Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

06.06.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yaşar Kemal’in “Dağın Öte Yüzü” roman üçlemesi (Ortadirek, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu) bize bir insan topluluğunun yokluk ve umarsızlık sarmalında kalınca kendi içinden nasıl bir “kült” figür çıkardığını da; ancak koşullar değiştiğinde onu yerle yeksan ederek ölüme mecbur bıraktığını da müthiş çarpıcı şekilde anlatır.
Çukurova köylüleri kendi aralarında etten kemikten bir âdemoğlu olarak yaşayan Taşbaşoğlu’nu “ermiş” kılarlar. Sonrasında Taşbaş’ın ermiş kişiliği, beşeri kişiliğinden ayrışır; öyle ki bir süre aralarından kaybolmuş sonra geri gelmiş “insan” Taşbaş’ı tanımaz ve takmaz köylüler… Hatta ısrarla Taşbaş olduğunu iddia etmesi karşısında onu pataklarlar. Bu duruma dayanamayan Taşbaş sonunda kendini öldürür.
Fakat ilginç olan şudur ki Taşbaşoğlu “beşeri” varlığına son verse de köylüler asıl, yani “ermiş” Taşbaş’ın çoktan “kırklara karıştığı” inancındadır. Dolayısıyla “Taşbaş”ın ölüsünü dahi tanımaz, “o” olarak kabul etmezler.

***

Yaşar Kemal’in, doğup büyüdüğü coğrafyanın halk inançlarından damıtarak kurguladığına benzer bir başka örnek de sufi-tarikat İslâm’ında sıklıkla karşımıza çıkan “Şeyh uçmasa da mürit uçurur” deyişidir.
Taşbaşoğlu’nu köylüler, önceleri o kendisine atfedilen olağanüstülükleri reddetse de, “ermiş” değil onlardan biri olduğunu çırpına çırpına söylese de ısrarla uçurmuşlar da uçurmuşlardır.
Böyle olunca giderek kendisini “uçtuğu”na inandıran Taşbaşoğlu, sonrasında tablo değişince buna katlanamamış, neticede (“uçmak” ne kelime!) uçurumun dibini boylamıştır.

***

Aziz Yıldırım, Fenerbahçe’nin “Taşbaşoğlu”dur.
Geçen pazar günkü korkunç seçim hezimeti, bir topluluk tarafından yıllarca yüceltilip, kültleştirilip, mitleştirilip “uçurulmuş” bir figürün, aynı topluluğun yeni arayışlarına artık hitap edemez olduğunda ve de kendisinin yerinden edilemez bir “efsane” olduğuna inandığı noktada başına gelen bir “uçurumdan yuvarlanma”dır.
Herkes Aziz Yıldırım’ın gitmesi gerektiği halde gitmemekte ısrar ettiği için bu acı sona maruz kaldığını söyleyerek faturayı tek başına ona kesiyor.
Bu haksızlık olur.
Aziz Yıldırım’ı yıllar boyunca “uçurmuş” müritlerin ortaya çıkan hazin tablodaki payını görmezden gelmek olur.

***

Aziz Yıldırım 20 yıllık başkanlık döneminde iki defa kendisi başkanlığı bırakmak istedi. “Sen bu camiaya lâzımsın Büyük Başkan! Bizi bırakma” diyerek vazgeçirdiler onu…
Son birkaç yıla gelinceye kadar, onu hep bir olağanüstülük abidesi olarak yücelttikçe yüceltenlerden geçilmedi.
Yetmedi, şike davası sürecinde Türkiye’de FETÖ’nün el atıp da çökertemediği kurumun başındaki şahsiyet olarak, sadece Fenerbahçe’nin değil, Türkiye’nin kahramanı yaptılar onu.
Şimdi bunlar olduğunda, ölümlü bir varlığın böylesi bir “ölümsüzlük” mertebesinden sökülüp alınma teklifini ha deyince içine sindirebilmesi, kabul edebilmesi, mitsel motivasyondan uzaklaşıp ussal (rasyonel) düşünebilmesi de o kadar kolay olmuyor işte…

***

Olursa da böyle oluyor. Vahim, hazin, trajik!..
Nasıl Taşbaşoğlu’nu bir mitsel kahraman, bir “ermiş” yapıp ululayan köylüler, onu sıradanlaştırıp takmaz olduklarında o ısrarla varlığını sürdürmek, var olduğunu duyumsatmak istediyse;
Ve nasıl bu ısrarı sonucu onu bir zamanlar uçuranların dayaklarına maruz kaldıysa;
Neticede de canına kıydıysa;
Hayli benzer bir durumdur Aziz Yıldırım’ın başına gelen…
16 bine 4 bin” fark, başka türlü nasıl yorumlanabilir?!
Bir zamanlar uçurdukları “şeyh”in hâlâ uçmak isteme ısrarı karşısında pataklayıp hizaya çektiler onu…

***

Dedik ya, Taşbaşoğlu’nun cansız bedeni ile karşılaşan köylüler, hâlâ onun “gerçek” Taşbaşoğlu olmadığını ileri sürüyor, Taşbaş’ın çoktan “Kırklar’a karıştığı”nı söylüyorlardı.
İlk sandık açılıp sırra kadem basan Aziz Yıldırım 4 bine karşı 16 binlik sonuç karşısında bir bakıma (“manen”) ölmüş olsa bile arkasından yapılan konuşmada onun bir Fenerbahçe efsanesi olarak yaşadığının söylenmesi de kısmen böyle bir şey değil mi?!

***

Şimdi Kadıköy’de Fenerbahçe semalarında bir yeni “Taşbaşoğlu”, uçuruldukça uçurulmaya başlanıyor.
Acaba Ali Koç, Yaşar Kemal’in bu büyük eseri, “Dağın Öte Yüzü” üçlemesini okumuş mudur dersiniz?..
Okumadıysa, onu bugünden itibaren bir başucu kaynağı olarak yanından ayırmamasını önerelim!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018