Eğlenceli ciddiyet: İnce
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Eğlenceli ciddiyet: İnce

17.05.2018 04:45
Güncellenme:
Takip Et:

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli mi yerli bir “mizah duyusu”na sahip olması.

Bunu, kendisini ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ne konuştukları sorusuna verdiği cevapta kristal berraklığıyla ortaya koydu.

“Yeter artık, yıllardır sen yönettin, bırak biraz da ben yöneteyim” demiş!..

Söylediğine göre Erdoğan sadece cumhurbaşkanlığı görev süresini hesaba katan bir karşılık vermiş; “daha 3 buçuk yıl oldu” şeklinde...

Bilemiyorum, ama sanki Erdoğan hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana; öyle hissediyorum!..

Hanidir vurdulu-kırdılı bir dilin otomatiğine bağlanmış şahsiyet, bu yeni tarza bakalım ne şekilde uyarlanacak?

Bu doğrultuda Muharrem İnce’nin adaylığı, başlangıçta onun yetenek ve yetkinliğine dair soru işaretlerini de silecek mahiyette bir performansla toplum olarak hanidir ihtiyaç duyduğumuz bir “ferahlık” koymakta önümüze.

Özellikle 2013 Gezi sürecinden bu yana neşesini kaybetmiş/neşesi kaybettirilmiş ülkeye bir nefes neşe, ferahlık, dolayısıyla da ümit getirdi İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığı...

Bu kadar da değil ama. Bir de “dobra”lığı var onun... Hiçbir kötülüğe, yanlışlığa, çirkinliğe pabuç bırakmayacak bir “dobra” o... Tabii altını çizmek gerek: Hanidir meydanlarda, ekranlarda görmekten usandığımız, kutuplaşma ve çatışmadan beslenen dobralardan farklı bir “barışçıl-uzlaşmacı dobra”.

Onunla dün Cumhuriyet ekibi olarak buluştuk, sohbet ettik. Benim ve arkadaşlarımın sorularını yanıtlarken de yukarıda çerçevelemeye çalıştığım mizaç ve üslûp rüzgâr olup esti ondan bize doğru... Ama bir şeyi daha fark ettim. Gerçi tasvire de boğdum yazıyı ama İnce ile buluşmanın bir “çıktı”sı olarak şunu da eklememe izin verin: “Eğlenceli ciddiyet”.

Son derece eğlenceli bir ciddiyeti var Muharrem İnce’nin, ki sanırım bu da “zamanın ruhu” ile, gençlikle, hele hele Y-kuşağı, Z-kuşağı ile onu buluşturacak bir artı değer olacak. Kendi deyişiyle, “özgür düşünen, eleştiren, tartışan ve Vikipedia’ya girmesinden korkulmayan nesil”le!..

Bize siyasal uzlaşma için kolları sıvadığını söylüyor: “Artık sadece eskiden olduğu gibi ‘solcuların birliği’ni sağlamak gibi bir meselemiz olamaz. ‘Yüzde 50+1’in bize faydası bir faydası bu oldu. Solcuların birliğini sağlamaktan öte Cumhuriyetçilerin birliği; solcular, liberaller, sosyalistler, sosyal demokratlar ve muhafazakârların bir bölümü; bunların birlikteliğini sağlayacağız!..”

Ortak payda “Cumhuriyet” Muharrem İnce için... O yüzden hanidir kültürel olarak son derece “melez” olan bu ülkede bir kırılmadan öte “yırtılma” mahiyetindeki dindar-laik ayrımının, kutuplaşmasının ötesine geçecek bir söylem ve pratikle ortaya çıkıyor. CHP’ye din üzerinden aslı astarı olmayan bir dolu tezvirat ile ha bire bel altı vuruşlar yapmış olanların karşısına kendi deyişiyle “ezber bozan” bir gündelik hayat pratiğiyle çıkıyor. Bu bağlamdaki sorumuza verdiği cevapta (ayrıntıları komşu sütunlarda bulabilirsiniz), “15 yaşında neyi nasıl yaşıyorsam bugün de öyle yaşıyorum; ne muhafazakârlara göz kırıyorum, ne de bazı solcuların eleştirilerinden korkuyorum” diyor. “Anıt Kabir’de Atatürk’ün ruhuna Fatiha da okudum; başkanlık kampanyamı, yine Atatürk’ün Birinci Meclis’i açarken yaptığı gibi Hacı Bayram’da cuma namazı kılarak açtım; Konya’da mitinge gittiğimde Mevlana’ya gidip dua da ettim” diye ekliyor. “Bir perşembe akşamı da Kartal’da cem evine gideceğim” diyerek de noktalıyor.

15 yaşında neyse o Muharrem İnce... O yüzden de en büyük özlemi, şimdi 2-3 liraya satılan suyu, çocukluğunda olduğu gibi ağzını musluğa dayayıp kana kana içmek, herkese de içirtmek...

Tabii onun bu özlemi, “ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi” dizesinin çağrışımıyla bizi de İnce’den inceye Nâzım’a yol tutturuyor!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018