Kurbanın halleri
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Kurbanın halleri

24.09.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bu sene Kurban Bayramı’na intikalimiz Cumhurbaşkanı’nın eşi Emine Erdoğan’ın geçen hafta gündeme gelen sözleri eşliğinde her zamankinden daha da erken oldu. Emine Hanım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın düzenlediği şehit çocuklarıyla bayramlaşma merasiminde basına “skandal” ibaresiyle düşen şu sözleri sarf ediyor çocuklara: “Sizler, Kurban Bayramı’nı çoktan idrak ettiniz!..” Bu sözleri basın (tabii ki “bir kısım basın” denecektir!), şehitleri “kurbanlık koyun”a benzetmek olarak değerlendirdi ve o yüzden de adını skandal olarak koydu.


(Afganistan’ın Herat kentinde kurbanlık bir koyun sahibini çekiştirirken böyle görüntülendi.)

Skandal olup olmadığı bir yana, yapılan bu değerlendirmede esasen başka bir sorun var. Bu, mevzubahis sözlerle “kurbanlık koyun” benzetmesi yapıldığı...

Hayır, Emine Hanım, kirli bir iktidar oyunu uğruna memleket toprağının cehennem ateşine kesilmesiyle hayatlarını kaybeden gencecik çocukları kurbanlık koyunlara benzetmiyor, “kurbanlık insanlar”a benzetiyor.

İslâm’la sınırlı değil

İnsanlık tarihinde kurban ritüeli İslâm’la sınırlı olmadığı gibi insan- dışı varlıklarla da sınırlı değil. Tarihi devirlerden öte, insanın tarih-öncesinde de antropolojik ve arkeolojik bulguların önümüze gayet güzel serdiği üzere doğaüstü güçlere kurban edilen canlı-cansız pek çok varlığın arasında insan, ziyadesiyle var. Ve bilindiği üzere, üç büyük tektanrıcı dinin “büyükbabası” İbrahim Peygamber de oğlunu Allah’a kurban sunacakken son anda Rabb’in melek aracılığıyla gönderdiği bir hayvanın ikamesiyle bundan vazgeçer. Belli ki İbrahimî dinlerin derinliklerine inildiğinde de “insan kurbanı”nın izlerini sürmek mümkün olacaktır. Âdem’in iki oğlu arasında “katl” ile biten çatışmanın kökeninde de “kurban” meselesi var. Her ikisi de emeklerinin ilk ürününü Tanrı’ya kurban olarak sundu. Tanrı, hayvancılık yapan Habil’in “kuzu”sunu kabul etti, çiftçilik yapan Kabil’in “tahıl”ını kabul etmedi. Kabil çok kızdı, kardeşini kıskandı ve onu öldürdü. Peki, Kabil’i bu kadar kızdıran neydi?.. Bunun cevabını bulmaya çalıştığımızda kurbanın özünde ne olduğuna ilişkin çok önemli bir ışık yakmış olacağız.

Kabil, Tanrı’nın kendisi yerine Habil’le bağlılık ve yakınlık tesis etme tercihini kıskandı. Tanrı, kendisini “akraba”lığa kabul etmediği için öfkelendi.

Çünkü kurban, ilahi olanla “akraba olma” girişimidir. Sözcüğün kökü olan Arapça “krb”, “yakınlık kurma” anlamına geliyor. Zaten “akrabalık” da aynı “krb” kökünden geliyor.

Nasıl akraba olunuyor Yaratıcı ile peki?.. Elbette ki ona bir sunuda (“teslime”de) bulunularak... Bu, çok kıymetli bir obje de olabilir; emek emek ekip biçip devşirdiğiniz tahıl da olabilir; büyütüp otlatıp yetiştirdiğiniz hayvan da olabilir...

Ve işte, canınızdan çok sevdiğiniz yakınınız da olabilir!.. Emine Erdoğan’ın sözleri, bu sonuncusuna tekabül ediyor: Şehit yakınlarına diyor ki babanızı, ağbinizi, kocanızı, oğlunuzu kurban edip Hakk’a “akraba” oldunuz!.. O yüzden de Kuran Bayramı’nı çoktan idrak ettiniz!.. Ne diyelim, zevkler ve renkler gibi, değerler ve inançlar da tartışılmaz. Ancak tartışılacak olan, o çocukların, o kardeşlerin, o eşlerin ve o ana-babaların, kaybettikleri yakınlarına ilişkin ne ölçüde Emine Hanım’la aynı fikirde, hissiyatta, inançta olduklarıdır. Cenaze törenlerinde karşımıza çıkan ve hiç azımsanmayacak sayıdaki görüntü, bu noktanın gerçekten de “tartışmalı” olduğunu işaret ediyor!..

Devam edelim!.. Peki, Yaratıcı’ya “kanlı” ya da “kansız” şekilde bir varlık kurban ederek onunla “akraba” olma isteğinin altında ne tür bir itki yatmakta?

Denizlerde kan

Bu soruya da antropolojiden sosyolojiye, insan toplumsallığının işleyiş mantığına kafa yoran bilim alanlarının bir anahtar kavramı ile bağlantılı olarak cevap vermek mümkün; karşılıklılık (“reciprocity”) ilkesi ile...

Her türden insan ilişkisinde karşımıza çıkan yardımlaşma, destek, hediye verme gibi davranışlar, bilinçli ya da bilinçdışı bir karşılık bekleme esasına dayanır. Tanrı’ya sunulan ve onunla akrabalık tesis etmeye çalışılan “kurban” da böyledir. “Verdiğiniz”in karşılığını lütuf, ihsan, esirgenme, bağışlanma, selamete çıkarılma, vb. şekillerde Yaratıcı’dan bekliyorsunuz!..

(Kurban’a ilişkin antropolojik çalışmaları temelinde bize kazandırdığı “Kurbanın Kökenleri ve Anadolu’da Kanlı Kurban Ritüelleri” adlı kıymetli eseriyle [YKY Yayınları] burada aktardığımız bilgi ve değerlendirmelerin altyapısını oluşturan hocam, merhum Prof. Dr. Gürbüz Erginer’i bu vesileyle sevgiyle yâd ediyorum!)

İyi, güzel, hoş da bugün kurban bayramlarında şehirlerimizin sokaklarındaki kurban kesme görüntülerine baktığımızda insanlarımızın böylesi bir “manevi” itki ile, yani “Allah ile akraba” olma idrakiyle hareket ettiklerini söylemek ne kadar mümkün?..

Yıllardır karşımızda olan tablo, ne yazık ki böyle bir algıyı hiç de beslemeye elverişli değil... Ve her sene olduğu gibi bu defa da karşımıza çıkacağı muhtemel görüntüler eşliğinde Kurban Bayramı’nı “akrabalık” değil, fakat bir “kasaplık” merasimi olarak idrak edeceğimiz söylenebilir. Yine caddeler-sokaklar oluk oluk kan akacak; denizler kana boyanacak. Çevrelerindeki hararetli, tempolu, gürültülü kalabalıklardan ürküp başına geleceği hisseden, bu nedenle korkup can havliyle kaçan hayvanlar, yine sokaklarda kovalanacak, acı ve eziyet içinde bırakılarak “boğazlanacak”.

Sonrasında da mangal dumanları, göstere göstere gökyüzünü kaplayacak...

Allah, böylesi hacimli bir “kasaplık” ameliyesinden çıkacak “akraba”lığı ne kadar kabul etmeye isteklidir, bilemiyorum!.. Tereddüdümün mazur görülmesi dileğiyle, hepinize iyi bayramlar!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018