Dünya şampiyonu Orhan Kemal
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Dünya şampiyonu Orhan Kemal

07.06.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Pek bilinmez ama edebiyatın sadece Nobel’i yoktur; Dünya Kupası, Olimpiyatı, Şampiyon Kulüpler Kupası, UEFA Kupası, atletizmde olduğu gibi dünya rekorları da vardır. Orhan Kemal, Nobel dışında, yukarıda adını andığım bütün kupaları almış, yazınsal atletizmde bütün dünya rekorlarını kırmıştır.
Edebiyatın Olympos Otağı’nda; Tolstoy, Dostoyevski, Çehov, Gorki, Pasternak; Hugo, Zola, Maupassant, Camus, Sartre; Cervantes, Unamuno; Neruda, Marquez; Kavafis, Seferis, Riços; Tevfik Fikret, Mehmet Akif, Nâzım Hikmet, Sait Faik ve dünyanın bütün ülkelerinden büyük yazın erlerinin yanında oturacak sandalyesi vardır. Türkçenin ve dünyanın bütün dillerinin onurudur.

***

Dünyanın bütün ülkelerinde, vatan uğruna canlarını vermiş şehitlerin ve kurbanların; yapıtlarıyla ülkelerini ve dünyayı onurlandırmış yazar ve sanatçıların alanlara heykelleri dikilir; alanlara, bulvarlara, caddelere ve sokaklara adları verilir; doğdukları ve yaşadıkları evlerin kapılarına tabelalar asılır. Sadece bu kadar değil, oteller kapılarına orada yaşamış olan yazarların ve sanatçıların adlarının yazılı olduğu tabela asarlar. Örneğin Paris’te birçok otelin kapısında böyle tabelalar vardır. Lokanta ve kahve masalarında bu türden madeni plakalara rastlanır. Nisan ayında Paris’te Deux Magots kahvesinde Ülker’le oturduğumuz masanını dayandığı duvarda Jean-Paul Sartre ile Simone de Beauvoir’ın masasının olduğu yazılı bir plaket vardı. Gene Paris’te, Saint- Sulpice Kilisesi’nin bulunduğu Saint- Sulpice Alanı’na açılan Ferou Sokağı’nı izleyen yüksek duvarın üzerinde Arthur Rimbaud’nun Sarhoş Gemi (Le Bateau Ivre) adlı şiiri yazılıdır. Yazılıdır, çünkü 17 yaşındaki şair, bu şiiri eskiden karşı köşede bulunan Denogeant adlı lokantada dönemin en önemli şairlerine ilk kez okumuştur.
Bir ülkenin dili, edebiyatı ve kültürü işte böyle tarihe dönüşür.

***

Orhan Kemal Kültür Merkezi’nden(*) bir bildiri geldi. Ülkemizin sanat ve kültür bilincinin içinde bulunduğu sefaleti ihbar eden bu metni bilginize sunuyorum:
“Orhan Kemal’in Unkapanı’nda 1954-1966 yılları arasında oturduğu evin üzerindeki anı tabelası şubat ayında bilinmeyen bir şekilde ortadan kaybolmuştur. Fatih Belediyesi’ne tabelanın yerine konulması için pek çok kez yapılan hatırlatmalar da sonuç vermeyince, Orhan Kemal’in okurları ve semt sakinleri bir tabela hazırlayarak ölüm yıldönümü olan 2 Haziran’da oturduğu eve tabelanın konulması için saat 17.00’de evinin önünde buluşmuşlardır. Fakat kim veya kimler tarafından organize edildiği bilinmeyen provokasyon amaçlı bir araç, engelleme amacıyla tabela asılacak olan evin önüne park edilmiş, tüm ricalara karşın arabanın oradan kaldırması reddedilmiştir. Daha sonra aynı şahıs tabela konulması sırasında sesli bir şekilde söylenmeye başlayarak orada bulunan kitleyi kışkırtmayı denemiştir. Ama sonunda tabela yerine konulmuştur. Orhan Kemal, o semtin insanlarını kitaplarında ölümsüzleştirdiği halde yüzünde sevgi pırıltısı olmayan birilerinin bu türlü kışkırtmalarına en iyi cevabı yine kitaplarındaki insan sevgisiyle verecektir. Sanattan ve kültürden anlamayan insanların yetişmesini amaçlayan kendini vazgeçilmez sayan düşüncenin bir gün büyük insanlık sevgisinin çağlayanında yok olup gidecekleri kesindir.”

***

Tabelanın bina duvarına asılmasına engel olan kim, bina sahibi mi? Bina sahibi ise bu insanı ikna etmek, dahası tabelayı yerine asmak Fatih Belediyesi’nin görevi olmalı. AKP’de ve belediyelerinde böyle bir bilinç yok. Orhan Kemal, komünist idi, elbette dindar değildi, temiz rakı içerdi, mahpus damında yatmıştı, çok iyi bir aile babasıydı ve dünyanın en büyük yazarlarından biridir. Ey belediye, sen tabelayı asıp korumazsan bunu yapacak biri mutlaka gelir. Orhan Kemal o günü bekler. Çünkü ölümsüzdür!

(*) Akarsu Yokuşu Sokak No: 30, Cihangir, Beyoğlu, 34433 İstanbul; 0212 252 88 38 – 292 92 45  

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025