2014: 3Y Çöktü

29 Aralık 2014 Pazartesi

Türkiye 2014 yılına, hükümet üyeleri ve onlara yakın işadamlarının odağında yer aldığı 17 ve 25 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının yarattığı büyük sarsıntıyla girdi. AKP, 12 yıllık hükümetlerinin karşı karşı kaldığı bu en büyük sıkıntıyı ‘darbe girişimi’ diye adlandırarak yargıdan kaçmayı tercih etti.
Yargıda değil, seçim sandığında aklanma yolunu seçen Erdoğan yerel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine tüm devlet imkânlarını kullanarak asıldı.
AKP Türkiye’nin üç önemli sorunu olan yolsuzluklar, yoksulluk ve yasakları çözme vaadiyle iktidara geldi. Liderleri Erdoğan kariyerinin zirvesine hakkındaki yolsuzluk iddialarından yargı yoluyla aklanarak değil, sandık yoluyla sıyrılarak çıkmayı tercih etti.

Yoksulluğun resmi
AKP’nin ikinci iddialı olduğu konu olan yoksullukla mücadeleye gelince... Türkiye bu yıl en acı günlerini maden ocaklarındayaşadı. Önce Soma’da 301 madenci. Hemen ardından Ermenek’te 18 can daha gitti. İş güvenlikleri rant uğruna ihmal edilerek katledildiler.
O madenci ailelerinin hayatını ve yaşadıkları yoksulluğu Ermenek faciasında oğlunu yitiren Recep Aktaş’ın yırtık pabuçlarıyla hissetti tüm Türkiye.
Yoksulluğun en yalın ve en acı biçimde kendini gösterdiği o fotoğraf tartışılırken, Türk ve dünya basınının manşetlerine yeni bir resim oturuverdi:
Yargı kararları hiçe sayılarak ve 1 milyar 370 milyon lira harcanarak yapılan ve bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “1150 küsur odası var” dediği yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı. Kimine göre Ak, kimine göre de Kaçak Saray.
Türkiye’de halkın yaşadığı yoksulluk ile iktidarın israfının boyutunu o iki karede yan yana gördük.

Avrupa’dan kopuş
Yolsuzluk operasyonlarının hedefindeki Erdoğan, 17 Aralık’ın bir darbe olduğuna ikna etmek istediği Batı’ya “2014 Avrupa yılı olacak. Reformlardan dönüş olmayacak” sözü vermişti. Ancak yılın sonunda geldiğimiz noktada, Avrupa’nın tüm kurumları; hukuk devleti, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı gibi konularda Türkiye’de kaygı verici bir geri gidişten bahsetmekte. AKP’nin ‘Yasaklar’ konusunda Türkiye’yi getirdiği noktayı geçen yıl Gezi olaylarında yaşamıştık. 17 Aralık sonrasında Türkiye artık iyicenefes alınamaz hale geldi. Önceki yıllarda tutuklu gazetecilerle anılan ülkemiz, 2014’te de YouTube ve Twitter başta olmak üzere internet yasakları ile dünyanın hafızasına kazındı. Yılın son günlerinde ‘paralel yapı’ ile mücadele adı altında gerçekleştirilen operasyonun hedefinde de yine medya vardı

Çözüm yine gizlenecek
Bu yıla damgasını vuran bir diğer önemli konu ise 6-7 Ekim Kobani olaylarıydı. 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylar çözüm sürecini de yakından etkiledi. Yaşanan yalpalama ardından hükümet muhataplarıyla yeniden uzlaşma sağladı. Ancak bu uzlaşmanın ardından, sürecin bundan sonraki aşamalarının toplumdaki ‘şeffaflık’ beklentisini dikkate almadan yine tamamen kapalı kapılar ardında gideceği anlaşılıyor.

Yönetme krizi kapıda
2014’ün son dört ayı ise Erdoğan’ın kendisini ‘farklı cumhurbaşkanı’ diye tanımladığı ve yıllar sonra Türkiye’nin ilk kez yeni bir başbakan ile tanıştığı süreç oldu. Tam Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşlarının ifade ettiği gibi “Türkiye artık başkanlığa gidiyor” denirken, Başbakan Davutoğlu, “Yok böyle bir şey” deyiverdi.
Erdoğan ve Davutoğlu, yolsuzlukla suçlanan 4 bakanın Yüce Divan’a gönderilip gönderilmemesi konusunda da karşı karşıyalar.
AKP’nin 3 ‘Y’sinde de (yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar) çöküş yaşadığı yıldı2014. Öyle anlaşılıyor ki yeni yılda dördüncü bir ‘Y’yi, ‘Yönetme’ konusunda yaşanacak krizleri tartışacak Türkiye.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları