Kendilerini küreselleşmenin mağduru olarak gören Batılı kitlelerin yükselttiği tepki dalgası önceki gün İngiltere sahillerinde bir tsunamiye dönüştü ve İngiltere’nin yanı sıra Avrupa’nın, Batı dünyasının hatta küresel sistemin geleceğini belirleyebilecek yeni gelişmelerin işaret fişeğini ateşledi.
Perşembe günü İngiltere’de yapılan referandumda İngiltere’nin geleceğinin Avrupa’da olduğunu savunanların korkulu rüyası gerçekleşti ve ülkenin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasını isteyenlerin oluşturduğu Brexit cephesi, oyların yaklaşık yüzde 52’sini alarak büyük bir zafer kazandı. Genç seçmenler ve Londralılar, İngiltere’nin AB’de kalması yönünde oy kullanırken orta yaşın üzerindekiler ve eğitim düzeyi daha düşük olanlar Brexit cephesinin zafere ulaşmasını sağladı.
Brexit cephesinin liderlerinden biri olan UKIP Başkanı Nigel Farage, sonucun belli olmaya başladığı sırada yaptığı ilk açıklamada, 24 Haziran’ın İngiltere’nin tarihine “bağımsızlık günü” olarak geçeceğini söyledi.
Referandumun mucidi ve mağlubu olan Başbakan David Cameron’ın çekileceğini açıklamasından sonra gözünü Muhafazakâr Parti liderliğine ve başbakanlığa diken Brexit kampının diğer lideri Boris Johnson da, Brüksel’in sultasından kurtularak bağımsızlığını kazanacak olan İngiltere’nin bu sayede eski gücünü kazanacağını ileri sürdü.
Referandum kampanyasında “İngiltere’yi bugünkü durumuna sürükleyen ve göçmen istilasına seyirci kalan” siyasetçilerin yanı sıra AB bürokrasisine, küreselleşmenin nemasını toplayan büyük sermayeye, küresel şirketlere, bankalara ve onlara hizmet veren entelektüellere karşı sıradan insanları ve İngiltere halkını savunduğunu iddia eden Brexit cephesi “bağımsızlık” rüyasını çok iyi kullandı ve etkili oldu. Hedef aldığı gruplar ise bunun gerçekçi bir vaat olmadığını, Avrupa’dan ve küreselleşmeden uzaklaşacak bir İngiltere’nin büyük çıkmazlara sürükleneceğini savundu.
İngiltere halkının çoğunluğunun desteklediği bağımsızlık rüyasının bugünün dünyasında gerçekleşmesi ve İngiltere’ye yükselme yolunu açması gerçekten zor görünüyor. Bu rüyayı halka satmış olanla Brexit cephesinin, küresel kapitalizmin bugün karşılaştığı derin yapısal sorunlara çözüm önerileri getirmeden, bağımsız kalmanın kazandıracağı yeni enerjiyle İngiltere’yi yüceltmesi ve oyunu aldığı kitlelerin beklentilerini karşılaması olanaksız görünüyor.
Ancak şu an için küreselleşmeye kırmızı kart göstermenin ve ulusal bağımsızlığı savunmanın oy getirdiği ortada. Önceki gece İngiltere’yi vuran tsunaminin kasımda yapılacak ABD başkanlık seçiminde bu kez Amerika sahillerini vurması halinde küreselleşmenin ve küresel sistemin geleceği daha da tartışmalı hale gelmiş olacak.
Osman Ulagay
Son Köşe Yazıları
Brexit tsunamisi dünyayı sarsacak
Yazarın Son Yazıları
‘Brexit’ şakaymış, piyasaların keyfi yerinde
‘Brexit’ şakaymış, piyasaların keyfi yerinde
Devamını Oku
01.07.2016
Brexit tsunamisi dünyayı sarsacak
Brexit tsunamisi dünyayı sarsacak
Devamını Oku
25.06.2016
Büyük laf yetseydi kupayı Türkiye alırdı
Büyük laf yetseydi kupayı Türkiye alırdı
Devamını Oku
24.06.2016
‘Brexit’ küreselleşmeye ‘kırmızı kart’
‘Brexit’ küreselleşmeye ‘kırmızı kart’
Devamını Oku
17.06.2016
Çıkmazdaki sanayici çıkış yolu arıyor
Çıkmazdaki sanayici çıkış yolu arıyor
Devamını Oku
10.06.2016
7 Haziran’daki şoku zafere çevirmeyi başardı
7 Haziran’daki şoku zafere çevirmeyi başardı
Devamını Oku
03.06.2016
Çıkmaz sokakta bayrak yarışı
Çıkmaz sokakta bayrak yarışı
Devamını Oku
27.05.2016
ABD faizi piyasaları karıştırabilir
ABD faizi piyasaları karıştırabilir
Devamını Oku
20.05.2016
Seçilmiş ‘tek adam’ modası
Seçilmiş ‘tek adam’ modası
Devamını Oku
13.05.2016
Paris’te insanlığın zor zamanı
Paris’te insanlığın zor zamanı
Devamını Oku
23.11.2015