlu kılmaktadır.

Kanal için ayrılması düşünülen bütçenin, pandemi koşullarında, dara düşen/bunalan insanlarımıza tahsis edilmesinin
öncelikli olduğu gözetilmelidir.

S
öz konusu bütçe yeterli olursa başta İstanbul olmak üzere kentlerimizin depreme hazırlanmasının da ayrıca öncelikli ve ülkenin beka sorunu” olduğu düşünülmelidir.

PROF. DR. KAYA ÖZGEN

YÜKSEK İNŞAAT MÜHENDİSİ
EMEKLİ İTÜ ÖĞRETİM
ÜYESİ 

Yazarın Son Yazıları

Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025
57 yıllık bir ömür... - Mustafa Hüsnü Bozkurt

Okunan 4 bin, yazılan 10 kitap; el yazısı ile tutulmuş onlarca not defteri, sayısız söylev, makale, röportaj, ciltler dolusu emir, talimat, genelge, belge; Fransızca, Almanca, Rumca, Bulgarca, Arapça, Farsça dahil konuşulan 6 dil...

Devamını Oku
11.11.2025
Atatürk’ü anmak ve anlamak - Dr. Çiğdem Bayraktar Ör

Dün 10 Kasım’dı, benim gibi milyonların en büyük yası.

Devamını Oku
11.11.2025
Zamanın kuyusunda yankılanan ses - Abdullah Dörtlemez

Tarih, yalnızca geçmişin kaydı değildir; insanın kendini anlamaya çalıştığı derin bir aynadır. Her çağ, geçmişe farklı bir gözle bakar; bu bakış, çoğu zaman bir yankı gibidir.

Devamını Oku
08.11.2025
Adaletsizliği görmek* - Başar Yaltı

Adalete giden yol, adaletsizliğin görülmesiyle başlar.

Devamını Oku
07.11.2025
Emekliler ölsün mü? - Çetin Düzce

“Emekliler çok yaşadığı için kuruma yük oluyor ” yanlış okumadınız, bunu söyleyen Sosyal Güvenlik Kurumu-SGK Başkanı Raci Kaya.

Devamını Oku
06.11.2025
Çocuk işçiliğinin post-Fordist görünümleri - Özgür Hüseyin Akış

Çocuk işçiliği tartışmalarında belleğimizde canlanan imge, sanayi çağının fabrikalarında ya da tarım alanlarında çalışan çocuklardır.

Devamını Oku
06.11.2025
İstanbul’un su stratejisi - Bekir S. Kocazeybek

İstanbul kenti, 2025 yılı itibarıyla 16 milyon nüfusu ile 5 bin 313 kilometrekare (yüzde 60’ından fazlası Avrupa tarafında) yüzölçümü büyüklüğüne sahip bir şehirdir.

Devamını Oku
05.11.2025
Hukuka uymayan savcı ve yargıçlar... - Erol Ertuğrul

Hukuk fakültesi öğrencilik yıllarımda ceza yargılama hukuk sınavında Prof. Dr. Eralp Özgen, “Tutuklamanın zorunlu olduğu durumları yazınız” diye bir soru sormuştu.

Devamını Oku
05.11.2025
Emekçi babası Karaoğlan... - Şükrü Karaman

Emekçi babası, Türk siyasetinin “Karaoğlan”ı Bülent Ecevit 19 yıl önce, 5 Kasım 2006’da yaşamını yitirdi.

Devamını Oku
05.11.2025
Anayasayı ihlal suçu - Prof. Dr. Doğan Soyaslan

Toplumu özgür insanın ileri götüreceğini kabul eden siyasi rejim ve anayasalar, özgürlükleri korumak için devleti birbirini denetleyen üç temel güce bölmüşlerdir.

Devamını Oku
04.11.2025
Ulusun onurunun güvencesi - Azmi Kişnişci

Yaşı küçük ama kökleri derin Cumhuriyetimiz, Türk ulusunu insanlık ailesinin onurlu bir üyesi yapmayı amaçlar.

Devamını Oku
04.11.2025
Çok kutuplu küresel düzensizlik - Nejat Eslen

Donald Trump farklı bir ABD başkanı.

Devamını Oku
03.11.2025
Cumhuriyete kavramsal yaklaşım - Prof. Dr. Hakan Reyhan

Cumhuriyetin kavramsal içeriğinde birbirini tamamlayan unsurlar vardır.

Devamını Oku
03.11.2025
Bitkisel üretimde gerileme - Ülkü Sarıtaş

24 Ekim 2025 tarihli haberlerde yer alan bilgilere göre; Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından derlenen veriler doğrultusunda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2025 yılı bitkisel üretim ikinci tahminini yayımladı.

Devamını Oku
01.11.2025
Demokrasi kültürü deyince... - Gülşen Karakadıoğlu

Günümüz insanları pek bilmezler; ülkemizde 1980’lerde düzen karşıtı gösteriler düzenleniyor; gençler, yetişkinler özgürlük ve demokratik bir yaşam için demokratik biçimde örgütleniyor, gösteriler düzenliyordu.

