Meşihat makamı
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Meşihat makamı

18.07.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

15 Temmuz anma etkinlikleri çerçevesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan pazar günü saat 13.00’da Saray’da Millet Camisi’nde düzenlenen hatim törenine katıldı ve orada Kur’an okudu. Giderek yanından ayırmaz olduğu Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’tan hiç aşağı kalmayan bir performans sergileyen Erdoğan’a Erbaş da okuduğu dua ile eşlik etti.
Tam bir “din-ü devlet” tablosu!..
Aynı tablo akşam 21.00’da bu defa Köprü üzerindeki etkinlikte gözlerimizin önündeydi. Erdoğan yine yanı başına oturttuğu Diyanet Başkanı’nın okuduğu Kur’an’ı eşi ve torunları ile birlikte dinledi, dualara âmin dedi.
Ancak kadrajda yer alan bir ayrıntı üzerinde durulmadı.
Diyanet Başkanı’nın sol yanında da mühim bir şahsiyet vardı: Türkiye tarihinde din ve siyaset dendiğinde ilk akla gelen, ancak yakın dönemde hayli irtifa kaybetmiş İskenderpaşa Nakşibendi çevresinin halihazırda öne çıkmış isimlerinden Prof. Cevat Akşit.
Akşit, İskenderpaşa’nın Erbakan’dan Özal’a kadar dinî-muhafazakâr siyasetin öncü isimlerine irşatta bulunmuş kült şeyhi Mehmet Zahid Kotku’nun ölümü (1980) sonrası, onun damadı Esat Coşan’ın “post”a oturmasını en baştan itibaren kabul etmeyen bir isim. Çünkü, kendisinin Kotku’dan “hilafet” aldığını iddia etmekte... Ve aynen onun gibi Coşan ile ast-üst (mürit- mürşit) ilişkisine girmeyip eşit pozisyon (ve “mesafe”) almış Erbakan’ın yanında oldu.
Esat Coşan’ın ölümünden sonra biraz da oldubittiye getirilerek “post”a oturtulan oğul Nurettin Coşan döneminde ise İskenderpaşa çevresi tam anlamıyla bir dağılma sürecine girdi. Olgun müritlerce “çocuk” sayılan Nurettin’in yol açtığı çöküşten İskenderpaşa çevresini toparlayacak kişi, dolayısıyla “postnişin”i hak eden isim olarak da Akşit zikredildi hep.

***

Şimdi ise biz, 1970’ten itibaren İslamcılığın Erbakan’la partileşme sürecinde “manevi mimar”ı sayılabilecek Şeyh Kotku’nun İskenderpaşa çevresinin bugünkü temsilcisi “Cevat Hoca”nın dinî-siyaset nezdinde nerede, ne konumda olduğunu görüp her şeyin nasıl da değiştiğini düşünüyoruz!..
Aşağıdaki fotoğrafa bakın ve kimin tabloya hâkim, kimin ikincil ya da “kıyıda” olduğuna dikkat edin: Azametle merkezde konumlanmış Tayyip Erdoğan; ona tabi şekilde “kırâ’at eden” Diyanet Reisi Ali Erbaş ve onun yanında da tabiri caizse “büzülmüş” vaziyette Nakşibendi postnişîni…

***

Bu, “Yeni Türkiye”deki değişmenin sadece laik toplum kesimleri açısından değil, tarikat çevreleri açısından da “yakıcı” etki göstereceğini düşünmeye el verir bir tablo.
Soralım mesela, tablodaki zat Şeyh Kotku olsaydı ne Erbakan, ne Erdoğan, ne de Erbaş onu bu şekilde ağırlayabilir, konumlayabilir miydi?..
Esat Coşan bile kendisini hiçe sayan Erbakan’la zıtlaşmadan kaçınmamış, hatta neredeyse ayrı bir parti kurma noktasına dahi gelmişti.
İlk defa Türkiye’de Nakşi meşâyihin önde gelen bir şahsiyeti, dindar-muhafazakâr iktidar sahibi karşısında hiyerarşik olarak bu kadar “minimal” konumda karşımıza çıkıyor.Demek ki tarikatlar, laiklik hassasiyetinin alabildiğine güçlü olduğu o eski rejim zamanında bile sürdürdükleri ehemmiyeti asıl şimdi, “Reis’in Türkiyesi”nde yitiriyorlar.
Bu, bir bitişin resmidir.

***

2015 yaz başında bu gazete için hazırladığım “Parti Tarikat Cemaat” yazı dizimde görüştüğüm bazı tarikat ehli isimler, bugünlerin geleceğini o zamandan söylüyordu. Mesela biri diyordu ki artık bu ülkede tarikata da cemaate de ihtiyaç kalmadı, çünkü Erdoğan’ın kendisi “cemaat” haline geldi; bir şeyh dedirtmediği kaldı kendine…
Bir başkası, Erdoğan var olduğu sürece artık tarikat ve cemaatlerin siyasette bir etki gücü olamaz dedikten sonra şöyle tamamlıyordu sözünü:
“O, meşihat makamı artık.”
“Meşihat”, tasavvufta şeyhlik, mürşitlik yerine kullanılan bir tabir. Şeyhülislamlık anlamı da var Osmanlı döneminde…

***

Erdoğan liderliğindeki AKP 2002’de iktidara geldikten sonra, tarikat-cemaat çevrelerinin önünü açtı; sadece bir siyasi ittifak içine girdiği, sonra da terör örgütü dediği o malûm yapı değil, irili ufaklı hepsinin önünü açtı.
Onlara nice imkânlar bahşetti; özellikle maddi olarak “yol alma”ları noktasında…
Böylece “takva”nın değil, ticaretin “tarik”leri (yolları) oldu onlar…
Zahitlikten, “Bir dost bir post” düsturundan, “Bir lokma bir hırka” tutumundan dem vuran manevi ekoller olmaktan çıkıp maddi mi maddi holdinglere dönüştüler.
Ve esas o zaman bittiler.
Çünkü “yalan dünya” (tasavvufî tabirle “masiva”) ile bu kadar haşir neşirseniz, manevi ağırlığınızı kaybedersiniz; dahası “kâr-zarar” hesabı üzerinden istismar, suiistimal kaçınılmaz olarak hayatınızın bir parçası olur.
O yüzden bugün hepsinin ipleri iktidarın, daha doğrusu bir muktedirin elinde.
Ve kendilerine bu yeni durumda biçilen yer ya da rol de işte “meşihat makamı” görüntüsündeki o muktedire memur “ulema-i rüsûm”un yanına iliştirilmişlikten ibaret gibi…
Geçmiş olsun!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018