Hakan Kara’ya açık mektup

Hakan Kara’ya açık mektup

09.06.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili Hakan,
Duydum ki, mektuplarını bile vermiyorlarmış sana!
Hani haksızlık yapılan, zulme uğrayan kişiler için, yapılan haksızlığı, zulmü vurgulamak amacıyla “Utanmıyorsanız, fırıncıya söyleyin ekmek de vermesin!” derler ya,
Sana yapılan katmerli zulüm de o hesap herhalde!

***

Sevgili Hakan,
Bilirsin, ben bir toplumbilim öğrencisi olarak, içinde yaşadığım, yıllarca dersler, konferanslar vererek, makaleler, kitaplar yazarak, televizyon programları yaparak insanlarını eğitmeye çalıştığım toplumun söylem ve eylemlerinin sorumluluklarını da taşırım.
Sana bu mektubu, o sorumluluk duygusunun yol açtığı utançla yazıyorum.

***

Sevgili Hakan,
Sana bu yapılanlardan dolayı:
Utanıyorum, hem de çok utanıyorum...
Toplum adına özür diliyorum, çok, çok özür diliyorum senden...
Ve senin gibi aynı zulme, aynı haksızlığa, aynı hukuksuzluğa, aynı adaletsizliğe, aynı maddi manevi işkenceye uğrayanlardan!
(“Sen kim oluyorsun da ‘Toplum adına’ özür diliyorsun?” diye eleştiren olursa:
Ben, zamanın ve evrenin sonsuzluğunda HİÇ olduğunu bilen ve kendilerini (hadlerini) bilemeyenlere de HİÇ olduklarını anımsatmaya çalışan bir öğrenciyim.)

***

Sevgili Hakan sana yapılan haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlikler o kadar çok ve o kadar katmerli ki hangi birine üzülsem, hangi birinden utansam bilemiyorum:
Dünyanın en iyi kalpli, en yumuşak, en uygar, en demokrat, en şiddete karşı insanlarından biri olan sen, akıl almaz bir biçimde PKK, FETÖ ve DHKP-C olarak üç farklı terör örgütüne birden yardım etmekle suçlandın...
Seni suçlayanlar adına çok utandım; bu haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliğe karşı çıktım.
Seni suçlamak için tatil rezervasyonu yaptırdığın bir turizm şirketini bahane olarak kullandılar...
Ben yine utandım; bu saçmalığı yazılarımda anlatmaya çalıştım.
Bu şirketi aramış olmanı delil olarak kullanarak seni hapse mahkûm ederlerken, o şirketin sahibini Turizm Bakanı yaptılar...
Ben daha da çok utandım; bu çelişkiyi gazetede, televizyonda vurguladım.
Ağır bir kalp ameliyatı ve ameliyat sonrası ölümcül bir enfeksiyon geçirmiş olmana rağmen seni hapse attılar...
Utancımdan ağladım; isyan ettim, tekrar yazılar yazdım, konuşmalar yaptım.
Derken yapılan haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliklere rağmen tahliye edildin ama bu da sana çok görüldü; aynı davada 5 yıldan az ceza alan arkadaşlarla birlikte, daha fazla ceza alanlar dışardayken yine hapse atıldın.
Yaşadığım katmerli utanç ile, yeniden yazılar yazdım, konuşmalar yaptım, bu saçmalığı, bu haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik ve mantıksızlığı gazetede ve televizyonda dile getirmeye çalıştım.
Ve şimdi öğreniyorum ki, yazar ismin Hakan Kara, resmi evraktaki ismin Hakan Karasinir olduğu için, Hakan Kara adına yazılan mektuplarını bile sana vermiyorlarmış.

***

Sevgili Hakan,
Biliyorum, bu toplumda, haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, maddi manevi işkenceye uğrayan tek insan sen değilsin...
Sana ve başkalarına bu yapılanlardan dolayı derin ve katmerli bir utanç duyan tek insan da ben değilim...
Ve yine biliyorum ki, Sokrates’i mahkûm eden yargıç kılıklı mahlûkların safında yer almaktansa...
Sokrates’in peşinde koştuğu gerçeğin, adaletin, hakkın, hukukun yanında yer almayı tercih edenler daima olacaktır.

***

Seni seviyoruz ve sayıyoruz Hakan Kara:
Mektuplarını engelleyebilirler...
Ama sana duyulan sevgi ve saygıyı asla!

***

Sevgili dostlarım Yakışıklı Önder Çelik, Değerli Avukat Mustafa Kemal Güngör, Dürüst Muhasebeci Adaşım Emre İper, Büyük Sanatçı Uluslararası Karikatürist Musa Kart ve Filozof Gazeteci Güray Öz (Öztekin) de Hakan Kara (Karasinir) ile aynı yerde aynı haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliklere mahkûm edilmiş olarak, daha pek çok suçsuz insanla birlikte çile dolduruyorlar.
Mektup adresleri aşağıda:
Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi,
Cezaevi PTT Şubesi
İzmit/Kocaeli  

Yazarın Son Yazıları

Açılım: Stockholm Sendromu ve şok doktrini (4)

Bu yazı Özgür Özel’in “Stockholm Sendromu” uyarısı üzerine, geçen hafta Salı günü başladığım yazıların dördüncüsü.

Devamını Oku
07.12.2025
Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025