Devamını Oku
01.11.2025
Adaletin sınandığı yer - Hüseyin Özkahraman

Türkiye bir kez daha tarihin o kritik eşiğinde duruyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Yeni casusluk kumpası - Doğan Erkan

Yeni bir düşman ceza hukuku ve Ergenekon operasyonu taklidi “casusluk” kumpası Merdan Yanardağ ve Tele1 üzerinden Ekrem İmamoğlu’nu kapsayacak şekilde kuruluyor.

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyet yıkılamaz - Mahmut Aslan

Cumhuriyet, Türkiye için yalnızca bir yönetim biçiminin adı değil, milletin iradesinin ta kendisi, eşit yurttaşlığın somutlaşmış hali ve özgür bir yaşamın sarsılmaz umududur.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyetin temeli o kadar güçlü ki hiçbir baskı sarsamaz!

“Tarihimizde olduğu gibi demokrasi dışı yollara tenezzül ederek iktidarda kalmak isteyen hiçbir güç başarılı olamamıştır, bundan sonra da olamaz. Ülkemizi bu karanlıktan çıkaracak yegâne güç, milletimizin sarsılmaz iradesi ve Cumhuriyetimizin kuruluşundaki mutabakat ruhudur.”

Devamını Oku
29.10.2025
Ben Cumhuriyet çocuğuyum - Ayşe Yüksel

Cumhuriyetimizin 35’inci yılında, Cumhuriyet ebesi sayesinde dünyaya gözlerimi açmışım.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet ve demokrasi... - Nazan Moroğlu

Mustafa Kemal’in önderliğinde emperyalist güçlere karşı verilen tam bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlanmasının ardından, 102 yıl önce 29 Ekim’de kurulan Cumhuriyetimizin temeli ulusal egemenliğe dayandırılmış ve yapılan devrimlerle ümmetten ulusa, kuldan yurttaşa kararlı bir dönüşüm sağlanmıştır.

Devamını Oku
29.10.2025
Anadolu ihtilâli fikri - Yüksel Işık

Tarihi günün bir gün öncesidir; Çankaya’dadırlar. Sofra kurulur; herkes toplanır etrafına… Henüz başlanmıştır ki Mustafa Kemal söze girer; “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz”.

Devamını Oku
28.10.2025
Cumhuriyet kimin öyküsüdür? - Abdullah Yüksel

Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ancak neden kurulduğu belki daha önemli bir soru.

Devamını Oku
28.10.2025
Devrim geriye işle(tile)mez! - Doç. Dr. İhsan Tayhani

Büyük Atatürk, başyapıtı Cumhuriyete yüklediği anlamı, derinlikli bir biçimde yukarıdaki özlü sözünde dile getirir.

Devamını Oku
28.10.2025
'Cumhuriyet sadece bir gazete değildir...'

“Cumhuriyet imecesi” kampanyasını kısıtlı imkânlarıma rağmen ilgiyle takip ediyorum.

Devamını Oku
27.10.2025
KKTC, bağımsız bir devlettir - Hikmet Sami Türk

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 19 Ekim 2025 günü seçmenlerin yüzde 64.82 oranında katılımıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeni bir döneme girdi.

Devamını Oku
25.10.2025
Zeytin saldırı altında - Çağatay Güler

Ülkemiz uzmanlarının değişmez bir kaderidir aynı doğruyu defalarca yazmak zorunda kalmak.

Devamını Oku
25.10.2025
Dış ticaret perspektifinden ‘Türkiye, Rusya, Çin’ - Ahmet Yılmaz

Bugünlerde dış politikada Çin ve Rusya ile ilişkiler yeniden gündemde.

Devamını Oku
24.10.2025
Demokrasimize bulaşan enfeksiyonlar - Ülgen Zeki Ok

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 102. yıldönümü yaklaşırken demokrasimizin geldiği nokta, rahmetli Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcımız Sabih Kanadoğlu’nun 10 yıl önce bir tıbbi enfeksiyon hastalıkları kongresinde yaptığı “demokrasiye musallat olan enfeksiyonlar” konulu konuşmayı aklıma getirdi.

Devamını Oku
24.10.2025
Türkiye’de veteriner hekimliğin 183. yılı - Mücteba Binici

Ben bir Köy Enstitülü öğretmenin oğluyum.

Devamını Oku
23.10.2025
Bakanlıkların düşüşü - Ozan Zengin

Bakanlıklar, devlet teşkilatlanmasının merkezinde yer alan yapılardır.

Devamını Oku
23.10.2025
Askeri hastaneler açılmalıdır - Cihangir Dumanlı

AKP, iktidara gelir gelmez “askeri vesayeti ortadan kaldırmak” sloganı ile ulusal güvenliğimizin güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) gücünü ve saygınlığını azaltıcı adımlar atmıştır.

Devamını Oku
22.10.2025
Sosyalist hareketin yönü üzerine - Doğan Sevimbike

Kemal Okuyan’ın soL’da yayımlanan “Sosyalist Hareket ve CHP’yi Desteklemek” başlıklı yazısı, sosyalist hareketin yönü üzerine önemli bir tartışma başlatıyor.

Devamını Oku
22.10.2025
Eğitimde son aşama akademik yozlaşma

Üniversite, inşa edilmiş akıl ve bilimdir.

Devamını Oku
21.10.2025