Eşeğe kurban olun!
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Eşeğe kurban olun!

07.05.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Eşekle ilgili, herkes gibi benim de hafızamda ve dil haznemde insan- merkezci bir kültürel kirlenmenin sonucu olarak yerleşmiş haksız, acımasız ve insan olmaktan hicap duymaya yol açacak mahiyette ahlâksız bir dolu söz de var; sözde atasözü/deyim de var. Bir parçası olduğunuz insan türünün bozulmalarından isteseniz de istemeseniz de nasibinizi alıyorsunuz çünkü...
Eşek, 5000 yıl öncesinden başlayarak bizim yükümüzü sabırla ve sadakatle çeken bir hayvan. Ama aynı ağırlıkta insan yaşamı içerisinde en çok aşağılanmış da bir hayvan (“cinsel istismar” konusuna, midelerinizi kaldırmamak için hiç girmiyorum!). Ona yaklaşımımız, insanlığımızın yüz karasını, nankörlüğünü işaret eder. Daha üzücü olan, hemen hiçbir kültür, hiçbir uygarlık, hiçbir din, sanat, edebiyat (kısmi istisnalar hariç) bundan azade gibi görünmüyor.
En avamından en edebisine kadar açılan yelpazede böyle bu... Memleketin şu yaygın, rutin ve sıradan küfrü “Eşşoleşşek” mesela... Aslında bu sözün, muhatabı kılınan “insan”ı değil, böyle bir küfre “malzeme” edilen eşeği hakarete uğrattığını düşünmek gerekir!..
Ve işte bizde Ziya Paşa’ya atfen kullanılan “Eşeğe altın semer de vursan eşek yine eşektir” sözü. (“Bizde” diyorum, çünkü aynısı değilse de benzeri, başka kültürlerde de var; işte “Amerikan” sürümü: “A donkey is but a donkey though laden with gold”; yani, altın yüklü de olsa eşek eşektir.)
Ziya Paşa’nın sözü önceki gün Cumhurbaşkanı’nca muhalif cumhurbaşkanı adayını ima ile telaffuz edildi.
Dindar bir cumhurbaşkanı ağzından hakaretamiz mahiyette (elbette yine doğrudan insana yönelik, ama eşek alet edilerek) çıkan bu sözün ötesinde, eşeği daha itibarlı, hatta “kutsi” yere oturtan anlatılar (hikâyeler/kıssalar) da hiç yok değil... Bunlardan biri, eşek ile ilgili benim de aşina olduğum o “kirli” söylemi bile yıkamıştır. Doktora araştırmam sırasında tasavvufi bir sohbette dinlediğim, sonrasında başka dinsel geleneklerde de benzer karşılıkları olduğunu fark ettiğim “folklorik” bir dinî-İslami kıssa bu. Tabii anti-semitik bir vurgu var içeriğinde, ama onu sorunsallaştırmayı bir başka yazıya bırakarak aktaralım:
“İsrailoğulları Allah’ı görmek istemiştir ve peygamberleri Musa, Rabbe onların isteğini iletir. Allah geleceğini söyler. Yahudiler, zenginliği, lüksü, ihtişamı öne çıkaran hummalı bir hazırlığa koyulurlar. Buluşma günü gelir ve Musa kapıda hazır bekliyor, bir dolu zengin, itibarlı, yüksek statülü insanı içeri buyur ediyordur. Derken bir eşeğin üzerinde yoksul ve yaşlı bir Yahudi belirir kapıda. Musa onu durdurur ve sorar, ‘Nereye’ diye... Yaşlı adam, ‘Ya Musa, Allah’ı görmeye geldim, izin ver gireyim’ der. Musa, ‘Olmaz içeride bir dolu zengin ve önemli insan var; senin durumun münasip değil girmeye’ diye karşılık verir. Yaşlı adam ısrar etse de Musa kabul etmez ve adam üzgün şekilde ağlayarak ayrılır. Sonra beklerler ama Allah gelmez ve Musa’ya dönüp hışımla sorarlar, ‘Allah’ın nerede kaldı’ diye... Musa tekrar huzura çıkar, Allah’a niye gelmediğini sorar. Allah, ‘Ya Musa, edepten çıkma! Bilmez misin sözümü tutarım. Geldim, fakat sen girmeme izin vermedin’ der. Musa Peygamber, şaşkın, sorar ne zaman ve nasıl geldiğini... Allah, ‘Eşeğin sırtındaki yoksul- yaşlı adamın kalbinde oturuyordum. Onu geri çevirdiğin zaman beni de çevirdin’ der.”
Kıssanın hissesi çok da biri de eşek ile ilgili olsa gerektir! Evet, bir taraftan “Eşeğe altın semer de vursan eşek eşektir” anlayışı var; hatta daha beteri, “Mekke’ye de gitse eşek eşektir” diyen “dindarlar” var. Ama işte öbür tarafta da eşek, yoksulun, “Bir lokma bir hırka” diyenin, “tevekkeltü ale’llah” çekenin can yoldaşı bir hayvan!..
Dinsel söylemin alanından çıkalım: Eşek, eza ile, cefa ile, vefa ile binlerce yıl insanın yükünü omuzlamış, aşını bulmasına yardım etmiş, kahrını çekmiş, dolayısıyla baş tacı edilecek, alnından ve o güzel gözlerinden “tazim” ile (yüceltilerek) öpülecek hayvan.
Yani altın semer vursanız da vurmasanız da eşek muhteşem, özenilesi, örnek alınası bir hayvan.
Dolayısıyla saraylarda mum olmaktansa yoksula, fakir fukaraya eşek olmak bize şereftir!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018